Terörün hedefi: 2023 Türkiyesi

Þehit cenazelerinin arttýðý bugünlerde size “Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?” diye soru yöneltsem hiç kuþkusuz hep bir aðýzdan “terör” dersiniz.

Peki, size “PKK son dönemlerde vahþice saldýrýlarýný neden artýrdý?” diye sorsam...

Eminim aklý baþýnda herkes çözüme yaklaþýldýkça PKK’nýn ortalýðý kana bulamasýnýn arkasýnda baþka bir ‘oyun’ döndüðünün farkýndadýr...

Yine de içiniz de “bazý aydýnlarýmýzýn” kendilerinin dahi inanmadýklarý “PKK devlet tarafýndan muhatap alýnmak istiyor” yalanlarýna “iyi niyetle” inananlarýnýz olabilir.

Oysa gerçek bu deðil...

Evet. Bu ülkenin en büyük sorunu PKK terörüdür, ancak sadece PKK ve terör sorunumuz kadar esaslý bir “aydýn” sorunumuz da var.

Misal, 15 yaþýnda “daða çýkartýlan” ve altý yýl boyunca “ölme ve öldürme” üzerine eðitilen Yunus Çiçek bile, küçük Almina’nýn fotoðrafý gösterilip “bir yaþýndaki bebeðin ölümü o saldýrýyý yapanlarý nasýl haklý gösterebilir” diye sorulduðunda aðlamaklý olup Foça’yý nasýl kana buladýðýný itiraf ederek terör örgütünü lanetleyebilirken, “solcu demokrat aydýnlarýmýz” tam olarak hiçbir zaman terör örgütünü karþýlarýna almazlar.

Asla lanetlemezler ve adeta bir edebiyat eleþtirmeni kývamýnda eleþtirirler.

Devlet terörle mücadeleye girdiðinde  “güvenlikçi politikalara geri dönülüyor” yaygarasý yaparlar ve “aydýn olmanýn gereði!” olarak terörün yaptýðý katliamlarý sýrf “devlete muhalif” olmak adýna savunur hale gelirler.

“Ey x kiþi, senin vicdanýn yok mu, bak bu kadar katliam oluyor niye PKK’ya teröre destek veriyorsun, sözcülüðünü yapýyorsun?” diye sorduðun zaman da “hedef haline getirmiþ oluyorsun ve canlarýný tehlikeye atmýþ oluyorsun”!..

Onlar köþelerinde bunu yaparken, gazetelerine manþet atarken hedef olmuyorlar, zaten müstear isimle yazdýklarý için de kim olduklarý bilinmiyor!

Bu konuya önümüzdeki günlerde devam edeceðiz, gelelim PKK’nýn saldýrýlarýnýn artmasýnýn asýl sebebine...

PKK saldýrýlarýný ne “devlet” kendisini muhatap alsýn diye gerçekleþtiriyor ne de Kürt sorunun sekteye uðradýðýný düþünüp çözümüne yönelik olarak yapýyor.

PKK’nýn asýl hedefi AK Parti’ye yöneliktir. Zira AK Parti’yi iktidardan göndermek isteyenlerin elinde sadece PKK kalmýþtýr.

Dün arýzi olarak bir nevi “köprüyü geçinceye” kadar türünden destek verenler AK Parti’nin bu kadar uzun soluklu iktidarda kalabileceðini beklemiyorlardý.

Oysa evlerindeki hesap çarþýlarýna uymadý. Dahasý AK Parti, her seçimden oylarýný artýrarak çýktý.

AK Parti 2001 yýlýnda kurulduðunda, siyasi kadrolarýný 3 dönemle sýnýrlayarak hazýrladýðý programýnda 2015 Türkiyesi’ni kurgulamýþtý. 30 Eylül’deki kongresiyle bu kez Türkiye’yi 2023’e taþýyacak programlarý, bunlarý hayata geçirecek  kadrolarýný oluþturacak.

Kongre sürecinde yeni isimler AK Parti’ye katýlýyor. Yazýlýp çizilenlere baktýðýmda genelde tartýþmanýn, katýlacak isimlerin “oy getirisi” ve parti içerisindeki konumlarýnýn ne olacaðý üzerinden yürütüldüðünü görüyorum... Ayný kapsamda “daha daha” kimlerin katýlacaðýnýn listeleri yayýnlanýyor kulis bilgisi olarak.

Ben katýlacak kiþileri isimler üzerinden deðerlendirmenin çok saðlýklý olmadýðýný düþünüyorum.

A ya da B þahýslarýn ve “daha” katýlacak isimlerin ne peþlerinden getirecekleri kitleler var, ne de Tayyip Erdoðan’ýn gelecek kiþiler üzerinden “oy hesabý” yapmasý sözkonusu.

Ýyi isimlerin olmasý partiye yeni bir vizyon kazandýrýr, farklýlýklar getirir ve güçlendirir.

AK Parti, 2015 sonrasý Türkiyesi’ne iliþkin parti programýný yapacak bir “beyin takýmý” oluþturuyor. Bu kadroyu isimler üzerinden deðil, yapacaklarý entelektüel katký üzerinden okumak gerek.

Ben AK Parti kongresini biraz da bu gözle okuyacaðým ve süreci öyle izleyeceðim.