Teknolojik üstünlüklerine raðmen, ‘yürekleri olmayanlar'ýn þaþýrdýðý bir gece...

Ýran rejiminin perde gerisindeki en güçlü kumandanlarýndan Kasým Süleymanî'nin, 3 Ocak 2020 günü Baðdat Havaalaný'nda, bir Amerikan bombardýman uçaðýnýn nokta atýþýyla vurularak öldürülmesi ve bu cinayetin, o zamanki Amerikan Baþkaný Trump tarafýndan dünyaya büyük bir güç gösterisi olarak açýklanmasýndan sonra, Ýran lideri S. Ali Khameneî, 'Cevabýmýz çok þiddetli olacaktýr..' demiþti.

Aradan bunca yýl geçti, o þiddetli cevap verilememiþti.

1 Nisan 2024 günü de, Suriye'nin baþkenti Þam'da, Ýran Konsolosluðu'na Siyonist Ýsrail rejimi tarafýndan savaþ uçaðýyla yapýlan saldýrýda, 2'si general olmak üzere üst dereceli Ýranlý 7 askerin öldürülmesi üzerine, Ýran makamlarý, yine 'Cevabýmýz þiddetli olacaktýr..' diyorlardý. Ama, iki hafta geçtiði halde, o cevaptan, hiçbir haber yoktu.

Ýranlý liderlerin özellikle son 20-25 yýl içinde büyük ve iddialý intikam sözlerini dillendirip, sonra da yerine getiremeyiþlerini eleþtirenlerden birisi de, bu satýrlarýn sahibi idi; Saff Sûresi'de yer alan, 'Ey iman edenler, yapamayacaðýnýz þeyleri niçin söylersiniz?' meâlindeki 2. âyeti hatýrlatarak.. Çünkü, Süleymanî'nin intikamý alýnamamýþtý.

*

Þimdi ise, Siyonist Ýsrail rejimi, Ýran Konsolosluðu'nu üçüncü bir ülkede, Suriye'de vurduðuna göre, Ýran'ýn da cevabýný, üçüncü ülkelerdeki Ýsrail elçilik veya konsolosluk binalarýna zarar vermek þeklinde ortaya koyabileceði akla ilk gelenlerdendi. Ancak, Elçilik binalarý, (uluslararasý hukuk kurallarýna göre, elçiliðin sahibi olan ülkenin kendi topraðý sayýldýðýna göre), Ýsrail rejimi, Ýran ülkesine saldýrmýþ oluyordu ve bu yüzden, Ýran da kendisini 'meþrû müdafaa' durumunda gördüðünden, haklý olarak Ýsrail'e 'misilleme'de bulunabilirdi ve öyle de oldu ve 13 Nisan gecesi, Ýran ÝHA'larýyla uzun menzilli balistik füzeleri fýrlatýlmaya baþlandý.

Ancaak, Amerika ve Ýngiltere, Irak, Ürdün ve Güney Suriye hava sahasý üzerinden geçen Ýran ÝHA'larý ve füzelerinden çoðunu havada imha etmiþti. Ama, Ýran'ýn bu ÝHA ve füzelerinden bazýlarý da Ýsrail rejimi tarafýndan düþürülmüþtü. Bazýlarý da, sadece askerî merkezleri hedef aldýðýndan oralara düþmüþtü; ama, þehirler ve ticarî merkezlerin hedef alýnmadýðý açýkça belirtilmiþ; Siyonist Ýsrail rejiminin Gazze'de yaptýðý gibi sivil merkezler hedef alýnmamýþtý.

*

Öyle görünüyor ki, Ekim-1973'de, Enver Sedat Mýsýr'ýn ânî saldýrýsýyla baþlayan 'Ramazan Günleri Savaþý'ndan sonra, Ýsrail rejimine karþý, kendi dýþýndan, 50 senedir bir saldýrý yapýlamamýþ iken ve 'Demir Kubbe' denilen sihirli savunma mekanizmasýnýn her þeyi önleyebileceði iddialarý dünya kamuoyunu etkilemiþken; iþte þimdi Ýran, Ýsrail'i sýnýrlý da olsa vuruyordu.

*

Ama, sonu bir dünya savaþýna bile dönüþebilecek bir harekât için, Ýran, son derece dikkatli, temkinli ve inisiyatifi yitirmeyerek, karþý tarafýn/ taraflarýn muhtemel tavýrlarýna karþý yeni taktikler geliþtirmek hesabýna da dayalý bir strateji geliþtirmiþti.

Elbette, Ýran, gerek Ýsrail'in, gerekse onun arkasýndaki Amerika ve bütün NATO dünyasýnýn muhtemel tepkilerini görmek isteyecekti. Onlarýn teknolojik gücünü de biliyordu herhalde..

Bu durumda, Ýran, teknolojik imkânlarýnýn sýnýrlý olmasýndan kaynaklanan elveriþsizliklere raðmen, gerektiðinde hasmýna saldýracak kadar 'yüreði / cesareti' olduðunu göstermiþ oldu. Buna karþýlýk, hasýmlarýnýn onca teknolojik üstünlüklerine raðmen, daha da büyüyebilecek bir savaþý göze alabilecek yüreklerinin/ cesaretlerinin olmadýðý da genel olarak sergilenmiþ oldu.

*

Özellikle, 'alýnlarýnýn sert taþa sürtülmesi' açýsýndan 3 ülkenin durumu da ilginç bir tablo oluþturuyor.

Çaðdaþ Firavun edâlý tekebbür âbidesi Amerika'nýn alnýnýn sert taþa sürtülmesi kýsmen gerçekleþmiþtir. Çünkü, Amerika bir 3. Dünya Savaþý'nýn ortaya çýkmasýný göze alamýyor; Rusya ve Çin'in sessizce, pusuda beklediðini görüyor..

'Arkamda Amerikasý, Avrupasý, Rusyasý, Çin ve Hint'iyle bütün maddî güç merkezleri olduðuna göre, 'Var mý bana yan bakan!' edâlý Siyonist Ýsrail'in alný da sert taþa sürtülmüþtür.

Bazýlarýnca alnýnýn sert taþa sürtülmesi arzulanan diðer ülke de Ýran idi.. O da, onca tehditlerine raðmen, daha temkinli olmasý gerektiðini bu son harekâtýyla kýsmen anlamýþ görülüyor..

Ama, bu fýrsattan istifadeyle, Ýran'ýn mezhepçi siyasetlerinden rahatsýz olanlarýn, baþka bir mezhebî taassubla, emperyal güçlerin Ýran'ý ezmesini heyecanla bekleyenler de var ki, o konuya da, 17 Nisan Çarþamba günü yazýmýzda deðinelim; inþaallah..

*

NOT: Bir resmî kuruluþ, Malatya'daki Kürecik Üssü'nün bir 'NATO üssü' olduðunu, NATO ülkelerine ve güçlerine yönelik tehlikelere karþý bir savunma rolü üstlendiðini ve NATO üyesi olmadýðýndan a Ýsrail'le ilgisinin olmadýðýný ve oradan Ýsrail'e bilgi verildiði iddialarýný yalanladý.

Bu söz, zâhirî kalýbýyla doðru.. Ama, NATO'nun bütün bilgilerinin, Ýsrail'le paylaþýldýðý bilinmiyor mu?

Bu gibi yalanlamalarý yapanlar sadece kendilerini deðil, halký da yanlýþ bilgilendirmek ve kandýrmak durumuna düþeceklerini unutmamalýdýrlar.

*