Beþiktaþ, Þampiyonlar Ligi’ndeki son mücadelesini formalite maçý olarak oynayacak. Daha önce de böyle, gruptaki son maçýn formaliteye dönmüþ örneklerini çok gördük. Ama onlar, artýk bizim hiçbir iddiamýzýn kalmamasýndan kaynaklýydý.
Þimdi ise, gruptan çýkmamýz o kadar garanti ki; son maçta yenilsek bile, deðiþen hiçbir þey olmayacak... Bu lezzeti ilk defa tadýyoruz.
Dahasý da var... Namaðlup unvanýmýz devam ediyor ve Porto ya da Leipzig’ten birisi, devler sahnesinden þutlanacak... Hatta Monaco, Avrupa Ligi’ne bile katýlamayacak. Ýlk kuralar çekildiðinde, þu an için oluþan böyle bir tabloyu, rüyamda bile göremezdim.
***
Peki, bundan sonrasý için ne olur?
Beþiktaþ bu noktaya þansýn/mucizenin/eðrisi doðrusuna denk gelmenin fýrsatýyla ulaþmadý. Ýyi bir kadrosu var, zaman zaman aksasa da iyi bir oyun kurgusu var.
G.Saray’ýn 2000’deki zaferlerini andýran sistemli yükseliþi, benzer baþarýlarýn daha da büyüyerek süreceði izlenimini veriyor. Beþiktaþ efsanevi bir süreç içinde... Yarý finale çýkarsa, beni þaþýrtmaz.
Sonrasý için de Allah kerim!
***
Ama bütün bunlar olurken, lig de devam edeceði için; takým þampiyonluk konusunda odaklanma sorunu yaþayabilir, konsantrasyonu daðýlabilir. Diðer iddialý kulüpler de, bu süreçten azami faydalanmak adýna, Beþiktaþ’ýn temel ilgisini baþka yönlere çekmeye çaba sarf edebilir. Böyle bir tercih, etik olamaz.
Hazýr bir takýmýmýz, Þampiyonlar Ligi’nde mesafe alacak bir olgunluk ve yükseliþ süreci yakalamýþken; ligde de huzurunu saðlayacak bir ortam, yaþam alaný bulmalýdýr. Türkiye, Avrupa’da yüksek düzeyli sportif baþarý için ayaðýna gelen kýsmeti; çirkin rekabet oyunlarýyla yüzüne-gözüne bulaþtýrmamalýdýr.
Beþiktaþlý olmayabilirsiniz, hatta Beþiktaþ’ý sevmeyebilirsiniz; ama milli dava için, onlara manevi desteðinizi esirgemeyin. Tek yürek ol Türkiye!