Her terör saldýrýsýndan sonra bunu kimin yaptýðý konuþuluyor.
“Bu terör eylemini PKK yapmýþtýr” deniliyor.
“Bu terör eylemini DEAÞ yapmýþtýr” deniliyor.
“Bu terör eylemini FETÖ yapmýþtýr” deniliyor.
Ama devleti yönetenler bir türlü “Bu terör eylemini ABD yapmýþtýr” diyemiyor.
Terörizmin baba adýný bir türlü söyleyemiyor.
Nasýl ki alfabenin ilk üç harfi ABC ise, terörizmin alfabesinin ilk üç harfi de ABD!
Emperyalizmin alfabesinin ilk üç harfi de ABD!
Günümüzün dünyasýnda ABD, emperyalizm, terörizm iç içedir.
Terörizm en çok ABD emperyalizminin kullandýðý alettir.
ABD ne zaman bir ülkeyi hedef aldýysa, o ülke terör eylemlerinin mezbahasý haline gelir.
Bunu en iyi 12 Eylül 1980 darbesinin öncesini yaþayanlar bilir.
O dönemi yaþayanlar saðda solda her yerde bombalarýn nasýl peþ peþe patlatýldýðýný iyi bilir.
Ne ilginçtir ki ABD’nin “bizim oðlanlar” dediði darbecilerin, 12 Eylül darbesini gerçekleþtirdiði andan itibaren, o bombalarýn patlamasý býçak gibi kesilivermiþtir.
Nitekim 12 Eylül darbesinden bir süre sonra baþ baþa yaptýðýmýz görüþmede, devrik Baþbakan Süleyman Demirel bana, “11 Eylül’de bombalar peþ peþe patlarken, o bombalarýn 13 Eylül’den itibaren býçak gibi kesilivermesi, o bombalarý kimin patlattýrdýðýný gösterir” demiþtir.
O bombalarý patlattýran ABD’dir.
Evet, bizdeki terör eylemlerini kimin yaptýrdýðýný, bombalarý kimin patlattýrdýðýný gelmiþ geçmiþ bütün ülke yöneticileri bilir; ama bunu “ABD” diye adlandýrmaktan kaçýnýr.
Þimdi de “ABD” demekten kaçýnanlarýn dilinde bir “üst akýl” lafý vardýr.
Yahu býrakýn üst akýlý büst akýlý da bunun gerçek adýný koyun.
Terörizmin alfabesinin ilk üç harfi ABD diye baþlar; iyi okuyun!
Tarihi de iyi okuyun.
Ne zaman ki Baþbakan Adnan Menderes, Sovyet Rusya’yla birazcýk yakýnlaþtý; ABD’den azýcýk baðýmsýz hareket etmeye kalkýþtý; iþte o zaman ABD’nin hýþmýna uðradý.
Sokak eylemleri baþlatýldý; ardýndan da Adnan Menderes Hükümeti askeri darbeyle yýkýldý.
Ne zaman ki Baþbakan Süleyman Demirel de Adnan Menderes gibi Sovyet Rusya’yla birazcýk yakýnlaþtý; ABD’den azýcýk baðýmsýz hareket etmeye kalkýþtý; yine ABD’nin hýþmýna uðradý.
Sokak hareketleri, terör eylemleri azdý.
Her yerde bombalar patlamaya baþladý.
Ardýndan da ABD’nin “bizim oðlanlar” dediði darbeci subaylar, Süleyman Demirel Hükümeti’ni yýktý.
Geçtiðimiz 15 Temmuz’da da yapýlmaya çalýþýlan buydu.
Ne var ki bu kez ABD’nin “bizim oðlanlar” dedikleri baþarýsýz oldu.
Ama belli ki bu ABD’yi daha da hýrslandýrdý.
Geçen Cumartesi akþamý Beþiktaþ’ta peþ peþe patlatýlan bombalar gibi terör eylemleri yeni bir darbeye, yeni bir iþgal giriþimine zemin oluþturmanýn ön hazýrlýklarý olarak yorumlanmalý.
Üstelik þimdilerde Türkiye sadece Rusya’yla yakýnlaþmýyor, Çin’le de yakýnlaþýyor.
Türkiye ABD’den baðýmsýz hareket etmeye, ABD’nin boyunduruðundan kurtulmaya çalýþýyor.
Milli duruþ sergilemeye çalýþýyor.
Belli ki Türkiye’nin ABD’den baðýmsýz hareket etmeye, milli duruþ sergilemeye çalýþmasý, bu emperyalist çakalý kudurtuyor.
Emperyalist çakal yeni bir darbe, yeni bir iþgal giriþimiyle Türkiye’ye saldýrmak için fýrsat kolluyor.
Milletçe buna hazýrlýklý olmamýz gerekiyor.