Tek kutuplu dünya modeline karþý çýktýðý için, Rusofobya ile karþý karþýya kalýndýðýna inanmakta, Rusya Devlet Baþkaný Putin!
Esasýnda haksýz da sayýlmaz. Beyaz Saray Sözcüsünün “Trump ve Rusya konusundaki sorulara cevap verilmeyecek” beyanýný, esasýnda mevcut dünyayý tekele almak isteyen sistem ile kültürlerin ve devletlerin varlýðýnýn devamýný isteyen akýl arasýndaki çatýþmanýn küçük cümleleri olarak da görmemiz mümkün.
Giderek anlaþýlan þeylerin üzerine gitmemiz, daha da derine inmemiz ve asýl sorunu çözmemiz þart haline gelmektedir.
Dünyadaki; neredeyse tüm renkli devrimlerin finansörü gibi tanýnan veya öyle anlatýlan Soros’un, geçen gün AB’nin geleceðine dair beyan ettiði fikirleri hafife almamak da yarar vardýr.
Soros diyor ki; “AB’nin geleceði muallaktýr ve ciddi reformlara gidilmezse çöküþü kaçýnýlmazdýr.”
Unutmamakta yarar vardýr. Soros tek kutuplu dünya modelini benimseyenlerin temsilcisi ve “üst akýl” tanýmýnýn içinde tek kutuplu dünya sürecinin parlamasýna bizzat katký saðlayan kiþi olarak bilinmektedir.
Ukrayna olaylarýnda sadece son savaþ ortamý deðil, renkli devrimlerin geniþlemesinde parasal destek veren kiþi olarak da anýlmaktadýr.
Rusya’da bayaðý hor görülen, hatta Rusya’da hiç sevilmeyen biri olarak da karþýmýzdadýr.
AB’nin geleceðikonusu, neden bu kadar devrede þimdi peki?
Merkel’in, AB’nin geleceðine yönelik kararlý tutumu ile Macron’un, Rusya ile ambargolarýn kalkmasýný teþvik eden tutumu arasýndaki baðý da, bu genel tablo içerisinde deðerlendirmemiz lazým.
Soros ve Amerikan küreselciliðinin topyekûn aklý; AB ile yollarý ayýrmak istedikleri bu yeni dönem için, hem de ona göre daha kabararak ortaya çýktý ki, Rusya uzun zamandýr Avrupa ile tekelcilerin arasýný açma gayreti içindeydi. Ve bunu akýllýca yapmaktaydý. Almanya ile arasýndaki iliþkilerin, Ukrayna yüzünden bozulmasýna raðmen, geleneksel Rus - Alman ittifaklarýnýn tarihine bakarak hareket edileceði de aþikârdýr.
Rusya’nýn içerisinde olup biten tüm tarihi olaylarýn katalizörü Anglo - Amerikan ittifaký olsa da, hareket verici kaynak hep Almanya olmuþtur.
Çarlýk Rusya’sýnýn çöküþünü tetikleyen ve Bolþevik ideasýnýn fikir babasýnýn, Alman menþeli Yahudi sermayesi ile beslendiði gerçeði de, tarihte bellidir.
Almanya hep bu hatalarla, küçüle küçüle belli alanda zaptedilmiþtir.
Þimdi anlaþýlan þu ki; Rusya’nýn tek kutuplu dünya tekeline karþý koymasý, onunla ayný zorluklarý yaþayan devletler ve liderler arasýnda, yeni ýlýmlý ittifaklarý pekiþtirecektir.
Putin; önceki gün Saint Petersburg’ta, dünyanýn etkili haber ajanslarýnýn baþkanlarý ile görüþmesi esnasýnda önemli bir cümle sarf etti. “Küresel tekele karþý sorunu hepimiz biliyoruz. Yalnýz sadece ben konuþuyorum, siz ise susuyorsunuz.” Burada “siz” olarak deðindiði, karþýsýndaki medya idi. “Siz susuyorsunuz, neden susuyorsunuz?” diye bir kaç defa tekrarlamasý, esasýnda Putin’in yeni dünya düzeninde sadece dünyadaki siyasi merkezlerin olmadýðý ve yeni ortak paydaþ taraflarýn ortaya çýkmasý gerektiðini, burada medya ve onun pozisyonunun anlamlý bir argüman olduðuna da ýþýk tutmaktaydý.
Açýk söylemek gerekirse, Putin’in dünyadaki saldýrý politikalarýna karþý, Rusya’yý koruma amaçlý, medya, STK ve akil insanlar üzerinden anlatmaya gayret etmesi iþe yaramaktadýr. Putin; Batý dünyasýnda kimin kiminle sorunlarý varsa, o sorunlarý iyice okuyarak, yeni hamleler belirlediðini de görmemiz lazým.
Türkiye; bu tek renkli baskýlara karþý, sesi çok sert çýkan devlet olarak tarihe geçmektedir. Türkiye’nin son bir kaç yýlda baþýna getirilenlerin esasýný, bu hür duruþ oluþturmaktadýr. Erdoðan; bu tekele, tek renge ve baskýya karþý, duruþ getiren liderlerin baþýnda gelmektedir. Hatta burada tevazudan kaçarak, belki de “birincisidir” dememiz gerekmektedir.
“Kalýcý düþmanlýklar deðil, kalýcý olan, çýkarlardýr” mantýðýnýn aðýr bastýðý dönemdeyiz, hiç kuþkusuz! Lakin faydayý, kalýcý olan dostluklarýn pekiþtireceði gerçeðini de, defterimizin bir tarafýnda hep canlý tutmamýz þarttýr.
