Teknik direktör değil, komutan!

F.Bahçe için geçmiş yıllarda, sıkça “Generali çok, askeri yok” tanımlaması yapılırdı. Aykut Kocaman’ın futbolunu beğen-beğenme; general düzenine izin vermiyor. Vallahi, paşalara bile nizamiye nöbeti tutturuyor. Kendisi Başkomutan...

Bu haliyle baktığın zaman, Türkiye liginin en disiplinli takım oyununu sarı-lacivertliler oynuyor diyebiliriz. Üretim bazında kısır dönemler yaşadı ama, artık o günleri de aşmaya başladı.

***

Başakşehir maçındaki “Her yerde-Her zaman-Her koşulda pres” anlayışı, Alanya karşısında benzer bir yoğunlukta değildi ama; Kocaman, adeta EDS sistemi ile rakibi takip ettiriyor gibiydi. Alanya buna rağmen şok çıkışlar yapabildi. Onlarda da kalede Kameni’nin maharetleri önleyici faktör oldu.

“F.Bahçe Alanya’yı niye o kadar kaçırdı?” diye sormak, huzur kaçırmak içindir. Fenerbahçe, oyuna kendini tamamen vererek ciddi bir üslupla oynadı. Giderek gelişiyor, genişliyor.

***

Sıkça “Savunmaya yardım etmiyor” dediğimiz Valbuena; Alanya sahasından top çıkarmaya başladığında, savunmanın belinden su aldı. Deli danalar gibi oraya-buraya koştu. Golün asistini yaptı... Farklı kanatlarda döktürdü... Söyleyin, üstüne takımın formalarını da yıkar. Ütüsünü çeker!

Bunu bu hale getiren kim? Adam kullanmasını bilmiyor dediğiniz Aykut hoca...

***

Fernandao’nun yarı vole şutunda, top çizgi içinden çıkarıldı; hakem farkında değildi. Durmadan “Devam... Devam” işareti yaptı. Yan hakem ofsaytı vermese, Ümit Öztürk de golü vermeyecekti. De Souza’nın pozisyonu penaltıydı. Onu doğru gördü.

Fenerbahçe ikinci yarıda, dizginleri biraz gevşek tutarak oynasa da; sıkıntı yaşamadı.