Ülkemizde terörün sadece þiddet ve adam öldürme olduðu yönünde kuvvetli bir yanlýþ algý var. Buna göre bir kiþi eline silah almamýþsa terörist olamaz, yaptýðýna da terör denemez. Oysa ki ‘terör’ þiddet deðil özetle “siyasi maksatlý korku üretmek”, “terörize etmek” anlamýna gelir.
Bu korku ise terör tanýmlarýna bakýldýðýnda temelde üç þekilde üretilebilir:
1) Þiddet kullanarak,
2) Tehdit ederek,
3) Zorlayarak, sindirerek.
Aslýna bakarsanýz baþarýlý bir terör eyleminde þiddet en düþük seviyede kalýrken, korku en üst seviyededir. Terörist þehir meydanýnda öldürülecek bir tek kiþi sayesinde tüm kentte korku imparatorluðu kurmaya çalýþýr. Baþka bir deyiþle terör örgütleri için þiddet kullanýmý sadece bir korkutma aracýdýr, yoksa örgütler þiddet ile devletleri yok edemeyeceklerini bilirler.
Korku imparatorluðu
Tanýmda belirttiðimiz üzere terör örgütleri korku üretebilmek için sadece þiddeti deðil, tehdit, þantaj, sindirme, baskýlama ve zorlamayý da kullanýrlar. Hatta þiddetten daha çok bu araçlar kullanýlýr. PKK da ayný mantýkla çalýþýyor. Daðda örgüte ne kadar kayýp verdirirseniz verdirin, mahallelerde insanlar PKK’nýn temsilcilerinin gözünün içine bakýyorsa, þehirlerde örgüt tarafýndan büyük bir korku imparatorluðu kurulmuþsa terör tam hýz devam ediyor demektir.
Örgüt bu nedenle her evden bir çocuk almakta/kaçýrmaktadýr, bu nedenle tehdit ederek gazete/dergi satmakta, iþyerlerine kepenk kapattýrmakta, vergi adý altýnda haraç toplamaktadýr. Eðer Diyarbakýr veya Hakkâri kahvehanelerinde açýktan hiç kimse örgütü eleþtiremiyorsa, eleþtirenin baþýna çok fena iþlerin geleceði algýsý çok kuvvetliyse orada hukuk deðil terör hüküm sürmektedir. Seçimlerde jandarma bile sandýklara müdahale edemiyorsa, bazý köylerde BDP’liler mührü ellerine alýp tüm köy adýna oylarý kullanabiliyorsa orada gerçek bir terör vardýr ve bu terör sadece daðdakilerin yok edilmesi ile sona ermez.
Siyasi halka
Gelelim meselenin þiddet ve tehditten sonraki üçüncü boyutuna: Terör sýradan bir korku üretme þekli deðildir. Bir eyleme terör denilebilmesi için siyasi hedefler için korku üretmesi gerekir. Ýþte burada BDP benzeri yapýlar ortaya çýkar. Eðer terör örgütü salt eli silahlý bir yapý olarak kalýrsa ürettiði gerilim ve korkunun sonuçlarýný siyasi ürüne çeviremez. Bu nedenle terör örgütüne baðlý sivil görünümlü yapýlar silahlý yapýnýn talimatlarý doðrultusunda þiddet, tehdit ve sindirmenin ürünlerini oya, makama ve propagandaya çevirirler. Böylece bir eylemin terör olabilmesi için gerekli üçüncü ve belki de en önemli ayak olan siyasi halka da tamamlanmýþ olur.
Ne yazýk ki Türkiye’de terörün bu basit tanýmýnda dahi bazý akýl karýþýklýklarý bulunmaktadýr. Bazý yazarlar terörü sadece þiddet sanmaktadýr. Ayný þekilde bu kiþiler tehdit, baský ve diðer korku üretme þekillerinin terör olduðunu bilmemekte, üretilen korku imparatorluðunu terörden ayrý, kabul edilebilir bir sorun olarak görmektedirler. Üçüncü olarak ayný yazar-çizer takýmý silahlý teröristlerin siyasi alana çekilmesini terörün bitirilmesi sanmaktadýrlar. Oysa ki terör zaten siyasi alandadýr ve teröristler de zaten siyaset yapmaktadýr. Önemli olan daðdakilerin silahlarýný býrakarak meþru siyaset alanýna girmesidir.
Bu bilgiler ýþýðýnda BDP’li bazý siyasiler PKK terörünün en önemli kýsmýný, yani terörün siyasileþtirmesi ve meþrulaþtýrýlmasý ayaðýný oluþturmuþlardýr. Bu kiþilerin dokunulmazlýklarýnýn kalkmasý konusunda hassasiyet gösterenlerin, ayný hassasiyeti halkýn dokunulmaz haklarý ve huzuru konusunda göstermemesi ise çok büyük bir ayýp ve gaflettir. Üç-beþ PKK-uydusu siyasiyi korumak için kendisini parçalayanlar bugün milyonlarca Kürdün terör, þiddet ve þantaj ile korkutulduklarýný, adeta rehin alýndýklarýný görmemekte midirler?