Teknoloji üretemezsek, bizi çýtýr çýtýr yerler!..

Ülkenin, boþ tartýþmalar gündeminden fena halde sýkýlmýþ durumdayým. Köþe yazýlarýnýn önemli bir bölümünü artýk okuyamýyorum, sosyal medyadaki varlýðým ise halen sürdürdüðüm yayýncýlýk çalýþmalarýyla sýnýrlý, bulaþmýyorum. 

21’inci yüzyýlýn dönüm noktasýnda hala,hangi cemaat memleket için iyidir, hangisi kötüdür tartýþmalarýný izlemek mesela, bir toplumsal takýntý hastalýðýnýn kimliðini taþýyor. 

Çaðýn hedeflerinden nasibini almamýþ tüm örgütlenmelerin anlamýný yitirdiði çok gerçekçi bir süreçten geçiyoruz oysa, bilimin rotasýndan saptýðýmýz an, felaketimizin kilometre taþlarýný döþemiþ oluruz. 

Toplum olarak, yaþadýðýmýz sorunlarýn nedenini teþhis ve tedavisini belirleme sürecinde bile iþi Kemalist-muhafazakar tartýþmasýna vardýrmamýz, acaba bir “çaresizlik travmasý mý” yoksa sorunlara teslim olmanýn bir tür “Stockholm sendromu mu” buna artýk psikologlar ile sosyologlar bir araya gelsin karar versinler. 

Bu yüzyýlda lafý eðip bükmeden yaþamak zorundayýz. 

Bu yüzyýlda kafamýza göre teoriler ile deðil, yaþamýn gerçekleri ile oyun kurabiliriz. 

Bu yüzyýlda gerçekler asla sisler arasýnda kaybolup gitmez, boþ hayaller hakim olamaz. 

Böyle bir dönemde, eðer biz, yaþadýðýmýz ekonomik soruna kýsa zamanda teþhis koyup karþý hamlesini derhal yürürlüðe sokacaðýmýza konuyu dört görme özürlünün bir fili tarifi gibi ele alýrsak, yanarýz.  

  

Kýrýlgan ekonomiyle bir yere kadar

Oysa karþýmýzda 2 gerçek var: 1- Erdoðan haklýdýr, Türkiye, en yakýn müttefikinin 15 Temmuz tarzý bir saldýrýsýný bu kez ekonomisinden yaþamýþtýr, piyasalarýmýzda yaþadýðýmýz iniþ-çýkýþlar asla normal deðildir, 2- Konuya soðukkanlý yaklaþanlar haklýdýr, emperyalizme bu fýrsatý Türk ekonomisinin kýrýlgan yapýsý ve büyüme modelinden kaynaklanan yumuþak karný izin vermiþtir.

Özellikle, 2008 küresel ekonomik krizi sonrasýnda küresel faizin sýfýr noktasýna inmesi, Amerikan Dolarý’nýn da deðerini kaybetmesi, Türkiye’nin büyüme modelini yabancý sermaye giriþine dayandýrmasýna neden oldu. 

Erdoðan bu süreçte çok doðru bir tercih kullandý ve ülkenin tam 50 yýl gecikmiþ tüm alt yapý yatýrýmlarýný düþük faiz-zayýf Dolar hattýnda büyük projelerle hale-yola koydu. Ýyi oldu. 

Ama bu tercih inþaat zeminli ekonomik canlanmayý ve ülkeden her an çýkmaya hazýr 500 milyar Dolar’lýk bir para giriþi varlýðýný da beraberinde getirdi, küresel saadet zinciri Trump’la yýkýldý, þimdi o sistemin çöküþ zorluklarýný yaþýyoruz. 

Konu bundan ibarettir ve yerine tabii ki, ihracat aðýrlýklý büyüme modelini koyduðumuzda sulh-u salaha çýkmýþ olacaðýz. 

Üniversitelerimiz açýk söylüyorum, görevlerini yapmýyor, bilimsel raporlar zayýf. 

Stratejik Araþtýrma Merkezi bolluðunda yaþýyoruz, çalýþmalar berbat, anlaþýlan herkes garanti edilmiþ bütçelerden pek memnun, yaþayýp gidiyor. 

Siyaset, köpürtülmüþ tartýþmalarýn þehvetinden kurtulamýyor. 

Medya zayýf, önüne ne konulursa onu piþiriyor. 

Vatandaþ ne yapsýn?.. 

  

Teknoloji… Teknoloji… Bilim…

2001 yýlýndan bu yana deðerli dostum, Türkiye’nin savunma sanayi alanýndaki en önemli uzmaný Sami Atalan’ýn açtýðý yolla, savunma sanayi yayýncýlýðýnda yer alan bir gazeteciyim. 

Bayraktar ailesini, bizlere ÝHA ve SÝHA’larý hediye eden Baykar Grubu’nu, yýllardýr takdirle izleyen bir yayýncýyým, bu aile, bu ülkenin milli-yerli savunma sanayi hamlesi yolunda gencecik bir evladýný þehit vermiþ bir ailedir. 

Bu nedenle, gençlere tavsiyem, bütün günlük tartýþmalarý bir kenara koyup Selçuk Bayraktar’ý izlemeleridir, o, 21’inci yüzyýlýn genç kuþaklarý için iyi bir model… 

TEKNOFEST etkinliklerinin genç kuþaðýn yüzünü bilim ve teknolojiye döndürmesinde büyük katkýsý olacaðýna da inanýyorum, festival alanýna gidiþ ücretsiz, tüm gençler oraya gitsinler kendi çaðlarýnýn boyutlarýný görmeye çalýþsýnlar. 

“Yapay zeka” sahibi robot algoritmalarýnýn insanýn biyolojik algoritmasýnýn üzerine çýkacaðý yeni dönemin tartýþmalarýnýn yaþandýðý dönemdeyiz… Bu konuda geri kaldýðýmýz an, “köle milletler” cemiyetine yatay geçiþ yaparýz, bilin.