Bu CHP’yi anlamak mümkün deðil. Bu CHP’den kastým, Kýlýçdaroðlu CHP’si...
Ne kadar sýð, düzeysiz, teorik birikimi olmayan, bu ülkenin tarihsel ve sosyolojik gerçekliði olmayan, en kötüsü de mezhepçi ve sol kiþi varsa kendi bünyesine alan Kýlýçdaroðlu CHP’si sadece kendisini deðil, asýl kendisiyle birlikte ülkenin enerjisini de tüketmeye yönelmiþ bulunuyor.
Hiç kimsenin mezhebiyle ilgili deðiliz elbette.
Herkesin dini de mezhebi de yaþam tarzý da kendine.
Ama AK Parti’ye mezhepçilik suçlamasý yapan CHP’nin sýrf mezhepçilik saikiyle Esad’a ve Ýran’a sahip çýkmasýný nasýl anlamlandýrabiliriz?
“Türkiye ile Ýran arasýnda bir savaþ çýkarsa ben Ýran’dan yana olurum!” diyen bir milletvekilini ödüllendiren bir CHP zihniyetini nereye oturtabiliriz?
“Diktatörlük” bahsinde mangalda kül býrakmayan Kýlýçdaroðlu ve avanesinin sýra Esad’a geldiðinde farklý bir dil kullanmasý, Esad’a alenen ve resmen arka çýkmasý hangi ahlakla ve ilkeyle açýklanabilir?
Yüzbinlerce vatandaþýný bütün dünyanýn gözleri önünde hunharca öldüren Esad’a diktatör demeyen/diyemeyen Kýlýçdaroðlu ve taifesinin Erdoðan gibi bu ülke halkýnýn hür ve helal oylarýyla seçilmiþ birine sabah akþam ahlaksýz ve düzeysiz bir dille “diktatör!” demesi neyle açýklanabilir acaba?
DAÝÞ’e terörist diyen ama PKK’nýn teröristlerinden “arkadaþlarým” diye söz eden bir Kýlýçdaroðlu’nu bilmem ki ilke ve ahlak bahsinde nereye oturtmalý!
Türkiye’nin haklý terörle mücadelesini “katliamcýlýk”la suçlayan, Türkiye’nin Kürt halkýna yönelik toplu bir katliam içinde olduðunu “Sri Lanka modeli” üzerinden ileri sürecek kadar derin bir düþmanlýk çukurunun içine yuvarlanan bu CHP kendi genlerine korkunç bir geri dönüþ içinde görünüyor.
Kýlýçdaroðlu CHP’sinin “yeni” olacaðýna inananlar yanýldýklarýný artýk teslim etsinler.
Çünkü Kýlýçdaroðlu CHP’si tek parti faþizminden gurur/övünç duyduðunu söyleyen bir CHP...
Tek parti faþizminin mirasýný bugün de üstünde taþýyan CHP’nin Baasçý yoldaþý Esad diktatörüne arka çýkmasý bu yüzden anlaþýlabilir bir þey.
Esad’ýn partnerleri her kimse Kýlýçdaroðlu ve kabilesi onlara sahip çýkýyor.
PKK ile Esad iþbirliði içinde olduðu için Kýlýçdaroðlu ve ekibi de PKK terörizmi yerine AK Parti Hükümeti’ne düþmanca saldýrmaktan geri durmuyor.
Ne de olsa PKK da Baasçý bir örgüt...
Kýlýçdaroðlu ve taifesi sadece PKK’ya arka çýkmakla yetinmiyor, Türkiye düþmaný ne kadar terör örgütü varsa onlarýn da gönüllü müdafisi konumunda.
Ne zaman bu terör örgütlerinin içerdeki uzantýlarýna yönelik bir operasyon yapýlsa en baþta Kýlýçdaroðlu avanesi rahatsýzlýk duyuyor.
Týpký PKK’ya karþý yapýlan operasyondan duyduklarý rahatsýzlýk gibi...
Bu CHP mezhepçi/sol bir klan partisi anlayacaðýnýz.
Geçen gün CHP Grup Baþkanvekili kalkýp þunu söyledi açýk açýk:
“Biz tek parti dönemiyle gurur duyuyoruz.”
Merak edenler meclis tutanaklarýna bakabilirler.
Bari insan Emre Kongar’ýn sorunlu sosyolojik tezlerinden biri olan “tarihsel mecburiyet”e sýðýnýr!
CHP sözcüleri bunu bile yapmýyorlar artýk.
Alenen ve resmen tek parti faþizminden övünç duyduklarýný söylemekten kaçýnmýyorlar!
Ama öbür yandan da “diktatörlük” bahsinde konuþmaya devam ediyorlar.
Kýlýçdaroðlu CHP’si artýk Türkiye’nin en büyük sorunu.
PKK’dan sonra bence asýl büyük sorun Kýlýçdaroðlu CHP’sidir.
CHP ile HDP’nin giderek birbirinin týpkýsý olmaya baþlamasý, efendilerinin kendilerine biçtikleri yeni rolle alakalý.
Kýlýçdaroðlu CHP’si tam da bunun için dizayn edildi.
Ediliyor.
Bir yanda “Kürtler” üzerinden, öbür yandan “Aleviler” üzerinden tehlikeli fay hatlarýný tetiklemek için her iki parti birer koçbaþý olarak kullanýlmak isteniyor.
Kýlýçdaroðlu’nun bir proje olduðu umarým son kongreyle birlikte görülmüþtür.