Televizyonda yöneticilik ve idarecilik...

Pazartesi günü Show Tv uzun bir açıklama yaptı ve Bu Tarz Benim yayın rezaletinden dolayı yapımcı firmayı ağır bir dille suçladı. Yapımcı firma da aynı gün bu iddialara cevap vereceğini duyurdu.

Siz bu yazıyı okuduğunuzda cevap verilmiş olacak ama uzayıp gidecek bir kayıkçı kavgasıyla uğraşmayalım biz.Ama televizyon yöneticiliği konusunda çıkarılması gereken dersleri de es geçmeyelim...

*   *    * 

Show Tv’nin açıklamasındaki son cümle çarpıcı: “Ve unutulmamalıdır ki bu yaşananlar, bu sorumsuzluktaki yapımcılarla iş yapan her kanalın ve izleyicisinin başına gelebilir” Yazıldığı gibi olmuyor bu işler. Yapımcı gerçekten sorumsuzluk etmiş olabilir, bilmem, seyircinin problemi değil ki bu. Açıklamaya “Ancak son anda programın yönetmeni aranarak planlanan yayın akışı değiştirilmiştir.” ifadesi konmuş.

Peki bu kadar reyting alan, kanala ay birinciliği getiren bir programın final bölümünü sadece yönetmen üzerinden takip etmek yöneticilik midir?

Belli ki Acun’la yapılan anlaşma ilişkileri germiş, Show Tv yapımcı firma ve yarışmaya karşı heyecanını kaybetmiş, Bu Tarz Benim isim hakkı elinde olduğu için de yeni bir kadro kurma uğraşına girmiş. İş zurnanın zırt dediği yer tam da burası...

Senin logon altında yayınlanan her işin başarısı da senindir başarısızlığı da...Kızsan da, yeni kadro kurmaya çalışsan da, yapımcı firmaya karşı hukuki yollara başvuracak olsan da işini takip etmek, yayının en iyi ve kusursuz şekilde yapılmasını sağlamak durumundasın... Bunu yapmadığında ve sorun yaşandığında fatura kanala çıkıyor işte, yapımcı firmaya değil...

*   *    * 

Gelelim işin diğer yanına... Televizyonculukta iyi sözleşme yapmak sonradan ortaya çıkması muhtemel sorunları baştan çözmek adına iyi bir seçenektir. Ekranda neyin tutup neyin tutmayacağından çok emin olunamadığı için eskisi kadar kuralları belli ve cezai şartları ağır sözleşmeler yapılmıyor.

Oysa hukuki ve diplomatik metinlerde bir virgülün konulduğu yer bile önemlidir. Show Tv’nin hukuki yollara gitmeye hakkı sonuna kadar var ama kendi logosu altında yaşanan garabetin sorumluluğunu da alması gerekir.

Bir kanal “Yapımcı firma seyircimizi mağdur etti” deme hakkına sahip değildir.Buna rağmen, diyorsa o zaman seyircinin de “siz ne yapıyordunuz o sırada” diye sormak hakkı vardır.

Ve en önemlisi keşke o açıklamanın sonuna bir “özür” cümlesi eklenebilseydi. Eğer “Bu vakada suçlu ben değilim neden özür dileyeyim ki?” diye düşünen varsa, önce yayına baksın sonra yayındaki logoya. Ardından da bir sözlüğe bakıp idareci ve yönetici arasındaki fark üzerine düşünsün biraz...