Israrla Türkiye’yi; huzursuzluða, istikrarsýzlýða, iç kargaþaya itme çabasýnda olan Haçlý Ýttifakýnýn çýldýrmýþ senaryolarýyla karþý karþýyayýz!
15 Temmuz sonrasý; PKK’nýn aktifleþtirilmesi, hatta geçen hafta Elazýð, Van, Bitlis ve Gaziantep’teki lanet terör saldýrýlarýnýn gerçekleþtirilmesi, ABD Baþkan Yardýmcýsý’nýn Türkiye ziyareti öncesine denk getirilmesi manidardýr.
ABD; bizi yüzüstü býrakmak suretiyle müttefiklik anlayýþýnýn içinin nasýl bir boþluktan oluþtuðunu, tarih yazmakta! Oysa bir zamanlar, ABD’nin sözde demokrasi, hak, hukuk deðerlerine, gerçekten bayaðý inanmýþtýk!
Rusya-Türkiye-Ýran arasýnda, Esat’lý geçiþ sürecine yeþil ýþýk yakan Türkiye’nin, içeride terör fýrtýnasýna tabi tutulmasý, yarým kalmýþ darbe giriþiminin son çýrpýnýþlarý olarak okunmalý.
Joe Biden’ýn Suriye konusunda yeni bir teklifle geleceði, Rusya-Türkiye-Ýran arasýndaki Suriye’ye yönelik belli ölçüde mutabakatýn saðlanmasý üzerine gerçekleþtirilmesi, Türkiye’nin konuyla ilgili alternatiflere ulaþmasý açýsýndan anlamlýdýr.
Zira Türkiye - Suriye sýnýrýnda PKK devletçiðinin kurdurulmasýna gayret eden ABD’nin, üslup deðiþimine gitmesi þart olmuþtur. Bu tehlikeli tutum, sadece Türkiye açýsýndan deðil, bölgenin geleceði açýsýndan da kabul edilir bir durum deðildir. Suriye’nin federatif yapýya geçmesi, bu geçiþte Bayýrbucak Türkmenlerinin ve Halep merkezli muhaliflerin varlýklarý ve geleceklerinin, pazarlýk masasýna getirilmesi, onlarýn her fýrsatta var olduðunu sözle söylemesine raðmen, fiili yaptýrýmlarda yok sayan ABD’nin, konuya yönelik net tutumunun ne olacaðýný, beklenen ziyaret sonrasý daha net anlayacaðýz.
Suriye’nin toprak bütünlüðünü koruyarak geleceðini inþa etmek için Türkiye’nin tüm giriþimlerine sýrt çeviren Batýlý müttefikler, maalesef sýnýfta kaldý.
Ýslam coðrafyasýnýn fay hatlarýný oynatan, suni giriþimlerle içerisini boþaltma isteði, giderek tüm renkleriyle anlaþýlmaktadýr.
FETÖ, PKK, DAEÞ, DHKP-C, PYD gibi; renkleri, üsluplarý, farklý görünüþ ve söylemleri ile taban tabana zýt yerde durduklarýný gösterseler de, anlaþýlan hepsinin tasmasý ayný mihrakýn elinde!
Ve elbette hedef; Âlem-i Ýslam ve onun liderliðini üstlenen, umut olan, herkesin sýðýndýðý liman, Türkiye’dir. Bu çok önemli bir vakadýr. Yabana atýlmayacak kadar hayatidir.
Suriye meselesinde, sadece halkýn tercihlerini savunan Türkiye, üç milyon maðdur mülteci kardeþimize, evini, yuvasýný açan Türkiye’dir. Bu durumda Türkiye’nin ilk baþtaki söylemiyle þimdiki söylemi arasýnda fark yoktur. Taktik deðiþikliðine gelince; Türkiye her koþulda insan hayatýný merkeze aldýðýndan, bu saldýrýlarýn bir an önce durmasý için devreye girmesi olarak görmek lazým. Diðer yandan da kendi güvenliðini saðlama almak, dýþ etkenlerin bu ortamý kullanarak, ismi konulmamýþ savaþýn ortasýna Türkiye’yi hedefe dönüþtürme giriþimlerinin önüne geçmek için de, Suriye meselesine bazý revizyonlar yapmak þart oldu.
Baþbakan’ýn “6 ay içerisinde Suriye konusunda aktif rol alacaðýz” demesi, önümüzdeki süreçte özellikle mültecilerin geleceði, Bayýrbucak Türkmenlerinin ve muhalif güçlerin kaderinde olumlu deðiþiklik söz konusu olacak anlamýna gelmekte.
Rusya’nýn; havadan saldýrýlarý, her ne kadar Rusya’yý güçlü gösterse de, savunmasýz insanlarý öldüren bir konum da olduðunu da, tarih not etmekte. “Terörle mücadele etme” adýyla, binlerce insanýn, çocuðun, masumun ölümüne seyirci kalan ABD ve ittifaký ise, sadece kendi PKK devletçiðinin geleceði endeksli planlama yapmakta.
Rusya, ABD ve Ýran; bu sýnavdan, yüz karasý ölümlerle çýkmakta. Türkiye bu çýkmazdan, yeni bir yol bulmak adýna, bazý olmazlarýný gözden geçirmekte. Suriye’nin geleceðinde, “Esat için yer yok” diyen Türkiye, ilkesinden vazgeçmeden Esat’lý geçiþe, binlerce masum çocuðun ölümüne, bir an önce dur demek için yeþil ýþýk yaktý. Türkiye’nin sýnýrýnda, birilerinin Büyük Ýsrail hayalleri için Kürtleri kullanarak PKK devleti kurabilmesi için, PKK - FETÖ - DAEÞ terör örgütlerinin devreye girmesiyle dizayn edilmeye çalýþýldýðýný, artýk net görmekteyiz. Türkiye, tüm bu Haçlý saldýrýlarýnýn üstesinden gelecek...
BÝR olarak, ÝRÝ olarak, DÝRÝ olarak, YENÝDEN DÝRÝLÝÞ, tek YOL...
