Ýran, Suudi ve Arap yönetimlerindeki bazýlarýnýn Türkiye aleyhinde söylemlerinin, Osmanlý'ya yönelik iftira, yalan, alçakça sözlerin sarfedilmesinin nedenleri içerisinde, Netanyahu - Trump ittifakýnýn da etkili olduðunu hafife almamamýz gerekiyor. Ve bu ittifaka, tesadüf ve geçici isteklerle, süslü ittifak olarak bakmamamýz lazým. Ayrýca bu doðal birleþmenin altýnda yatan tarihi hýrslar ve hedeflerinin çevresi doðru çizilmeli.
Evvela Ýslam dünyasýndaki, Ýsrail varlýðýný ve yönetimler üzerinde etkisini, Suudi Arabistan'daki yönetim aklýna Birleþik Arap Emirlikleri baþýnda duranlarýn uzun diline, Mýsýr yönetiminin tavrýna bakarak zaten net görebiliyoruz.
Mýsýr'ýn; Ýsrail'e, ileride Filistin halký için ada açacaðý vaadi, giderek sýk sýk konuþulmakta. Ayrýca Ýsrail'in, Kuzey Irak'taki referandum desteðinin bu büyük planýn parçasý olduðunu da, þimdi Kudüs planlamalarý ile okuduk.
Parça parça kurgulanan bu planýn, iki hedefi olduðu aþikardýr.
1. Bu bölgenin tamamen kontrolünün Ýsrail - ABD ittifakýna geçmesi. Enerji hatlarýna Ýsrail hegemonyasýnda baþkanlýk.
2. Dünyanýn tamamýnýn kontrolünün finans baronlarý ve silah tüccarlarý, tek merkezden idare edilen, yeni tek renkli dünya modelini, ABD - Ýsrail ittifaký ile siyasi kýlýfa sokmak.
Bu iki hedef için dünyadaki tüm kalýcý ve geçmiþi olan devlet geleneklerini ortadan kaldýrmak lazým. Buna, Avrupa'daki savaþlarýn rastlanma tarihlerine bakarak, Alman, Fransýz, Ýtalyan varlýklarýný, Ýngiliz dizaynýna sokma hamleleri ile geçmiþ tarihlerden biliyoruz.
Bu nedenle, Rusya önemli hedef idi. Ve çöküþü; hava, su gibi gerekli idi. Ýlk aþamada Çarlýk Rusyasý, ikinci aþamada Rusya frekansýnda olan Sovyetler Ýttifaký, bu nedenle çöküþe maruz kaldý. Ýsrail devleti hayali ile yanýp tutuþan Yahudi kökenli fikir adamlarýnýn, finans çevrelerinin ve zenginlerinin de, bu hedeften baþka beklentileride söz konusu idi. Ýþin baþýndan itibaren paranýn kontrolü ve tek merkezli küresel sistem uygulamasý idi, nihai arzu.
Ýþte Trump'ý destekleyen güç ile Netanyahu'nun ait olduðu grubu birleþtiren de budur.
Tek renkli dünya, tek merkezli yönetim.
Devletler ve milli, etnik, dini kodlar ise buna mani olan önemli durumdur.
Ve dünyayý, þimdiki haliyle renkli halklarýn ve geleneklerin çeþitliliði ile idare edilmesi modelini destekleyen de, dünyadaki geçmiþi ve gelecek hedefleri olan devletlerin varlýðý ile mümkün olacak.
Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþlarý sonuçlarýna baktýðýmýzda, karþý karþýya gelenlerin kaybettiðini, dýþarýda kalýp lakin bu karþýlaþmalarý tetikleyenlerin ise güçlenerek, yeni dünya düzeninde söz sahibi olduklarýný gördük.
Ýsrail'in ortaya çýkýþ hikayesinin de altýnda, devletlerin çatýþmasý, çöküþü ve ortaya çýkan kaotik ortamýn dizaynýnda, savaþlara direk bulaþmayanlarýn aklýnýn etkili olduðunu gördük.
Fransýzlarýn dünyadaki etkisinin, Almanlarýn Ýkinci Dünya Savaþý sonrasý hüsraný, Sovyetler Birliði'nin her ne kadar savaþlardan galip çýksa da, ekonomik bitkin ve uzun bir süre kendine gelme süreci ile baþbaþa kaldýðý gerçekleri görmemiz lazým.
Tam da bu býkkýnlýktan, yorgunluktan kendi için yeni dünya düzeni kurgusu arzusu ile ABD'nin meydana çýkýþýný gördük. Þimdi 3. etap baþladý. Bu nihai etap için arzularý olan tek merkezli yönetim, herkesi kontrol edebilecekleri sistemdir. Rusya'nýn, Putin'in baþkaldýrýsýna Ukrayna savaþý ile cevap verildi. Ekonomik ambargolarla köþeye sýkýþtýrma çabasýný gördük. Halen devam eden bu baskýya, Rusya direnmekte. Türkiye'ye Erdoðan'a baþkaldýrýsý, kurulu düzene hayýr dediði için bunca darbe ve sistemli saldýrý söz konusudur. Bu saldýrýlar giderek þiddetlenecek. O nedenle fiili adýmlarla özellikle ekonomik güvenliði sisteminin devreye sokulmasý, yeni dönemin karþý ataðý olacaktýr. Yeni savaþýn, ekonomik alan üzerinden dizayn edileceðini gözardý edemeyiz...