Teröristin hiç mi suçu yok?

Anladýk teröriste terörist diyemiyorsunuz.
Anladýk Erdoðan ve Ak Parti nefretiniz hastalýk haline geldi, bu hastalýk aklýnýzý baþýnýzdan aldý. 

Anladýk hükümeti eleþtirmek adýna, doðru yanlýþ tüm bilgileri meþrebinizce kullanýyorsunuz.

Ama önünüze yýðýlan onca bilgi belge görüntüye raðmen neden teröristi / terörizmi suçlayamýyorsunuz?

DHKP-C Savcý Kiraz’ý þehit ediyor, sesiniz çýkmýyor.

PKK iki polisimizi ensesinden vuruyor, görmezden geliyorsunuz.

MLKP Star Medya’ya bomba atýyor kýnayamýyorsunuz bile.

Failleri “Biz yaptýk” dediði halde üç maymunu oynuyorsunuz.

Oysa mesele Ak Parti ve Erdoðan olunca nasýl da aslan kesiliyorsunuz.

“Dolmabahçe mutabakatý yoktu” açýklamasý yapan, Çözüm Sürecini baþýndan beri samimi þekilde yürüten Baþbakan Yardýmcýsý Yalçýn Akdoðan’ý kýyasýya eleþtiriyor, ama o görüþmenin içeriðine karþý çýkýp daha ilk günden itibarsýzlaþtýrmaya çalýþan Demirtaþ’a bir þey diyemiyorsunuz.

Kandil mukimi Mustafa Karasu, “Öcalan da kim oluyor?” anlamýna gelecek sözlerle Çözüm Sürecini dinamitliyor, “silah býrakmýyoruz” diyerek kan akýtacaðýnýn mesajýný veriyor susuyorsunuz, bu adýmý engellemek için hamle yapan hükümeti yeriyorsunuz.

Yine Kandil mukimi Bese Hozat “halk devriminden” bahsediyor, ayaklanma çaðrýsý yapýyor, siz buna ýþýk görmüþ tavþan gibi davranýrken, teröristleri inlerinden alan askerimize polisimize horozlanýyorsunuz.

Suruç katliamýndan sonra PKK’lý teröristler ve HDP’li hempalarý “Kendi güvenliðimizi saðlayacaðýz” diyor, “Siz kim oluyorsunuz, güvenliðin paraleli mi olur?” diyemiyorsunuz ama “Ýç Güvenlik Yasasý”ný uygulamak isteyen yetkililerin elini kolunu baðlamak için tezvirat üstüne tezvirat yapýyorsunuz.

Anladýk tüm bunlarý aklýnýzý örten nefret gerekçesiyle yapýyorsunuz ama bir bakýma hükümet sizin dediðinizi yapýnca da memnun olmuyor, anýnda ters istikamete dönüyorsunuz.

Size göre hükümet çözüm süreci adý altýnda teröre müsamaha gösteriyordu, hükümet teröriste bomba yaðdýrýnca “savaþmayýn anlaþýn” diyorsunuz.

Bir ihanet projesi olarak gördüðünüz süreci yerden yere vurdunuz, ülkenin ayaðýna pranga olduðunu söylediniz, hükümet çözüm sürecinden vazgeçmediði, bir kez daha “silah býrakýn öyle devam edelim” dediði halde “Neden bitiriyorsunuz?” diye feveran ediyorsunuz.

Paralel yapýnýn Doðu-Güneydoðu’da emrindeki emniyet güçleriyle pasif eylem yapýp, teröre “sistem kapatarak” destek vermesine yorum bile yapmýyorsunuz, ama o hainler görevden alýnýnca “kýyým yapýlýyor” manþetleri atýyorsunuz.

PKK, eþi ve çocuðuyla seyahat ederken pusu kurup bir Binbaþýmýzý þehit ediyor, siz haberlerinizde saldýrýyý gerçekleþtiren PKK’nýn adýný bile anamýyorsunuz.

Ýnsanýn “teröristin hiç mi suçu yok?” diye sorasý geliyor.

Üstüne üstlük ne kadar “vatansever” olduðunuzu, “ülkeyi ne kadar sevdiðinizi” gazetenizden, televizyonunuzdan haykýrýyorsunuz.

Haklýsýnýz vatanseversiniz ama yazdýklarýnýzdan, çizdiklerinizden bu ülkenin deðil, bir baþka ülkenin vatanseveri olduðunuz gayet net anlaþýlýyor.  

Anlamadýðýmýz o ülkenin “Güney’deki mi, Okyanus ötesindeki mi, yoksa Avrupa’daki mi?” olduðu...

Yoksa tekmili birden mi?

Serbes Serbes konuþursan...

Neymiþ.
Attýðý bir tivitte “Yazarlýðý býraktým. Her gün çocuklarýn öldürüldüðü bu ülkede ne yazabilirim. Ýki sene sadece boksla ilgileneceðim” demiþ.

Mahallesinin tarifiyle “Behzat Ç.”nin senaristi, bizim mahallenin tarifiyle dönemin Baþbakaný’na “Çýk lan karþýma” deme terbiyesizliðini gösteren Emrah Serbes’ten bahsediyorum.

Yazarlýðý býrakarak ne duyarlý bir karar almýþ deðil mi?

Bu tiviti attýktan sonra yer yerinden oynadý sanýrsýnýz.

Ama öyle “serbes serbes” konuþmakla, popülaritenin dibine vurmakla olmuyor bu iþler.

Boksa da baþlayacaksýn madem, bilmiyorsan öðren. “Kroþe” denilen bir terim var boksta. Bir yumruk atma þekli. Ýþte o kroþe, yaranmaya çalýþtýðýn “sol”dan geldi sana. Bizim bir þey dememize gerek kalmayacak þekilde Aydýnlýk Gazetesi yazarý Tunca Aslan sana “sabun köpüðü” diyor.

Çünkü Tunca Aslan’a göre sen abartýlmýþ, hak ettiðinden çok deðer verilmiþ, haksýz þöhret sahibisin.