Hacire Anne, HDP’nin kapýsýný camýný indirip oðlunu PKK’nýn elinden aldýðý gün terörle mücadelede bir milat baþlattý. Bir kadýnýn PKK’yý dize getirdiði, pes ettirdiði, evladýný söke söke aldýðý yeni bir evre bu. O yüzden Hacire Anne’nin kalktýðý yere, ondan güç alan baþka aileler oturmuþ vaziyette. Sayýlarý her geçen gün artýyor. Dün itibariyle 17 idi.
Bir grup kadýn gazeteci olarak Pazar günü biz de Diyarbakýr’daydýk. Anneleri babalarý dinledik, cesaretlerinden dolayý onlarý tebrik edip desteðimizi ilettik.
Bu cesur kadýnlar bir haftadýr HDP Diyarbakýr Ýl Baþkanlýðý’nýn önündeki merdivenlerde oturuyor. Yanlarýnda sadece çantalarýndan çýkarýp bize gösterdikleri, çantaya koyarken ellerinin titremesine engel olamadýklarý fotoðraflar var. PKK’ya kaptýrdýklarý çocuklarýnýn fotoðraflarý...
Bakýyoruz fotoðraflara. Mustafa 16 yaþýnda. Azad 10, Bedirhan 15, Bayram 17, Mekkiye 14... Evlerinde olsalar anneleri her sabah okula uðurlayacak onlarý. Ama deðiller. Anneleri belli ki baðýrlarýný yakan hasretten, baþýna bir þey mi geldi korkusundan, günlerdir feryat etmekteler.
Bir kere çok kararlý, çok inançlýlar. “Evladýmý almadan buradan gitmem” diyorlar. “Çocuðumu bana vereceksiniz, onu ben sizin için doðurmadým!” diye meydan okuyorlar.
Meydan okuduklarý, sadece Ortadoðu’nun deðil dünyanýn en çok insan öldüren terör örgütü. 40 yýlý aþkýn süredir on binlerce insanýn hayatýný kaybetmesine, yüz binlercesinin sakat kalmasýna, göç etmesine, yerini yurdunu terk etmesine, aðýr travmalar yaþamasýna sebep olan PKK.
On yýllarca bunu bir þekilde yapabildi PKK. Ýnsanlarý zorlayýp tehdit ederek, her evden en az bir kiþi PKK’ya katýlacak diyerek, vermeyenin ya parasýna ya canýna kast ederek insan devþirdi bölgede. Ama artýk iþler istediði gibi gitmiyor. Teröre karþý yürütülen mücadele askeri, siyasi ve hukuki alanlarda baþarýyla sürdüðü için sosyoloji de psikoloji de deðiþiyor.
Geçmiþte binlerce denilen örgüte katýlým sayýsý tarihin en alt seviyesine, iki basamaklý sayýlara inmiþ durumda. Bir þekilde yanýlýp da gidenlerse ilk fýrsatta kaçýyor. Ama daha önemlisi çocuklarýný PKK’ya kaptýrmýþ olan anneler babalar artýk meydanda. Saklanýp gizlenmiyorlar, evlerinin kuytu köþelerinde aðlaþmýyorlar. Doðrudan muhataba hitap ederek isyan ediyorlar. “Verin bana çocuðumu” diyorlar.
Çocuklarýnýn daða, çukura, PKK’ya götürülmesinde pay sahibi olduðunu düþündükleri yerde yakmýþlar o yüzden isyan meþalesini. HDP Diyarbakýr il binasý önündeler. Niye buradasýnýz diye sorduðumuzda, çocuðumun son girdiði yer burasý diyorlar. Bazýlarý somut olay anlatýyor, isim ve tarih veriyor. Çocuðu sormaya gittiklerinde azarlandýklarýný, tartaklandýklarýný, kabullenmeye zorlandýklarýný anlatýyorlar. Evinde baþýna silah dayanarak tehdit edilen babalar var. Valilik ailelerin güvenliðini her an saðlýyor, savcýlýk da adý geçenlerle ilgili soruþturmaya baþlatmýþ durumda. Ama bu cesur ailelerin asýl toplumun desteðine ihtiyacý var. Asla yalnýz kalmamalýlar.
Ailelerden dinlediklerim arasýnda þu iki nokta bilhassa dikkatimi çekti.
Ýlki þu. Dindar bir ailenin hafýzlýk çalýþan çocuðunu “dini istismar ediyorlar” diye DEAÞ’a karþý savaþma motivasyonuyla koparmýþlar ailesinden. Hem de DEAÞ’ýn buharlaþmasýndan sonra, 11 ay kadar önce. Diðeri Ankara ile ilgili. HDP binasýnda ailelerle görüþen HDP milletvekilleri “Biz çocuklarý tek baþýmýza alamayýz, herkese söyleyin Meclis’teki partiler uzlaþsýn, ancak öyle” demiþler. Ýnsan sormadan edemiyor, CHP’den gelen “Kürt sorununu biz çözeriz, çözüm süreci baþlatacaðýz” açýklamalarýyla HDP’nin (ve PKK’nýn) sýkýþmýþlýðý arasýnda nasýl bir bað var?
Cýlýz sesler dýþýnda CHP’den ailelere destek yok ama “ajans” HDP ile ittifakýn zarar gördüðünü düþünüp akýþý tersine çevirmek için ne planlýyor? ÝP ne yapýyor? Ailelere o yüzden mi “Kandil’den deðil Meclis’ten isteyin” dedirtmek istiyorlar? Bu sayede HDP de PKK’ya “silah býrak” demeden PR imkaný mý bulmuþ olacak, göreceðiz.
Diyarbakýr’da olanlarla Ankara’da ve Ýstanbul’da olmakta olanlara böyle de bakmak gerek.