Telefondan değer bulmak...

Profesyonel yaşamda iki tür insan görürsünüz. Birinci grup, oturduğu koltuğa değer katan insanlardır. İkinci grupsa oturduğu koltuktan değer bulan insanlardır.

Oturduğu koltuğa değer katan insanlar enerjilerini işlerine harcalar, oturduğu koltuktan değer bulan insanlarsa enerjilerinin büyük kısmını koltuklarını korumak için kullanırlar.

Oturduğu koltuğa değer katanlar şekilci değildir, yaptıkları işle saygıyı hak ederler, oturduğu koltuktan değer bulanlarsa iş ya da kişiliklerinden önce makamlarına saygı gösterilmesini isterler. Daha bir sürü fark sayabilirim ama konumuz bu değil, değerli olma çabası...

***

I-phone 6 Türkiye pazarına çok hızlı girdi, hemen yok satmaya başladı.

Daha önceki serilerden de gördük ki bir sürü insan bütçesini sonuna kadar zorlayarak son model ürüne sahip olma derdinde. Peki niye, telefonun yeni özelliklerinden dolayı mı, hayır değil...

Adım gibi eminim ki bu akıllı telefonların çok az özelliğini kullanıyoruz. Peki niye bunlara sahip olmak için can atıyoruz?

En zenginle aynı ürünü kullanıyor olmak için mi yoksa ofiste, mahallede arkadaşlara hava atmak, toplu taşıma araçlarında ya da gidilen bir mekanda çevreye hava atmak için mi?

Can alıcı soru şu, kullandığı telefonun markası ya da modeli insanı daha değerli yapar mı? Kesinlikle yapmaz...

İnsanı değerli kılan, insanın en büyük sermayesi, telefon rehberidir aslında. Arayacak kimseniz yoksa ya da aradığınızda “Acaba ne istiyor?”dan tutun da çeşitli sebeplerle insanlar telefonunuza çıkmamayı düşünüyorlarsa kullandığınız marka ya da modelin ne önemi kalır..

***

Üst gelir grubuyla aşık atma hevesine gelince... Telefonunuz aynı olabilir ama kılıf farkı var mesela. Prada’nın i-phone 5 kılıfları 800 lira civarında bir fiyata satılıyor, Louis Vuitton kılıfların Amerika fiyatı 330 dolar. Aksesuar da çok önemli değil, yaşam içerisinde böyle bir yarışa gerek aslında.

Ne arabası ne telefonu ne de makamı, insanı daha değerli yapmaz, insan olan da zaten işin bu kısmına takılmaz. Bu yazı neden yazıldı kısmına da dokunalım...

Gaziantep’in ihracatı kadar akıllı telefona para veriyorsak, sahip olduğumuz yeni nesil elektronik alet sayısı bizden çok daha zengin ülkeleri bile geride bırakıyorsa, ekonomik ömrü 10 yıl olan bu tür aletleri neredeyse her yıl yeniliyorsak, iki yıl sonra alacağımız maaşı şimdiden harcıyorsak ne yapıyoruz diye durup düşünmemiz lazım.

Tüketirken, tükenmek diye daha önce de yazmıştım ama bir kez daha yazmak şart oldu. Tüketirken tükenmeyelim artık, hem bize hem de 
ülkeye yazık oluyor...