Tedavüle giren Hocalar..!

Alpaslan Kuytul kendisini hoca diye vasıflandıran, kavradığında avucunun altından bir tutam sarkacak kadar da ehli takva sakalı olan birisi. Amerika’daki takkeli hodjanın farklı bir versiyonu. 

Amerika’dakinde sakal yok, takke var bunda takke yok sakal var.

Biri, Papa ile poz verebilmiş olmanın gurur ve huzurunu yaşarken bir yandan da Allah indinde tek din olan, öncekileri nesh eden İslam’ı ve gelişi ile tedavülden kaldırdığı hükümsüz dinlerle diyaloğa sokarak hüküm kazandırmayla vazifeli. Bir yandan da “ezubillahimineşşeytani ve siyase” sözünü suiistimal edip imanlı vatan evlatlarını siyasi idareden uzak tutarak ülkeyi millet düşmanlarının çiftliği haline getirmede görevli. 

Ötekisi de,  yıllar önce moda olan tabir ile “parti ile bu iş olmaz” diyerek, milleti metot farklılığı tartışmalarıyla oyalayıp sosyal ve siyasal hayatın dışında tutarak, horolop şorolop takımının baskıcı jakoben yönetimlerine mahkum etmede vazifeli “radikal İslamcı” modunda biri...

İkisinin de gayreti, kadim emperyal proje uygulamasıyla benliğinden koparılmış vatan evlatlarını; Peygamber menkıbeleri ve maksadı dışına taşırılmış ayet tefsirleriyle etkileyip, bir yandan aksiyon veriyormuş gibi yapıp istikametten alıkoymak.

Farklı söyleyip, farklı gözükseler de ikisinin de amacı aynı. Merhamet medeniyeti çocukları birbiri ile meşgul olsun. İzrail Arz-ı Mevud’una bir an önce kavuşsun..!

Sakallı radikal pozlarında olan diyor ki; ev ev dolaşalım, koşturalım, anlatalım ve gerçek güce kavuşalım..! Siyasi Parti ile meşgul olmayalım. Sahte bir güç olan hükümet olma peşine koşmayalım..! Ve pişkin pişkin de diyor ki; görüyorsunuz sonuç ortada siyasetle 40 yıldır hiçbir şey değiştirilemedi.

Vatanını, milletini mukaddesatını seven, değerleri ile problem olmayan bütün vicdanlar ve kürt vatandaşlar, bugün ülkenin geldiği maddi manevi kalkınmışlık durumu ve bu sakallı adamın hezeyanlarını ferasetle değerlendirmektedir.

Gelelim esas mevzuya;

Konuşmalarında kendisini hoca olarak tarif eden ve Partiye zinhar karşı olan o “radikal İslamcı” adam şimdi bir numaralı Partici. Bir anda hararetli bir HDP taraftarı oluverdi çıktı...

7 Haziran sonrası gelişen olaylar çerçevesinde yaptığı değerlendirmede insafsız, vicdansızca ve İslamsızca Hükümeti eleştirip suçlu ilan etti. Tam Kandil toplantı yapıp silah bırakma kararı alacaktı ki hükümet birden kandil’i bombalamaya başladı. Tam yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsin her şeyi bir anda alt üst ettin, diyor, sakallı “radikal İslamcı” hoca...

Provokatör, yalancı ve terörcü eş başkanı da yere göğe sığdıramıyor. Diyor ki; güzel konuşuyor, HDP’nin oyunu yükseltiyor. Anlaşılan ondan çekiniyorlar. HDP’nin başında böyle bir lider olmasından rahatsız oluyorlar. 

Allah sana izan versin, ey “radikal İslamcı” hoca...

Ateistlikleri ile lezbiyenlikleriyle ile teröristlikleri ile, cami yakma, imam katletmeyle, provokatörlükleriyle,  maruf teröre destek veren insanların doldurduğu Parti’ye, Siyasi Particiliği reddeden geçmişini bir anda feda ederek destek vereceksin, sonra da kalkıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün okullarında müfredata hem rahmet ve ahlak peygamberi Hz. Peygamber hayatını hem insanlığın kurtuluş reçetesi Kuran-ı Azimüşşan derslerini koyarak hizmet eden, inanç ve kimlik sebebiyle çekilen zulümleri kökünden kazıyan millet adamlarına, hükümete iftira atacaksın...

Kendi kendini hoca tarif ettiğine göre vardır senin de bir bildiğin ve güvendiğin.

Ama şunu bil ki rahmet peygamberinin tarif ettiği sıratı müstakime göre zarardasın. 

Sen de apaçık yalan söylemeye başladın. Terör bitsin, Mehmet, Mehmet’i vurmasın diyenlerle değil, hamile Kürt kardeşini hastaneye yetiştirmeye çalışan Mehmetçiği kalleşçe katledenlerden yana oldun.

Sen “radikal İslamcı” hoca, öyle böyle değil sıkı particiymişsin. Hem de yıllarca Parti karşıtı gözüküp sinsice, ihtiyaç olduğunda çıkmak üzere erketede sabırla bekleyecek kadar sıkı ve sabırlı.

Amerika’daki takkeli de öyleydi. O da hamallık yapıp siyasetle uğraşacağına, devleti içerden ele geçirip sinsice kullanacak kadar sıkı, örtülü siyasi.

Ama gördüğün gibi o zarar da..! Sen de öyle..!

Zamanın geldi, tedavüldesin..!