‘Terbiyesizlik suç olmasýn’

Hatýrlayacaksýnýz, Cumhurbaþkaný Erdoðan, partisine dönüp genel baþkan seçilince, CHP’liler, “Erdoðan’a küfretmek serbest olsun” diye bir kampanya baþlatmýþlardý.

Niye?

Durumlar eþit oluyormuþ.

Kýlýçdaroðlu’yla Erdoðan arasýnda bir fark kalmýyormuþ; ikisi de son tahlilde genel baþkanmýþ, ikisi de partiliymiþ.

Ýyi de, Kýlýçdaroðlu’na küfredilebiliyor mu?

Önceki Cumhurbaþkanlarýna küfredilebiliyor muydu?

Býrakýn küfrü, partili Cumhurbaþkaný Atatürk’ün icraatlardý eleþtirilebiliyor muydu?

Partili Cumhurbaþkaný Ýsmet Paþa’ya, “Bu tuttuðun yol, yol deðil” denilebiliyor muydu?

Partili Cumhurbaþkaný Celal Bayar’a saygýsýzlýk edilebiliyor muydu? (Gerçi siz, Bayar saðcý olduðu için saygýsýzlýk ediyordunuz. Hatta küfrediyordunuz. Sizinle muhatap olmak istemediði için bu küfürlerin çoðunu sineye çekiyordu garibim.)

CHP’den önce “aydýnlar” davranmýþlardý, 15 Temmuz darbesinden üç ay kadar önce, bir bildiri yayýnlayýp, Erdoðan’a küfretmenin suç olmaktan çýkarýlmasýný istemiþlerdi.

Kimler mi?

Erdoðan’ýn “yasa dýþý yollarla da olsa” mutlaka indirilmesi gerektiðini söyleyen pornografik görüntü meraklýsý sosyalist teorisyen Ömer Laçiner... PKK’nýn silah býrakmamasý için olaðanüstü gayret sarf etmiþ Hasan Cemal... Türkiye’yi sýklýkla Batý’ya jurnalleyen (hapiste olduðu için ismini zikretmiyorum) çakma liberal... Ýnanç sahiplerine küfretmeyi (“tüm Müslümanlar teröristtir” anlamaný gelebilecek genellemeler yapmayý) entelektüel faaliyet sayan Ümit Kývanç... PKK’lý canlara aðlamayý alýþkanlýk haline getirmiþ Oya Baydar... Hep nefret cümleleriyle konuþan Balýkçý Orhan Alkaya... Neredeyse Erdoðan’a hakaret etmeden cümle kuramayan kronik ironik Baskýn Oran... Kendisini KCK’dan içeri týktýracak FETÖ’ye övgülerini esirgememiþ Ferhat Kentel... Bir darbe olsa zil takýp oynayacak Fransýz Ahmet Ýnsel... Fethullahçýlýk yarýþýnda birinciliði kimselere kaptýrmayan Perihan Maðden ve ilaveten dansýyla konuþan Zeynep Tanbay hemþiremiz...

Buyuruyorlardý ki bildirilerinde: “Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn eleþtiriye karþý tahammülü geniþ tutmasýný ve bütün yurttaþlara koruma saðlayan yasa hükümleriyle yetinmesini istiyoruz.”

Mahkemelerin “eleþtiri”yi cezalandýrýldýðýný zanneden bu arkadaþlar hakkýnda o zamanlar þöyle bir þeyler yazmýþtým:

Ýçinde “Venedik Komisyonu”, “AÝHM kararý”, “hukukun üstünlüðü”, “ifade özgürlüðü” geçen parlak cümleler kuruyorlar ama “küfür”le “eleþtiri”yi ayýramýyorlar.

Cumhurbaþkaný Erdoðan’a edilen küfürlerin milyonda biri kendilerine yöneltilse mahkemeye koþacak zevat, küfrün suç olmaktan çýkarýlmasýný istiyor bir de...

Cumhurbaþkaný tahammüllü olmak zorundaymýþ.

Harim-i ismetinizden biri için, “köprünün adý þu olsun” dense, tahammüllü olacak mýsýnýz? Ya da sizlerden biri için... “Köprünün adý Hasan olsun, Perihan olsun, Ferhat olsun” dense... Rýza gösterecek misiniz? Sabah akþam, “katil, faþist, hýrsýz, diktatör” diye saydýrýlsa, “Bunlar ifade özgürlüðüdür... Venedik komisyonu der ki...” diye sahte hoþgörü numaralarý sergileyecek misiniz?

Madem öyle, Atatürk’e yönelik eleþtirileri (küfürleri deðil, eleþtirileri) cezalandýran 5816 sayýlý yasaya niçin itiraz etmiyorsunuz? Niçin “5816 ifade özgürlüðünün önünde bir engeldir... Venedik Komisyonu der ki...” demiyorsunuz?

En tahammüllünüz Baskýn Oran’ýn açtýðý hakaret davalarý ortadayken, hangi yüzle böyle bir bildiriye imza atýyorsunuz?

HAMÝÞ

Seksen kelimeden fazlasýyla yazabilen, yazýlarýnýn arasýna “Büvelek tutmuþ manda öfkesi”, “Dýral dedenin düdüðü” gibi, biz cahillerin kolayca anlayamayacaðý özlü Yozgat deyiþleri sýkýþtýran münekkide çaðrýmdýr:

Sen git, “elemaný” olmakla þeref duyduðun “sahibin” gelsin.

Ýkiniz birden gelin hatta!

Kültürlü adamlarsýnýz. Korkmayýn!