Galatasaray, pek ýsýnamadýðým bir penaltýyla devreyi 1-0 önde bitirse de; o ana kadar böyle duran toptan deðil, pozisyon gereði gol atmalýydý. Çünkü; çoðunda Diagne’nin þutlarýna tanýk olduðumuz pozisyonlar, birbiri ardýna geldi. Neler kaçtý neler!...
G.Saray’ýn 35. dakikada attýðý golün iptal edilmesi; santim bile deðil, adeta milimetrik farkla oluþtuðu görülen ofsayta dayandý. VAR’ýn iþte ofsayt diye çizgilerle sunduðu pozisyonda bile, o ofsaytýn varlýðýný anlamak mümkün deðildi. Feghouli’nin güzel þutu, sanki biraz gürültüye gitti.
***
Malatyaspor, ilk yarý boyunca sadece Adem Büyük’le önemli bir fýrsat yakaladý, onda da kaleci Muslera farký öne çýktý. Bunun dýþýnda konuk takýmýn akýlda kalýcý bir etkinliði olmadý. Ama maç içinde o kadar stresten uzak ve soðukkanlý oynadýlar ki; Galatasaray’ýn onca baskýsýndan panik yaþamadýlar. Devrenin tek golle bitmesi, bu özelliklerinin kendilerine saðladýðý önemli bir avantajdý. Sakinlik, büyük farký önledi.
***
Lines, maç içinde ucuz ve yalandan düþmelere meraklý bir futbolcu deðil. Aksine, bu konuda sicili temiz ve çok efendi bir futbolcu... Omuz omuza bir ikili mücadele nedeniyle düþmesinde, bir hilesi yok. Ama hakemin penaltý kararýna da, gönlüm rýza göstermedi.
Neyse ki Galatasaray, bu penaltýnýn muhasebesine kurban gidecek bir oyun sergilemedi. Zaten ikinci yarýda ikinci golünü de attý. Tartýþma baþlamadan bitti...
***
Belhanda ve Feghouli’nin, ligin ilk yarýsýndaki sorumsuz ve heyecansýz hallerinden eser yok. Þu anda G.Saray’ýn turbo motoruna dönüþtüler. Evet, Muslera ve Onyekuru gibi baþkalarýnýn da büyük katkýsý var ama; bu ikisi takýmýn lokomotifi oldu. Yalan mý?