Telâþa lüzum yok...

Telâþýn da iþe yaradýðý durumlar muhakkak vardýr, ancak ‘kriz’ ortamlarýnda telâþ krizden çýkýþý zorlaþtýrýr, hatta yeni krizlere yol da açabilir...

Hiç kuþku yok: Görünüþü ne olursa olsun, ülkemiz, giderek derinleþen bir ‘devlet krizi’ geçiriyor. Ýçten veya dýþtan gelmesi fark etmez, bir el, seçimler öncesinde siyasi hayata müdahale etti ve sandýktan farklý bir ‘tablo’ çýkarmayý umuyor. Etkilenen, siyasi iktidar; o da bu durumdan kurtulmak için, elinden geleni yapma gayretinde...

‘Kumpas’ sözcüðü þu sýralarda yaþananý en çarpýcý biçimde ifade ediyor...

Ýktidar ve onunla birlikte siyasi hayat, bir ‘kumpas’ ile karþý karþýya ve ‘devlet krizi’ denilebilecek geliþmeyi ortadan kaldýrmak da onun görevi... Elbette mümkünse anayasayý, yasalarý deðiþtirmek isteyecek, ‘kumpas’ içerisinde yer aldýðýný düþündüðü görevlileri yerlerinden edecek, siyasi hayatý rahatlatýp normalleþtirecek her türlü adýmý atacaktýr iktidar partisi; bunlarý yaparken de gözünü seçim sandýðýndan ayýrmasý beklenmemeli.

Zaten beni ‘telâþa kapýlma’ konusunda düþüncelere sevk eden de, kendisini bir ‘kumpas’ ile karþý karþýya bilen iktidarýn yapmaya çalýþtýklarý: HSYK’ya yeni bir biçim vermek için anayasayý deðiþtirme niyeti... Birilerinin yargýda yanlý davrandýklarýný sergileme gayreti... Yargýda ‘kumpas’ sürecinde baþý çeken figürlerin kiþisel hatalarýnýn üzerine gidilmesi... Kapsamlý tasfiyeler... ‘Kumpas odaðý’ olarak görülen yapýnýn temel taþlarýyla oynama...

Bunlarýn her birini büyük bir telâþ içerisinde hayata geçirmeye çalýþýyor iktidar partisi ve onunla birlikte hareket edenler... Galiba önünü sonunu fazlaca düþünmeden bunu yapýyorlar...

Oysa teenni ve suhûlete en fazla ihtiyaç duyulan ortamlardýr ‘kriz’ yaþanan dönemler...

Krizi altetmek için baþvurduðunuz çözümler ilk elde iþe yarar görünebilir, size nefes de aldýrýr; ancak telâþýnýz, sizi, aldýðýnýz kadar nefesle yetinmek zorunda kalacaðýnýz yanlýþlýklara da sürükleyebilir... ‘Ýyi, doðru, yerinde, yararlý’ olarak gördüðünüz adýmlarýn sonu ‘kötü, yanlýþ, yersiz ve zararlý’ da gelebilir.

Geçmiþ iktidarlarýn benzer durumlarda kendileri için uygun gördüðü çýkýþ stratejilerinin kavurucu etkiler yaþattýðýyla hiç karþýlaþýlmadý mý? Çok karþýlaþýldý. Kriz ortamlarýnda yanlýþ stratejilerle çýkýþ arama yoluna gitmeseydi geçmiþ iktidarlar, bugün ülkeyi hâlâ DP, AP veya ANAP yönetiyor olurdu.

Telâþ genellikle baþa iþ açar...

Ülkemiz üç aydan kýsa bir süre içerisinde sandýk baþýna gidiyor; iktidar partisinin ilk düþünmesi gereken seçimden baþarýyla çýkmak deðil midir? Bunu yapmak yerine, sistemde köklü deðiþiklikler arayýþýna girmek, her ilde yepyeni simalarý devleti (ve kendisini) temsille görevlendirmek, seçim-sonrasýna pekâlâ ertelenebilecek tartýþmalý düzenlemeleri bugünün programýna almak...

Hiç deðilse benim gözüme akýllýca görünmüyor...

Telâþ tablosu, siyasette yapý-taþlarýný yerinden oynatarak dengeleri sarsmasý ve ekonomik göstergelerin bir türlü yerli yerine oturamamasýný gündeme getirmesi bir yana, Ak Parti’ye ve yönetimine her þeye raðmen ‘umutla’ bakanlarýn kafalarýný da fena halde karýþtýrýyor.

Öncelikler sýralamasýnýn hiç bu kadar telâþla oluþturulduðunu görmemiþtim.

Biraz sükûnet, biraz teenni lütfen...