Terör örgütünün gazetesi olabilir mi?

PKK’nın yayın organı Özgür Gündem’in nöbetçi genel yayın yönetmenlerinin tutuklanması üzerinden fırtınalar kopartılıyor.. 

Mesele getirilip getirilip ‘basın hürriyeti’ çerçevesine sokuluyor..

Ve bunun üzerinden bir operasyon çekiliyor..

Bugün sahte kahramanlar çıkmış ortaya..

“Ben de nöbetçi genel yayın yönetmeniyim” diye..

Bakın çok açık söylüyorum..

Kim ki benim askerime polisime “düşman” diyen haberler yazar..

Kim ki vatan evlâtlarının şehit eden teröristi kahraman gibi gösteren yayınlar yapar..

Terör örgütünü ve terörizmi kutsar..

O benim için artık “düşman” kampındadır..

Bu durum; ne gazetecilikle, ne basın hürriyetiyle ne bir başka şeyle izah edilebilir.

Anlaşılsın diye örnek vermek isterim..

Özgür Gündem, bu topraklarda yayın yapan bir PKK gazetesidir..

Yanlış anlaşılmasın..

Gazete, ‘PKK’yı öven bir gazetedir’ demiyorum..

Doğrudan PKK’nın hedeflerine hizmet eden bir yayın politikasını sürdürür..

Yoksa mesela, BirGün paçavrası PKK’yı över..

Cumhuriyet de öyle..

Ama Özgür Gündem, bizzat Kandil tarafından yayınlanan bir bültendir..

Özgürlükler ülkesi ABD’ye bakın...

El Kaide propagandası yapan bir gazete hayal edin orada..

Daha hayal ederken tutuklandınız değil mi?

Fransa’da “DAEŞ’i de anlamak lazım” diye bir yazı yazın bakalım herhangi bir gazetede..

Herhalde ‘çıldırmış’ diye düşünürler..  

Ama bu memlekette PKK’nın bir gazetesi var..

Ve ona dönük sınırlı ilk hukuki müdahalede ‘basın hürriyeti goygoyu’ başlıyor..

Bu kadar özgürlük bize fazla..

Çilem kaset de yapacak mı?

Çilem’i tanıyorsunuz..

Kocasını öldürdüğü için yargılandığı davada kefaletle serbest bırakılan genç kadın..

Bugünlerde kadın hakları savunucularının sembol ismi..

Pazarcılar şimdiden, “Çilem’in tişörtü” diye, üzeri baskılı bir takım penyeleri satmaya başladılar.

Hayatımızda ilk kez duyduğumuz; “kirpiğimiz yere düşmeyecek” sözü slogana dönüşmüş durumda..

Hemen her gün gazetelerde bir ‘Çilem’ haberi okuyoruz artık..

Daha da okuyacağız..

Zira bu işin magazini daha yeni başladı..

 

Değerli dostlar biz bu filmi görmüştük..

20 sene evvel, ‘taciz’ iddiasıyla Zeynep Uludağ isimli bir kadının İsmail Kızılkaya’yı, Kumkapı’da bıçaklayarak öldürdüğünde de benzer haberler yazıldı gazetelerde..

Katil Zeynep Uludağ, bir anda medyanın gözbebeği oldu..

Önce ‘kadın hakları savunucusu’ muamelesi yaptı medya..

Baktı olmayınca içindeki pop-star’ı dışarı çıkarttı..

Zeynep Uludağ; filmler çevirdi, kasetler yaptı, kliplerde oynadı, çıplak pozlar verdi, evli bir adamla basıldı..

Derken...

Uçtu gitti.

Kocası öldürülen Gülten Kızılkaya ise “kocamın kanı üzerinden şöhret oldu” diyerek eleştirdiği Zeynep Uludağ’ın izinden gitti..

En son Anadolu’nun bir köşesinde bir pavyondan duyuldu sesi..

Şimdi arz edeceğim..

Lütfen bu hanıma kaset yapmayın..

Siz iyi olmaya devam edin

Psikopat katil Atalay Filiz’in son kurbanı Fatma Kayıkçı’nın çay bahçesinde çalıştığı yazılmıştı daha evvel.. Meğer burası iflas edince kadıncağız Atalay’a bir kebapçıda iş bulmuş.. Ve orada sigortalı olması için de dükkan sahibine bastırmış.. Meğer katilin kimliği bu sırada deşifre olmuş.. Kim olduğunu bile bilmediği bir gencin geleceğini kurtarmaya çalışan kadın işte bu yüzden öldürülmüş.. Değerli dostlar, bizim gen kodlarımız “iyi”dir.. Siz iyi olmaya devam edin..