Terörle mücadele en kararlý biçimde, çözüm süreci sýrasýndaki zaaflarý da telafi edecek çerçevede yürümeli, bu kaçýnýlmaz bir zaruret.
Ancak ben yine de, kimsenin elini soðutma anlamýnda olmamak üzere, halkla iliþkide “þefkat dili”ne azami itinanýn gösterilmesi gerektiðini bir kere daha hatýrlatmak istiyorum.
Çünkü bu da mücadelenin psikolojik boyutu açýsýndan hayati önem taþýyor.
Ayný psikolojik boyutun, terör örgütü tarafýndan da dikkate alýndýðýný, iþin kötüsü, alan hakimiyeti itibariyle bu noktada Hükümet’ten daha avantajlý durumda bulunduðunu unutmamak gerekiyor.
Konuyu tahlil ederken, bir süredir yürütülen projeye öncelikle dikkat çekmek istiyorum.
Tayyip Erdoðan ismi burada kritik önem taþýyor. Herkes bilir ki, Ak Parti’nin Kürtlerde önemli bir karþýlýðýnýn bulunmasý, Türkiye’nin soruna çözüm bulmasýnda hayati deðerdedir. “Kürt etnisitesi”ni önceleyerek kurulmayýp da Kürtlerde karþýlýk oluþturmak, Türkiye’nin Ýslam içinde bin yýllýk harmanlanmasýnýn ürünü idi ve bu, 2000’lerde Ak Parti’de somutlaþmýþtý.
Orada da sade Kürt insanýndaki “Tayyip Erdoðan muhabbeti” özel anlam taþýyordu. Bu bir realite idi. Bunu dost-düþman bilmekteydi. Bunu yazmýþtým, Adýyaman’ýn daðýndaki çoban, aklýna Kürtlüðünü, Türklüðünü getirmeden “Tayyip’i seviyorum” diyordu. Yine yazmýþtým, Aðrý’lý Kürt vatandaþ, Kürt milletvekili adaylarýna bile “Tayyib Erdoðan hatýrýna” oy verdiklerini söylemiþti bana.
Þimdi anlýyor muyuz, Selahaddin Demirtaþ’ýn kendisine “Seni baþkan yaptýrmayacaðýz” söylemini ana propaganda ekseni haline getirmesinin sebebini?
Þimdi anlýyor muyuz, “Tayyip Erdoðan nefreti”nde yedi düvelin bir araya getirilmesinin arkasýndaki ana motivasyonu?
Olayýn Ortadoðu’da, yani Ýslam coðrafyasýnda bir anlamý var, orada sokaklarýn parçalanmýþ yüreðini yeniden bir araya getiren sembol olduðu için vurulmak isteniyor Tayyip Erdoðan profili... Bizde ise Türklüðü, Kürtlüðü, bu topraklardaki bütün farklý etnik aidiyetleri, kendi etnik kimliklerini alabildiðine özgür býrakýp, yüreklerini “Tek millet” hamurunda buluþturarak, bu ülke çocuklarýnýn kanýný akýtan bir süreci sonlandýrma sembolü olduðu için vurulmak isteniyor. Çünkü bu ülkeyi çökertmenin, dolayasýyla bu coðrafyayý ayaða kaldýracak en yiðit bünyeyi yere kapaklatmanýn yolu, bin yýllýk harmanlanmayý torpillemekten geçiyor.
Tayyip Erdoðan, Kürtler nezdindeki devlet dilini deðiþtirdi. Devlet, sadece kudret deðil, þefkatti ayný zamanda. Hatta daha çok þefkatti. Hatta kudret bile þefkat içindi.
Ama beynine takýlmýþ çiple kurgulanýp eline silah verilerek sahaya sürülen bir örgüt, bu iliþkiyi zehirlemek istiyor. Kürt çocuklarý beyinleri yýkanýp yeniden savaþ alanýna, ölüme sürükleniyor.
Bu defa ne yazýk ki, silahlý yapýnýn kurgulanmýþ terörü, Tayyip Erdoðan’ý bile “Çatýþmasýz çözüm” atmosferini savunamaz hale getirdi.
Ve tam da bu süreçte, üstelik uluslar arasý ölçekte “Erdoðan karþýtý” bir koalisyon oluþtu.
Uluslararasý ölçeðin Türkiye ayaðýnda ise -yine uluslararasý odaklarla el ele- terör örgütü, onun siyasi uzantýsý, bilumum kurgulanmýþ sol-liberal oluþumlar ve paralel camia el ele tutuþup, Erdoðan’ý çökertme savaþýna giriþtiler.
Vur, vur, vur, çamur at, çamur at, nefret pompala, nefret pompala...
Melek olsanýz, üzerinizde çizikler oluþuyor.
Onun için þu an sürdürülen mücadele ortamý, kaçýnýlmaz olarak güç kullanmayý, silahý, ölümü, çatýþmayý beraberinde getiriyor. Göz gözü görmez bir ortam.
Bu ortamda mücadelenin hangi amaca yönelik olduðu, kimi koruyup, kimi etkisiz hale getirmeyi hedeflediði çok iyi anlatýlmak zorunda. Çok ciddi bir halkla iliþkiler çalýþmasýna ihtiyaç var.
Bu mücadelenin, evet Türkiye’nin birliði bütünlüðü de çok önemli bir hedef ama en çok Kürtleri bir terör örgütünün tasallutundan kurtarmayý amaçladýðýný bütün çýplaklýðý ile halka anlatabilmek lazým.
Sonuçta oðlu-kýzý daða kaçýrýlýp mankurt haline getirilmiþ bir geniþ insan kütlesinden söz ediyoruz, o insanlara asýl hedefin öldürmek deðil, onlarýn çocuklarýný örgütün elinden kurtarmak olduðu anlatýlabilmeli.
Burada yine sembol isimler büyük önem taþýyor.
Sembol isimler derken Tayyip Bey’i, Davutoðlu’nu kastediyorum.
Ne bileyim, bir Varto’ya, Silvan’a, Cizre’ye gidebilmeli, güvenlik tedbirleri alarak, oradaki halkla buluþabilmeli Cumhurbaþkaný ve Baþbakan.
Söylem planýnda da bölgedeki güvenlik güçlerinin halkla iliþkileri noktasýnda da azami hassasiyetin gösterilmesi gereken zamandayýz. Elhasýl teröristi etkisiz hale getirmek ama halkýn gönlünü kazanmak. Bu denge özenle projelendirilmeli.