Teknoloji medeniyet mi; vahþet mi?

Tam da dünyanýn "teknolojik cinayetler"e þahit olduðu günlere rastladý "TEKNOFEST 2024" açýlýþý... Günlerdir yaþadýðým bu kahredici gelgitler sebebiyle, T3 Vakfý Mütevelli Heyeti Baþkaný Selçuk Bayraktar'ýn dünkü TEKNOFEST açýþ konuþmasýný daha dikkatli izledim.

Zira insan zihni, "teknoloji" ile "medeniyet"i otomatik olarak özdeþleþtiriyor. Ama bu nasýl medeniyet ki, bilim ve teknoloji gücünü, yaratýlmýþlarýn en þereflisi olan "insan"ý yok etmek için kullanýyor?

Ýnsanlar, hiçbir kuralý olmayan bir teknoloji vahþetine duçar olmuþ durumda! Modern teknolojiyi; soykýrým için kullananlar, katlettikleri insanlara "medeniyet ve demokrasi" götürdüklerini iddia ediyor!

Bu nasýl bir medeniyet?

Oysa, inananlarýyla birlikte yok etmeye çalýþtýklarý Ýslâmiyet, "medeniyet"i þöyle tarif ediyor:

"Medeniyet, 'Tamir-i bilâd ve terfih-i ibâd' demektir. Yani teknolojinin zirvesine çýkmak; ama bu teknolojiyi insanlarýn huzuru; saðlýðý ve mutluluðu için kullanmaktýr."

Ýþte size þaþmaz bir ölçü...

Demek ki devletlerin medeniyet seviyesini, teknolojik üstünlükleri deðil; teknolojik insanlýklarý belirliyor!

Ýþte tam da burada, TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfý Mütevelli Heyeti Baþkaný Selçuk Bayraktar'dan, adeta kalbimi okuyan cümleler duyuyorum:

"Nükleer enerji yüzbinlerce insaný katletmek için kullanýldý. Teknolojiyi insanlýðýn hizmetine sunmak gibi büyük bir sorumluluðun yükünü taþýyoruz. ...Aksi halde insanlýk için karanlýk bir gelecek yazýlacak. Buna, TEKNOFEST hareketi dur diyecek."

Ýþte teknolojiyi, "vahþet" esaretinden kurtaracak olan hareket!

Buluþlarýnýn "katliam" için kullanýldýðýný görerek kahrolan bilim adamlarýnýn aksine, her teknolojik adýmda insanlarýn huzur ve güvenine daha fazla katký saðlama çabasý, günümüzün en çok ihtiyaç duyduðu anlayýþtýr.

Öte yandan, "Ýstiklâl Savaþý"nda elde ettiðimiz "baðýmsýzlýk", ancak bir asýr sonra gerçekleþtirilen "vicdanlý teknoloji harekâtý"yla tescilleniyor!

"Sonuçta siz de teknolojiyi 'silah' olarak kullanýyorsunuz" þeklindeki "sýð" zihniyete cevabý ise, "reîsü'l ulemâ" Abdülhak Molla veriyor:

"Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh;

Hazýr ol cenge, eðer ister isen sulh-ü salâh."

ÝÇ CEPHE TEMELDEN ÝNÞA EDÝLÝYOR!

Yýllardýr dikkatle takip ettiðim TEKNOFEST'in, Türkiye'nin geleceði açýsýndan çok önemli bir fonksiyonu daha yerine getirdiðini gözlemliyorum.

2010 yýlýndan bu yana Kýlýçdaroðlu liderliði ve emperyalizmin desteðiyle körüklenen "cephe siyaseti" toplumu tamamen ayrýþtýrmýþ, ortak payda, millî birlik veya onlarýn anlayacaðý tabirle; kuva-yý milliye anlayýþýný yerle bir etmiþti. Yani Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn sýk sýk vurguladýðý "iç cephe" içten çökertilmiþti! TEKNOFEST gençliðinin, siyasi; etnik ve ideolojik farklýlýklarý bir kenara býrakarak sergilediði "Türkiye kuþaðý", bu ortak paydayý tahkim ederek "iç cephe"yi yeniden inþa etmektedir.

Nitekim Selçuk Bayraktar'ýn, "Burada bir deðiþim rüzgarý esiyor. Türk milletinin neler yapabileceðini bu gençler gösterecek. Hep birlikte dünyanýn geleceðini Türkiye'den inþa edeceðiz" ifadeleri bu kanaatimi güçlendirmiþtir.