10 Aralýk Cumartesi günü Beþiktaþ’ta doðrudan polisimizi hedef alan ve aralarýnda sivillerin de bulunduðu terör saldýrýsýnda 44 þehidimiz var. PKK’nýn bir kolu olan TAK saldýrýyý üstlendi. Ýstanbul Emniyet Müdürü, yanýk yüreðiyle, “Siz kimin köpeðisiniz?” diye seslendi.
Karþýmýzda PKK, FETÖ, DEAÞ; DHKP-C gibi taþeron terör örgütleri var. Batý’nýn beþinci kolu gibi yazan kimileri, millet vicdanýnda sabýkalý gazetelerde hala; “Terörün arkasýndaki siyasi, toplumsal, ekonomik nedenleri yok sayarak, terörle mücadele edilmez” diyor. Sonra da ekliyor:
“Batý, ABD ve AB 10 Aralýk saldýrýsý ardýndan anýnda tepki verdi, Türkiye’nin yanýnda yer aldýðýný duyurdu. Böylece hükümetin Batý tarafýndan teröre karþý yalnýz býrakýldýðý eleþtirisine de mahal kalmadý...”
Ýþte manipülasyon ve algý operatörlüðü budur. Ýkincisinden baþlayayým. Dil ucuyla 15 saat sonra terör kelimesini kullanarak yapýlan kýnama, teröre tepki vermek deðil, geçiþtirmektir. Biz Türkiye olarak kýnama deðil, ABD ve AB’nin, teröre fiili desteði kesmesini istiyoruz. PKK’ya, PYD’ye silah veriyorlar, mühimmat veriyorlar, Avrupa’da FETÖ dâhil terör örgütlerini himaye ediyorlar, serbest propaganda ve finans faaliyeti alaný saðlýyorlar. Ýstihbarat kaynaklarýmýz, sadece PKK’nýn Avrupa’dan, organize suç faaliyeti gelirleri hariç yýllýk 30 milyon avro topladýðýný belirtiyor.
Bize akýl verenler, aslýnda Erdoðan’dan, AK Parti’den, AK Parti ve MHP’nin Cumhurbaþkanlýðý sistemi için uzlaþmalarýndan rahatsýz olanlardýr.
Terörün arkasýndaki siyasi, toplumsal, ekonomik nedenlere gelince. Bunlarý yok sayan yok. Tam tersine siyasi olarak HDP’ye çözüm süreci ile þans da verildi. Onlar ne yaptý? KCK-PKK-HDP Suriye’deki gaileyi fýrsat bilip Batý’nýn da teþvikleri ile terörü azgýnlaþtýrdýlar. Hendeklerle, el yapýmý bombalarla, FETÖ’cü emniyet mensuplarýnýn, garnizon komutanlarýnýn göz yummasý, istihbarat desteði vermesiyle vatan topraðý üzerinde “özerk yönetimler” kurma sevdasýna düþtüler.
Bize akýl veren yazar ve onun gibi düþünenler; bunu hiç dile getirdi mi? Yoksa 1128 beþinci kol akademisyenler gibi; “Türk devleti Kürt vatandaþlarýný katlediyor?” ihanetine koltuk mu çýktýlar?
Neden HDP; AK Parti, CHP ve MHP’nin ortak bildirisine imza atmýyor? Çünkü ihanetin daðdaki adý PKK, Suriye’deki adý PYD, TBMM’deki adý HDP’dir.
Ekonomik nedenlermiþ... Bölgenin kalkýnmasý için atýlan adýmlarý kim engelledi? Kim inþaata giden kamyonlarý yaktý? Kim havaalaný yapýlmasýný önledi?
Millet þunu diyor. Devletimiz, vatanýmýz, varlýðýmýz topyekûn bir saldýrý karþýsýnda. Aslýnda bir savaþýn içindeyiz. FETÖ’nün 15 Temmuz darbe giriþimi de bu savaþýn bir parçasýydý. Allah korudu, deðilse Washington ve Brüksel’in istediði olacak, Güneydoðu’da bir PKK devleti kurulacaktý.
Savaþ; azgýnlaþtýrýlan terörle, ekonomik saldýrýlarla, AB’nin, üyelik sürecini dondurma kararýyla, “diktatörlüðü giden Türkiye istemiyoruz” suçlamalarý ile devam ediyor.
Terörün arkasýnda Türkiye’ye boyun eðdirmek isteyenler, akýllarýnca bizi hizaya getirmek isteyen þer cephesi var. Bizi yýldýrmak, sindirmek, korkutmak istiyorlar. Yönetilemez bir ülke algýsý peþindeler. Nitekim o sözünü ettiðim gazetenin bir baþka yazarý; “memleketten gidebilen gidiyor. Gidemeyen gitmeye çalýþýyor.” diyor. Alman uþaðý Can Dündar da: “Türkiye cehenneminden geliyorum...” demiþti.
Bu milleti alçaklarla, hainlerle, onlarýn terörüyle korkutamayacaksýnýz, sindiremeyeceksiniz. Gitmek isteyen gitsin, biz milletçe buradayýz...
Yüreði olmayanlarýn aklý ermez buna...