Tempoyu ayar makinesi yok!

Beþiktaþlý futbolcu, teknik adam ve yöneticilere söylüyorum... Ligin ilk yarýsý bitti, tatil zamaný diye düþünüyorsanýz; ikinci yarýda sizi bekleyen acý sürprizlere hazýrlýklý olmak zorundasýnýz... Verilen ara, “Nerede yanlýþ yaptýk” diye düþünme fýrsatý veriyor. Bu süreç yan gelip yatma deðil, “Aktif dinlenme” dediðimiz teknik bir süreçtir. Futbolcularýn mutlak uymak zorunda olduðu kurallarý vardýr. Hatta birçok Avrupa kulübü, bu tür aralýklar için futbolcularýnýn ellerine kiþisel çalýþma programý tutuþtururlar. Kaç kilo ile gitti, kaç kilo ile geldi... 100 metreyi kaç saniyede koþuyordu, þimdi kaç saniyede tamamlý- yor... Anlayacaðýnýz; lig arasý kendini salma hakký vermez. Afrika ve Latin Amerika dýþýndakiler tamamen hariç, birçok Avrupa ülkesi futbolcusu bu süreçte kendini korur. Baþta bizimkiler, diðerlerinin umurunda bile deðildir.

***

Açýkçasý, Þenol Güneþ hocanýn da “Arayý özenli kullanmak” konusunda, çok ýsrarcý, kuralcý ve takipçi olduðunu düþünmüyorum. Maç yoðunluðu içinde geçen haftalardan sonra, futbolcularýnýn aktif dinlenme, beslenme ve benzeri konularda pek fazla sýk boðaz edeceðini düþünmüyorum. Bu hususta tavizsiz ya da duyarlý olduðuna dair herhangi bir izlenim edinmedik. Ekibine biraz þýmarma hakký tanýyordur. Fakat lig baþladýðýnda, hantallaþan oyuncularýný devreye sokmakta büyük ölçüde zorlanacaktýr.

***

Zaten Beþiktaþ maçlarda temposunu iyi ayarlayamýyor... Ya rakibinin hatasýný bekliyor ya da iþin büyük bir bölümünü ikinci yarýlara erteletiyor. Tempoyu, baþý belaya girdiði zaman iþlerliðe sokuyor ki; o zaman da “Hýz içinde denge” kayboluyor. Baskýlý oynasa da, pozisyonlara girse de, oluþan telaþ duygusu; isabet oranýný büyük ölçüde düþürdüðü için, beklenen gol ya hiç gelmiyor ya da çok zor geliyor. Bu da oyun disiplinini zedeliyor. Takým oyunundan, kiþisel oyuna dönüþ baþlýyor. Bu sorun mutlaka, ama mutlaka halledilmeli!