“Terör”e karþý küresel çapta bir konsensüs var ama“Neyin terör olduðu” noktasýnda küresel bir uzlaþmayý saðlamak mümkün olmuyor. Ayný þekilde “Terör örgütlerine karþý mücadele”de mutabakat var ama “Hangi örgütün eyleminin terör kapsamýna alýnacaðý” konusunda da mutabakat yok.
Her iki alanda, ülkelerin küresel eðilimleri etkileme gücüne göre tanýmlamalar yapýlýyor. Bu da terörü gücü güce yetene bir operasyonel araç haline getiriyor ve bu da, terörün yaygýnlaþmasýna yol açýyor.
Türkiye, uzunca bir zamandan beri terörün ve terör örgütünün belirlenmesi noktasýndaki ikilemlerden - çifte standartlardan þikayet eden bir ülke.
Bir ara Suriye'de terör örgütlerini desteklemekle suçlandý, amaç Türkiye'nin Suriye politikasýný hizaya getirmekti.
Þu anda, müttefiklerinin Suriye'de PKK uzantýsý YPG'yi kullanmasý karþýsýnda “Bir terör örgütüne karþý baþka bir terör örgütünü kullanma” tepkisini gösteriyor. Çünkü Türkiye YPG'yi, týpký PKK gibi, ülkesine karþý yürütülen bir savaþýn aracý olarak görüyor. Ama müttefiklerini engelleyemiyor, üstelik müttefikler, o terör örgütünü diþine kadar silahlandýrmaktan kaçýnmýyor.
Ayný þekilde “Dost” Avrupa ülkeleri de “Terör örgütü” olarak niteledikleri PKK'nýn Türkiye Cumhurbaþkaný'nýn þakaðýna silah dayayan afiþ taþýmasýna ses çýkarmýyor.
Þu sýralar Amerika'ya sormak lazým: Ýran'daki sabotajlar terör hareketi mi idi yoksa “Anti demokratik yapýya karþý” diye meþrulaþtýrýlacak bir hamle mi?
Bir ara Afganistan'da Taliban Amerika adýna silahlý eylemler yaparken meþru, sonra terörist oldu. Afgan mücahitleri de “Yeþil kuþak teorisi” ekseninde Sovyetler'e karþý savaþýrken makbul bulunurken, sonra baþka Ýslam coðrafyalarýnda görüldüklerinde “Cihadist” tanýmlamasýyla “terör” kapsamýna sokuldular.
Son Katar depreminin odaðýnda bulunan “Ýhvan hareketinin terör yapýlanmasý olduðu” iddiasý da, terör alanýndaki çifte standardýn tipik örneði.
Ýhvan Mýsýr'da iktidar oldu, böyle oldu. Ýþin gerçeði bu.
Hamas Filistin'de seçimi kazandý, terör damgasý yedi.
Cezayir'de Ýslami Selamet Cephesi yerel seçimlerde üstün baþarý gösterdi, genel seçimleri de kazanacaðý anlaþýlýnca darbe geldi, Cezayir kan gölüne döndürüldü.
Tunus'ta Nahda hareketine ve onun önderi Gannuþi'ye övgüler düzülüyor. Neden? Benim tabirimle “Laiklere ofsayttan gol atma alaný” açtýðý için. Yani “Ýhvan Mýsýr'da iktidara geldi Ýhvan'ý da Mýsýr'ý da yaktýlar, biz iktidara gelirsek Tunus'u da yakacaklar, onun için biz geri çekilelim, Baþkan adayý göstermeyelim” dediler. Yoksa kimbilir þimdi Mursi gibi Gannuþi de zindanda olacak, Nahda için de “Terör örgütü” yaftalarýný konuþacaktýk.
Suudi Arabistanlý iþadamý Yasin el Kadi ismini hatýrlayalým. Yýllarca Amerika onun boynuna “terörü destekleme” yaftasý astý, mallarýný dondurdu... Neredeyse tek savunaný Türkiye - Tayyip Erdoðan oldu. Birleþmiþ Milletler kanalýyla aklanýncaya kadar akla karayý seçti.
Þimdi Ýhvan, Ýslam coðrafyasýnýn “Sarý ineði” oldu.
Bu ifade bizde 28 Þubat'tan hatýrlanacaktýr. 28 Þubatçýlar,“köktendinci -siyasal islamcý” damgasý vurup birilerimizi aldýðýnda bazýlarý “Bize dokunma ona dokun” tavrý sergiliyorlardý, sonra sýra onlara da gelmiþti.
Katar'ýn üzerine çullanýyorlar.
Niçin?
Ortadoðu kumpasýnda farklý durduðu için. Týpký Türkiye gibi.
Amerika, kýsa zaman önce 11 Eylül'ü Suudi Arabistan kökenli örgütlerin üzerine yýkarak Suudiler'in ABD'deki 750 milyar dolarýna el koymak istemiþti. Orada da bu iþin yanlýþ olduðunu söylemek ve Suudiler'i savunmak Türkiye'ye - Tayyip Erdoðan'a düþmüþtü.
Acaba Suudlar Katar'ý kurban vererek kendilerini ABD'nin elinden kurtarmaya mý çalýþýyorlar?
Neden eline silah almayan Ýhvan “terör örgütü” yaftasýyla boy hedefi de diþine kadar silahlandýrýlan YPG makbul?
Anahtar soru bu.
Çünkü Ýhvan “Müslüman”, bir, bu coðrafyadaki sömürge statüsünü sorguluyor, iki.
Çünkü YPG, Batý medyasýnýn diliyle “seküler” bir, bölgedeki sömürge statüsü içinde kendisine yer arýyor, iki.