Tercihim neden AK Parti?

On yedi gün sonra Türkiye’yi yönetecek siyasi kadroları belirlemek için oy kullanacağız. Benim tercihim AK Parti olacak.

Gerekçelerimi saymadan önce iki şey söylemek istiyorum. Birincisi, peşin hükümle iftira, gıybet yapıp günaha girecekler bilmeli ki bu tercihim, Star’da yazıyor olmaktan kaynaklanmıyor. Kurulduğu günden itibaren AK Parti’yi destekledim ve bunu, Zaman gazetesindeki yazılarımda açıkça ifade ettim. Üç tanesini hatırlatayım.

Tam da 25 Aralık 2013 günü hükümete karşı siyasi bir darbeye teşebbüs edilen gün yayınlanan yazımda, 30 Mart yerel seçimlerine üç ay kala şöyle demiştim:

“Devlet içinde seçilmiş iktidara karşı, paralel güç oluşturma, kafa tutma, tuzak hazırlama peşinde olan kim varsa gözünün yaşına bakılmasın. Milletin AK Parti’ye sandıkta verdiği iktidar emanetini korumak, milletin namusunu korumak gibidir. Seçmen, falanlar, filanlar da iktidara ortak olsunlar diye oy vermiyor. Hiçbir bürokrat, amirleri dışında bir yerlerden emir, talimat alamaz. Buna kimse rıza gösteremez, göz yumamaz. Ben oyumu, yaşadığım Yalova’ya göre kullanacağım. Kararım şimdiden net. Hüseyin Gülerce olarak bir oyum var. AK Parti adayına oy vermeyi düşünüyorum.”

1 Haziran 2014’te Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için sosyal medya (twitter) üzerinden (çünkü artık Zaman’da yazmıyordum) şöyle dedim:

“Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı milletimiz, ülkemiz ve devletimiz için hayırlı olsun. Ben de oyumla kendisini destekleyeceğim.”

Son olarak 7 Haziran genel seçimlerinden 6 gün önce yine twitter üzerinden AK Parti’yi destekleyeceğimi şöyle ilan ettim:

“İstikrar için oyum AK Parti’ye. Legal görünümlü illegal Paralel yapıların, siyaseti ve yönetimi kontrol altına alma istek ve çabalarına dur demek için oyum AK Parti’ye. Küreselcilere karşı yerli, milli ve bağımsız duruşu desteklemek için, milletin yanında olduğumu ilan etmek için oyum AK Parti’ye... Türkiye’nin her türlü vesayetten kurtulması için, kendi değerlerimizle ayağa kalkmak için, Başkanlık sistemi için oyum AK Parti’ye...”

İkinci söylemek istediğim; fikir ve ifade hürriyetimi kullanarak tercihimi belirtiyorum. Nasıl HDP’ye, MHP’ye ve CHP’ye oy vereceğini söyleyenler varsa, hatta Gülen medyasında “Yine HDP’ye oy vereceğim, Erdoğan’ı durdurmanın başka yolu yok...” diye yazanlar varsa, onların bu tercihlerine saygı duyuluyorsa, hatta Batı medyasından ve yönetimlerinden bu yaklaşım alkış alıyorsa, bizim tercihimiz de saygı görmelidir.

Ben, “Erdoğan durdurulmalı, AK Parti tek başına iktidar olmamalı” algı operasyonuna karşı çıkıyorum. Bilhassa dışarının, içerden bulduğu taşeronlar vasıtasıyla, bilhassa Doğan ve Gülen medyası vasıtasıyla yürütülen operasyonları Türkiye’nin demokrasisine müdahale olarak görüyorum. Evet, Sayın Aydın Doğan’a daha önce de söyledim; “hükümete yakın olmak mecburiyetinde değilsiniz ama düşman olmak mecburiyetinde de değilsiniz...” Hele Gülen medyası, tanınmaz haldedir. Yıllarca destek verdiği AK Parti’ye, F. Gülen’in Zaman’daki tam sayfa teşekkür ilanlarıyla yere göğe sığdıramadığı Erdoğan’a karşı, adeta ölüm kalım savaşı veriyorlar. Muhabbetin yerini kin ve nefret, makuliyetin yerini zıvanadan çıkma aldı.

AK Parti, AKP olmadı. Gidişatında milletin bir ikazı gerekiyordu. Bu da hayır oldu, hayırlara kapı açtı, açacak inşallah. Verilen mesajın alındığı kanaatini taşıyorum. Bu ülkenin AK Parti’ye, Sayın Erdoğan’a ihtiyacı var. Dışarıdan müdahaleye hayır diyorum. Kararı, sandıkta milletimiz vermeli, herkes de buna saygı duymalı...