Terör yayını mukayese edilir mi?

Paris’te yaşanan terör saldırısı haklı olarak dünya gündemin birinci sırasında. Böyle zamanlarda Türkiye’de geçtiğimiz dönemlerde yaşanan saldırılarda yapılan yayınlarla şimdi Avrupa televizyonlarında yapılan terör yayınını mukayese ediyor insan...

İlk dikkat çeken farklılık daha soğuk kanlı bir yayın politikası izliyor adamlar ve giderek artık hata yapılsa bile nasıl olsa kaynar noktasına gelen son dakika çılgınlığına kapılmıyorlar... Buna karşın İslamafobi cümlelerini kullanmakta daha pervasız davranılan röportajlara yer verebiliyorlar.

Ancak resmi kaynaklar daha dikkatli davranıyor, örgüt adı vermiyor ama görgü tanıklarının ifadeleriyle bu işin kimler tarafından yapılmış olabileceğinin işaretler ediyorlar.

***

Yerdeki yaralıya ateş açan saldırganlardan birinin görüntüsü tüm dünyaya yayıldı. Eskiden bu tür haberlerde montajda en az 5-6 kere tekrar edilirdi böyle bir anın görüntüsü hatta işi ileriye götürüp ses efekti bile ekleyen olurdu, neyse ki artık daha sakin ve seçici davranıyor televizyonlarımız.

Sonra bir başka artı daha, soru işaretleri, tartışılması gereken noktalar ilgi çekmek ya da siyasi tercihler nedeniyle mutlak doğru olarak verilmiyor.

Saldırganlardan birinin araçta kimliğini düşürmesi, Paris’in göbeğinde 10 dakikalık çatışmaya destek gelmemesi, saldırı yapılan yerin krokisinin bilinmesi, toplantı gününün önceden öğrenilmiş gibi soru işaretleri var. Terör yayıncılığında sorular önemlidir ama faillerin daha yakalanmadığı bir vaka yaşandığında soruları sorup sonra kendi cevaplarını vermek her zaman risk taşır...

***

Terör yayıncılığına dair bir not daha... İstanbul’da bomba sürü verilmiş piknik tüp meselesi ne yapılmaması gerektiğine dair iyi bir örnek. Daha ne olduğu belli olmayan bir işi bu kadar abartırsanız terörün şiddet kullanarak propaganda olanağı sağlamasına yardım etmiş olursunuz.

Fransa’da olan olaydan çıkarılması gereken en büyük derslerden birisi de bu.