Türkiye’nin en büyük sorunlarýnýn baþýnda kurumsallaþma eksikliði geliyor. Etrafýnýza bir baktýðýnýzda yüz senelik bir þirket bulmak adeta imkansýz; yanýlmýyor isem Hacýbekir ülkemizin en kurumsal firmasý.
Sokaklarda, kafanýzý kaldýrdýðýnýzda “1995”den beri hizmetinizde” gibi ilginç, ilginç olduðu kadar da komik levhalar görebiliyorsunuz.
Bu kurumsallaþma problemi içinde üç köklü takýmýmýz, FB, GS, BJK, üç köklü camiamýz, gerçekten kurumsallaþmýþ, ya da kurumsallaþmýþ olmasý gereken yapý var elimizde.
Kurum çölü ülkemizde hepimiz bu üç kulübümüzün üzerine titremeliyiz ama bizden de önce bu kurumun yöneticileri bu özeni göstermeli.
Bugün sözüm bu üç önemli kurumdan ikisine, FB ve GS’a.
Önce Galatasaray’dan baþlayalým; bendeniz Galatasaraylý deðilim ama bu kulübe, bu camiaya büyük saygým, hayranlýðým var, muhtemelen takým tutma denen illete olgunluk yaþlarýmda yakalansa idim Galatasaraylý olurdum ama doðma büyüme Kadýköy’lüyüm, çocuklukta Fenerbahçelilikten baþka seçeneðim yoktu.
Ancak, arkasýnda muhteþem bir lisesi, üniversitesi olan bir camiaya, gazetecilere, televizyon yorumcularýna, kendisini çok sert de olsa eleþtirenlere “sabrým S.O.S. veriyor, dikkatli olun” diyen bir teknik direktörü yakýþtýramýyorum, olmuyor, Metin Oktay’ýn, Turgay Þeren’in forma giydiði, Gündüz Kýlýç’ýn teknik direktörlük, Selahattin Beyazýt’ýn, Özhan Canaydýn’ýn baþkanlýk yaptýðý bir takým, bir camia ile doku uyumsuzluðu yaþanýyor.
Baþarý çok önemlidir, Terim baþarýlý bir teknik direktördür, bunu inkar etmek mümkün deðildir ama baþarý, hele GS için her þey de deðildir, olmamalýdýr.
Benzer düþünceleri Fenerbahçe için de, üstelik caným daha çok yanarak taþýyorum.
Alex’in Portekizce tercümaný ile Fenerbahçe Baþkaný Aziz Yýldýrým’ýn ekrandaki görüntüleri gözümden, aklýmdan çýkamýyor, bu görüntüyü sergileyen, sergileyebilen bir kiþinin Can’ýn, Lefter’in forma giydiði bir takýmda bir gün dahi yöneticilik yapmamasý lazým ya da lazýmdý ama maalesef kurumsal yapý bu refleksi gösteremedi. Bu basýn toplantýsý görüntüleri beni Fenerbahçe’ye UEFA’nýn verdiði aðýr cezadan dahi daha çok yaraladý, etkiledi.
Bu durumu da, Terim’e, Real Madrid’e farklý yenildi diye deðil, “sabrýnýn S.O.S. verdiðini” basýn toplantýsýnda açýkladýðý için, Yýldýrým’a genç bir tercümaný düþürdüðü durum için tepki vermeyen camialarýn henüz maalesef yeterince kurumsallaþamamasýna baðlýyorum.
Terim ve Yýldýrým vakalarýnýn kalýcý çözümü camialarýn yüz seneyi aþan ve olmasý þart geleneklerinin, tarihlerinin göstermesi gereken reflekslerindedir.