Kürt Sorunu’nun halli ve terörle mücadele konusunda demokratikleþmeye vurgu yaptýðým yazýlarýmdan sonra çok sert okur mesajlarý geliyor... Ne ‘liboþ’luðum kalýyor, ne de ‘vatan hainliði’m... Örneðin “Kürtçe üzerindeki baskýlarý tamamen kaldýralým, reformlarda daha hýzlý olalým, reformlarý teröre rehin býrakmayalým” vs. dediðim yazýlardan sonra okur mesajlarýný okumak tam bir iþkenceye dönüyor. Bir çok mesajda ülkeyi ABD’ye sattýðým, Türkiye’nin bölünmeye gittiði ve benzeri kelimeler yer alýyor.
Baþka bir gün bölgede askeri önlemlerin arttýrýlmasý gerektiðini yazdýðýmda veya istihbarat konusundaki geliþmelere deðindiðimde ise bu kez gelen mesajlarda ‘radikal bir milliyetçi’ olduðum, hatta ‘Kürtleri hiç sevmeyen bir kafatasçý’ olduðum iddia ediliyor. En insaflý yorumlar ise “zoru görünce güvenlikçi politikalara geri döndüðüm” yönünde.
Benzeri þekilde meselenin dýþ boyutlarýný yazdýðýmda “Kürt Sorunu’nu sadece dýþ mihraklara havale eden, Türkiye’ye toz kondurmayan, iç nedenleri görmezden gelen” birine dönüyorum, sorunun içerideki nedenlerini yazdýðýmda ise “PKK’nýn dýþ destekçilerini göremeyen biri” olduðum iddia ediliyor.
***
Birbiri ile uzaktan yakýndan ilgisi olmayan bu tepkiler nedeniyle “acaba” diyorum “her gün yazýlarýmý farklý kiþiler mi okuyor?” Yani her gün baþka bir okur kitlesine mi hitap ediyorum? Bu vesileyle bir kez daha tekrar etmekte fayda var;
1.Karþýmýzda zaman zaman iç içe geçen, bazense iliþkisi kopan 4 ayrý sorun var. Bunlar: Kürt Sorunu, terör, bölgesel kalkýnma sorunu ve Ortadoðu’nun yeniden yapýlanmasý. Dolayýsýyla bunlarýn hepsine iyi gelecek önlemler olmakla birlikte, bazý alanlarda her biri farklý önlemler bekliyor,
2. Terörün iç nedenleri de var, dýþ nedenleri de; ekonomik nedenleri de var, siyasi nedenleri de. Mesele çok boyutlu, tek bir nedene veya boyuta indirgenemez. Dolayýsýyla çözüm reçeteniz de çok boyutlu olmak zorunda.
3. Geçmiþteki hatalarýnýzdan geri dönerek daha çok geleceðe yatýrým yaparsýnýz, bugüne deðil; demokratik reformlar ile eli silahlý teröristleri ikna etmek mümkün deðildir. PKK zamanla bir iç aktör olmaktan çýkmýþ, uluslararasý bir aktöre dönüþmüþtür. Onu ikna etmek için sadece Türkiye içi dengeler ile oynamak yetmez.
4. Sadece güvenlik politikalarý ile þiddeti durduramazsýnýz, þiddetin temelinde siyasi, sosyal ve iktisadi nedenler vardýr. Ancak size kurþun geliyorsa siper almanýz ve cevap vermeniz kaçýnýlmazdýr. Kurþunlarýn gölgesinde hiçbir reform yapýlamaz. Ölçülü ve hukuka dayalý güvenlik önlemleri hem reformlar için zaman kazandýrýr, hem de terörün azgýnlaþmasýný önler.
5. Güvenliði özgürlükler, özgürlükleri ise güvenlik korur. Bunlar zýt kavramlar deðildir. Terörle mücadelede güvenlikçi veya demokratik diye iki kopuk strateji de yoktur. Bunlar birbirini tamamlamak zorundadýr. Ayrýca hukuka dayalý þiddet kullanýmý tek meþru þiddettir. Kolluk güçleri ile teröristin þiddetini ayný kefeye koymak meseleyi terörden çýkarýr, baðýmsýzlýk mücadelesi haline getirir.
6. Vatandaþlarýnýzýn temel haklarýný terör olsun ya da olmasýn vermek zorundasýnýz. Bunun pazarlýðý hiç kimseyle yapýlamaz. Teröristlerle yapýlabilecek tek pazarlýk ise silahlarý hangi þartlarda býrakacaklarýnýn konuþulmasýdýr.
7. PKK sorunu, gelinen noktada, bir terör konusu ya da Kürt Sorunu olmaktan çok Ortadoðu dýþ siyasetinin aktif bir parçasý haline gelmiþtir. Dolayýsýyla sadece reform yaparak veya içeride güvenlik zaaflarýnýzý azaltarak PKK saldýrýlarýný durduramazsýnýz.
8. Terörle mücadele çok sayýda adýmý eþ zamanlý atmanýz gereken bir mücadele türüdür. Bir arada çözüm olabilecek adýmlarý ayrý ayrý atar iseniz tam tersi sonuçlarla karþýlaþabilirsiniz.