Ukrayna’da bulunan Baþbakan Erdoðan, Libya’da ABD Büyükelçisinin ölümüyle sonuçlanan saldýrýyý þiddetle kýnayarak, bu tür olaylarýn Libya’nýn demokratik dönüþümünü engelleyemeyeceðini ifade etti.
Peygamber Efendimize yönelik saygýsýzlýðýn Ýslam dünyasýnda tepkiyle karþýlanmasý son derece doðaldýr, olmasý gerekendir. Medeniyetler arasýnda kin ve nefret tohumlarý eken, Müslümanlarý rencide eden böyle provokatif bir filmin yayýn izni almasý son derece yanlýþ olmuþtur. Filmin yönetmeni her türlü tepkiyi hak etmekte, aþaðýlýk bir tezgahýn figüraný olduðunu ortaya koymaktadýr. Ancak bu tepkilerin Ýslam’a ve Müslümanlýða yakýþýr þekilde serdedilmesi de kaçýnýlmazdýr.
Libya’da yaþanan olay kabul edilemez bir vahþettir, oynanan oyuna alet olmaktýr. Bu olaylarýn Mýsýr, Bangladeþ, Yemen, Afganistan, Ýran gibi ülkelere yayýlmasý Ýslam dünyasýna yönelik bir sükunet ve saðduyu çaðrýsýný da gerektiriyordu. Baþbakan Erdoðan’ýn hem büyükelçinin öldürülmesini kýnamasý, hem de tahriklere alet olunmamasý yönünde çaðrý yapmasý çok anlamlý olmuþtur. Mýsýr Cumhurbaþkaný Mursi de ‘bir insaný öldürmenin tüm insanlýðý öldürmek gibi olacaðýný’ ifade ederek, yanlýþ yollara tevessül edilmemesi gerektiðini vurgulamýþtýr.
Özellikle Arap baharýnýn yaþandýðý ülkelerde yeni iç karýþýklýklarýn yaþanmasý veya demokratik dönüþümün sekteye uðramasý ciddi sorunlar üretir. Ýstikrarý saðlamaya ve yeni bir düzen kurmaya çalýþan bu ülkelerde bu tür eylemlerde bulunanlar kendi ülkelerine ve toplumlarýna ihanet ederler. Ýslam dünyasýnýn vahþet ve cehaletle görüntüleriyle anýlmasýný saðlamak, dine ve dindarlara yapýlabilecek en büyük kötülüktür.
Türkiye’nin büyük gayretleriyle Ýslamafobi, antisemitizm gibi bir insanlýk suçu olarak gösterilmeye, Ýslam ve terörü bir arada kodlamaya çalýþan anlayýþlar geriletilmeye baþlamýþtýr. Libya hadisesi, bütün bu gayretleri dinamitleme istidadý taþýmaktadýr.
Ýslam ülkelerindeki yönetimler film konusunda her türlü tepkiyi göstermeli, lobileri harekete geçirmeli, uluslararasý duyarlýlýk oluþturmalýdýr; ama ayný zamanda bu tür kanlý eylemler ve provokatif tepkilere karþý da duyarlýlýk çaðrýsý yapmalýdýr. ABD karþýtlýðýný körüklemek için toplumsal tepkinin kabul edilemez yöntemlere dönüþmesine ses çýkarmamak, bunu teþvik edici davranmak, daha vahim tablolarýn yaþanmasýna sebep olur.
ABD yönetimi de geliþmeleri doðru analiz etmeli ve film konusunda daha duyarlý bir tavýr sergilemelidir. Milyarlarca nüfusluk Ýslam dünyasýnýn rencide olmasý bir yana, bölgede ABD aleyhtarlýðýnýn artmasý Obama yönetimini zor durumda býrakacaktýr. Bu provokasyon, ABD seçimlerini de farklý þekilde etkileme istidadý taþýmaktadýr.
Yeni strateji Suriye Kürtleri üzerine
PKK elebaþýsý Murat Karayýlan’ýn ve Aysel Tuðluk’un son açýklamalarýndaki ortak vurgu, Suriye Kürtleri üzerine yoðunlaþýyor. Karayýlan ‘Türkiye, batý Kürdistan’da statünün önünü kesmek istiyor’ derken, Tuðluk ‘devlet, batý Kürdistan’daki Kürtlerin kazanýmlarýna saygý göstermeli’ diyor. Anlaþýlan Türkiye’de bozguna uðrayan ve tüm stratejileri çöken PKK, Suriye Kürtleri üzerinden kendisine yeni bir kapý açmak, kendince bir ‘baþarý hikayesi’ üretmek istiyor. PYD’liler de son dönemde Türkiye’nin tüm bölgede ‘Kürt düþmanlýðý’ yla hareket ettiði yönünde bir karalama kampanyasý yapýyorlar.
Defalarca söylediðimiz bir hususu tekrar vurgulayalým: Türkiye PKK’nýn Suriye’de konuþlanmasýna ve kendisine karþý tehdit oluþturmasýna kesinlikle müsamaha etmez. AK Parti iktidarý geçmiþten bu yana Suriye’deki Kürtlerin yaþadýklarý zulme tepki göstermekte, diðer kesimler gibi onlarýn da haklarýný geliþtirmeleri için diplomatik çaba göstermektedir. Düne kadar Kürtlere zulmeden Esad yönetiminin ise bugün bir numaralý iþbirlikçisi PYD ve PKK’dýr. Türkiye, Suriye’deki tüm gruplarýn (Kürtlerin, Araplarýn, Türkmenlerin, Hýristiyanlarýn, Nusayrilerin vs) haklarýný garanti altýna alacak bir yönetim kurulmasýný istemektedir. Bu yönetimin þekline ise bir bütün olarak Suriye halký karar verecektir. Türkiye’deki geliþmeleri bile anlayamayan bir çapsýzlýk içinde olan ve hezeyanlar sýralayan bu zihniyetin Suriye’ye el atmasý, buradaki Kürtler için sadece felaket olur…