Terör örgütü mü parti mi? Terörist mi gerilla mı?

Demokratik ülkelerde parti her vatandaşın gönül rahatlığıyla kurabileceği veya üyesi olabileceği, bünyesinde siyasi çalışma yapabileceği en güvenli çatıdır. 

Vatandaşlar fikirlerini projelerini hayata geçirmek için parti kurabilir veya üye olarak partisini iktidara taşımaya çalışabilir.

Demokraside çoğulculuk esastır. Dolayısıyla partiler demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarıdır.

***

Seçimlere katılırlar parlamentoya girerler ya da girmezler ama her halükarda iktidar ya da muhalefet olarak mensuplarını temsil ederek bir misyon yürütürler.

Misyonlarını yürütürken tek silahları fikirdir. Fikirlerini parti programı çerçevesinde yazılı sözlü açıklamalar, toplantılar, mitingler, ziyaretler ve benzeri demokratik yöntemlerle anlatmaya çalışırlar. İktidar olurlarsa yürütme erkini kullanarak fikirlerini hayata geçirirler.

Silaha sarıldıklarında ve şiddete başvurduklarında parti olmaktan çıkarlar.

***

Fikirlerini silahla ve şiddetle kabul ettirmeye çalışan örgütler terör örgütleridir ve terör örgütlerinin yöntemi hiçbir demokratik devlet bünyesinde kabul görmez.

Silah kullanana karşı devletin güvenlik güçleri müdahale eder.

Devlet vatandaşların güvenliğini temin etmekle yükümlüdür. Vatandaşa şiddet uygulayan örgütlerin şiddetine mani olur. Teröristleri yakalar ve adalete teslim eder.

Demokratik ülkelerde hiçbir siyasi parti hiçbir terör örgütünü savunamaz, teröristleri koruyamaz.

Terörü ve teröristi koruduğunda o siyasi partinin meşruiyeti tartışılır.

***

HDP maalesef bugün geldiği nokta itibariyle kendi meşruiyetini tartıştıracak bir politika izlemektedir.

Parti üyeleri terörü ve teröristi desteklediğinde cezanın şahsiliği gereği o şahıslar yargılanır ve suçları partinin hükmi şahsiyetine teşmil edilmez/ edilmemelidir.

Lakin partinin genel başkanı kalkıp parti olarak arkalarını bir terör örgütüne dayadıklarını söylerse bu söylemin partinin hükmi şahsiyetini bağlayıp bağlamayacağı tartışılır.

HDP maalesef bugün bu konumdadır.

***

Partinin sözcüsü meclis kürsüsünden meşruiyet kılıfı giydirmek için teröriste gerilla derse, bu husus demokratik anlayış çerçevesinde kürsü dokunulmazlığı kapsamına girer.

Ama kürsü dokunulmazlığı toplumsal tepkiyi engelleme gücüne sahip olmadığı gibi teröristi de kesinlikle meşrulaştırmaz. Aksine bu söylem toplumda nefret duygularını körükleyen bir etki bırakır.

Bu tür söylemler dokunulmazlık zırhı da olsa aklı başında bir siyasetçinin ağzına alacağı söylemler değildir.

Birilerini tatmin etmek için başvurulan bu söylemler marjinal söylemlerdir. Sahibine de o birilerine de fayda sağlamaz. Aksine hem kendilerine hem de partilerine zarar verir.

***

HDP’nin dokunulmazlık zırhlarının kaldırılması için toplu dilekçe vermesi meşruiyet tartışmasını bitirmez.

Meclisin nasıl çalıştığını bilen herkes bu yaptıklarının bir şov olduğunu pekâlâ bilir.

Şahısların dokunulmazlık meselesi ancak yargıdan bir fezleke giderse gündeme gelir.

Bu şov, terör örgütüne arka dayamayı, teröristi desteklemeyi asla meşru göstermez.

Daha önce de yazdığım gibi ben partinin kapatılması taraftarı değilim. Ama öyle anlaşılıyor ki HDP partinin kapatılmasını da (2010 yılında parti kapatmayı zorlaştıran maddenin yasalaşmasını engellemişlerdi!) bir propaganda aracı olarak kullanma eğiliminde.

Bunların hepsini anlıyorum da terör örgütüyle bir bağlantısı olmadığı halde değişik sebeplerle bu partiden aday olup seçilen ve hâlâ orada durabilen milletvekillerini anlayamıyorum.

Anlıyorum da anlayamıyorum!