Selahaddin E. Çakırgil
Selahaddin E. Çakırgil
Tüm Yazıları

‘Terör’ ve ‘Özgürlük Savaşı’ ikilemi yine de sürecektir

Evet, kendimizi kandıramayalım, nice uluslararası toplantılarda, her kelime üzerinde saatlerle tartışılarak açıklanan bir takım diplomatik bildiriler gibi, (2015-Turkey G20- Antalya Summit) tarafından açıklanan bildiri de, teröre karşı, sadre şifa bir çözüm getiremeyecektir.

Alman Başbakanı Merkel’in ‘Biz terör’den ve teröristlerden daha güçlüyüz.’ diye nutuk atması kimseyi yanıltmamalıdır. Hattâ, bir global terör anlayışı açısından birileri başkalarını teröristlikle suçlarken, aynaya baktıklarında başka bir acı gerçekle karşılaşabilirler.

***

Çünkü dünyaya temelden farklı olan ölçülerle baktıkları için herkesin terör ve özgürlük savaşı konusunda farklı kriterleri var ve bu farklı bakışın farklı neticeleri yine de devam edecektir.

Açık olan şudur ki, ilkel ve vahşî bir modernlik ya da modern bir ilkellik ve vahşilikle karşı karşıya insanlık...

***

Bugünkü dünyada, bir silahlı eylem ve mücadele karşısında eğer emperyalist-şeytanî güçler zarar görüyorlarsa, bu bir terör’ eylemidir; zarar görmüyorlar ve de onların işlerine geliyorsa, o eylem ve mücadeleler de ‘özgürlük savaşı!..

Bu kadar kesin ve sâde..

***

Ama bugünkü emperyalist dünya düzenleri o kadar zâlim ki, asıl ‘terör’ü bizzat kendileri uyguluyorlar ve sonra da ‘Terörist vaaaar!. Yakalayın!..’ diye bağırıyorlar, dünyayı velveleye veriyorlar.

Sadece şu son 15 yıl içinde, Afganistan’dan, Filistin’e, Irak ve Suriye’ye, Libya’ya vs. yerlere kadar, kendi menfaatlerine karşı bir tehlike gördüklerinde, o tehlikeyi bertaraf etmek adına, silahlı direniş güçlerini değil, olardan da daha çok, sivil-savunmasız yüzbinleri, milyonları ağır bombardımanlar, füzeler altında eziyorlar ve evlerini-barklarını yıkıyorlar; sonra da asıl terör eyleminin kendilerince yapıldığının anlaşılmaması için, ‘terör’ suçlamasını en güçlü şekilde başkaları için yükseltiyorlar.

***

Kendileri sivil-savunmasız kitleleri yüzbinler-milyonlar halinde ezerken, iyi.. Ama, sıkıştırılmış, çaresiz bırakılmış kitleler, toplumlar adına, birileri de herhangi bir itiqadî ve insanî kriteri düşünemeyecek derecede reflektif tepkilerle, onlara onların usûlüyle karşılık verince.. İşte o zaman, ‘terör!.’

Halbuki, ‘terör’ü üretenler, en başta da, bu dünyanın maddî açıdan kendilerini karşı konulamaz güçler olarak gösteren emperyalist odaklar.. Ve kendi ürettikleri bu kanlı tablo karşısında da, sadece kendi kayıpları için, bütün dünyayı gözyaşı dökmeye zorluyorlar, algı operasyonlarıyla..

***

Sözgelimi, siyonist İsrail rejimi, Filistin’de 60 yılı aşkın bir zamandır, en kanlı terör eylemlerini sergiliyor ve bir halkı, kendi evlerinden-barklarından, yurtlarından kaçmaya zorluyor ve direnenleri binler-onbinler halinde acımasızca katlediyor ve emperyalist dünya, insanlık şeref ve haysiyetleri için, kendi hak ve özgürlükleri direnen bu mazlum Filistin halkını ‘ terörist’ler olarak niteliyor, tıpkı siyonist İsrail rejimi gibi..

Sadece son yıllarda zamanlardaki Gazze bombardımanlarında işlenen cinayetleri hatırlamak bile yeter..

***

Son Paris Saldırıları’ndan sonra, Fransa Başkanı Hollande, ağır bombardıman uçaklarını göndererek Suriye’nin Rakka şehrini ve halkını ezdi- geçti; ‘terör odaklarının yok edeceğiz’ diyerek..

Niye mi? ‘Terör şüphelilerine bile asla merhamet göstermeyecekler’miş..

***

Biz ki, savunmasız, sivil insanların-toplumların, korkutularak, korkutularak, sindirilerek, çaresiz bırakılarak, teslim ve esir alınmasını, köleleştirilmesini hedefleyen her eyleme, ister Paris’te yapılsın, ister Ankara’da, ister Bağdad’da veya Gazze’de vs. her nerede olursa olsun karşı çıkarken; emperyalist güçler, kendi maslahat ve menfaatlerine, kendi değerlerine karşı gördükleri tehlikeleri en barbarca terör usûlleriyle bertaraf ediyorlar.

O zaman, asıl ‘terör’ün kimler tarafından üretildiğini ve sahnelendiğini bir daha düşünmek zorundayız.