Türkiye’nin geçiþ sýnavlarýnda izlediði politikalar toplumun bazý kesimleri tarafýndan kuþkuyla karþýlanýyor. TEOG yani liseye yerleþtirmelerle ilgili olarak Milli Eðitim Bakaný Nabi Avcý’nýn geçen hafta bir mizah dergisinin kapaðýna konu olmasý da böyle bir arkaplana yaslanýyor. AK Parti’ye sempatiyle bakan vatandaþlarýn da bir kýsmý, AK Parti’nin diðer alanlara kýyasla eðitim alanýnda yeterince baþarýlý olamadýðý görüþünde. Bundan dolayý, Baþbakan Ahmet Davutoðlu’nun kurduðu hükümetten eðitim alanýnda beklentiler artmýþ durumda.
62. Hükümet programý
Hükümet programýnda eðitime iliþkin yer alan maddelerden özellikle bir tanesi, medyada ve kamuoyunda yanký uyandýrdý: Üniversite giriþ sisteminde de TEOG benzeri bir sisteme geçilecek. Programýn doðasý gereði, programda nasýl bir sistem öngörüldüðü ve bu sistemin ne tür bir takvim içerisinde hayata geçirileceðine iliþkin ayrýntýlara yer verilmemiþ.
Kapsamlý bir deðerlendirme yapmamýz henüz mümkün deðil. Ancak genel bazý hususlara iþaret etmekte fayda var.
Herhangi bir sistem deðiþikliðinden etkilenmesi muhtemel bütün öðrenci ve velilerin politika yapým süreçlerine katýlmasý, ilgililerin önceden bilgilendirilmeleri ve deðiþikliklerin herhangi bir maðduriyete yol açmamasý hedeflenmeli.
Daha önce de yazdýðým üzere, kamuoyunda ciddi bir “yenilik yorgunluðu” vardýr. Yani kamuoyu eðitim sisteminde sýk ve köklü deðiþikliklerden yorulmuþ durumdadýr. Dolayýsýyla, týpký bir týp doktoru hassasiyeti ve etiðiyle hareket edilmeli, olasý bir operasyonun zorunlu olduðu ve ancak faydasýnýn zararýndan fazla olduðu durumlarda, eyleme geçilmelidir. Nispeten iyi iþleyen bir sistemi deðiþtirmekten ziyade, küçük ýslahatlar tercih edilmelidir.
Bu genel deðerlendirmeden sonra, TEOG benzeri bir üniversite giriþ sistemi düþüncesine eðilelim müsaade ederseniz.
Liseye yerleþtirme amacýyla kullanýlan TEOG’un öngördüðü hedefleri gerçekleþtirdiðini söylemek için henüz çok erken. Dahasý, geçen haftalarda basýnda geniþ yer bulan bazý öðrencilerin ilçelerine uzak okullara yerleþtirilmeleri þeklindeki anomalilerin ötesinde, TEOG’un bütün öðrencileri puan üstünlüðüne göre tercihlerine yerleþtirmesi de eðitimciler arasýnda oldukça tartýþmalý. Yeni sistemin öðrencilerle okul iliþkilerini ne derece güçlendirdiði, dershaneye ve özel derse olan yönelimi ne derece azalttýðý, sýnavlarýnýn geçerlik ve güvenirliði gibi konular araþtýrýlmayý bekliyor.
Açýkçasý, TEOG’da üniversiteye giriþ sistemi için model alýnabilecek bir baþarý hikayesi henüz yok. Ancak, TEOG’un iþleyen ve aksayan yönleri bilimsel araþtýrmalarla ortaya konursa, gerek liseye geçiþ gerekse de üniversiteye geçiþ için bir takým dersler çýkarýlabilir.
Kendimi tekrarlamayý okuyucuya saygýsýzlýk olarak görürüm. Ancak, önemine binaen ve hükümet programý vesilesiyle daha önce yaptýðým bir uyarýnýn MEB tarafýndan yeterince anlaþýlmadýðýný gördüðüm için, liseye geçiþ ile üniversiteye geçiþin kategorik olarak birbirinden farklý olduðunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bunun çok basit iki sebebi var.
Birincisi, ortaokuldan liseye geçiþ için baþvuran öðrencilerin tamamý bir liseye yerleþtirilir; oysa üniversiteye geçiþ için baþvuran öðrencilerin sadece bir kýsmý kontenjanlar ölçüsünde yerleþtirilir. Lise okumak artýk yasal bir zorunluluktur; üniversite okumak ise bir ayrýcalýktýr.
Ýkincisi, ortaokuldan liseye geçiþ için baþvuracaklarýn tamamý ortaokul öðrencisidir; oysa üniversiteye baþvuracaklarýn çoðunluðu lise öðrencisi deðil, liseyi bitirmiþ kiþilerdir. Üniversite giriþte, TEOG’da ortaokul öðrencilerine yapýldýðý gibi, lise mezunlarýný çok oturumlu ortak sýnavlara tabi tutmak, lojistik olarak makul deðil.
Farklý sýnavlarda alýnan puanlarýn denkleþtirilmesi de mümkün ama zorluklar içeriyor.