Tesettür başörtüsünden ibaret değildir!

Günümüzde maalesef tesettürü başörtüsüne indirgeyen sığ bir anlayışın yaygınlık kazandığını görmekteyiz.

Tesettür Müslüman kadının örtünme ölçüsüdür. Tesettür sadece başörtüsü ile sağlanan bir ölçü değildir. Kadının bütün bedeniyle alakalıdır. Aarıca bedenin ötesinde ahlakıyla alakalıdır.

Başörtüsü takıp menfaat celbiyle uğraşmak, başörtüsü takıp insanlara dindarlık kisvesi altında saldırmak tesettür değildir, başörtüsünü istismardır.

***

Elbette ki başörtüsü karşıtı değilim. Ailemde başı açık hanım yoktur.

Fakat ben Müslüman hanımların tesettür ilkesine bağlı olması gerektiğine inanırım.

Çünkü tesettür İslam’ın inkarı gayri kabil bir emridir. Kuranla, sünnetle ve icmayla sabit bir emridir.

Ama unutulmamalıdır ki  İslam’ın tek emri de değildir.

İslam, başörtüsü takmayan Müslüman hanımları aşağılama, dışlama ve ötekileştirmeyi de yasaklayan bir dindir.

Aksine onlara yaklaşıp hikmet ile tebliği emretmektedir.

***

Başörtüsü İslam’ın emridir, tamam ama tek başına dindarlık alameti de değildir/olmamalıdır!

Başörtüsü taktım diyerek dinin diğer ilkelerini yok sayarcasına hareket eden biri başörtüsü sebebiyle dindar sayılamaz.

Başörtüsü başın tesettürüdür, oysa tesettür bütün bedeni ve ahlakı kapsayan bir bütündür.

Bugün kimi başörtülülerin fettan görüntü ve mütekebbir tavır içine girdiklerini görüyoruz maalesef.

***

Tesettüre gereği gibi riayet edip dinin diğer emirlerini kale almamak da o kişiyi dindar yapmaz. Tamam tesettür ile İslam’ın bir emrini yerine getirmiş, zahiren onun sorumluluğundankurtulmuş olur ama diğer emirlerine muhalif davranması tesettürün ahlak ilkesine aykırıdır. Çünkü tesettür bir bütün olan İslam ahlakının sadece bir boyutudur.

Şeklî bir örtünmedindarlık değildir.

Tesettürü şekle indirgemek tesettür bilinciyle örtüşmez.

Başörtüsünün arkasına sığınarak insanları aldatan, yalan söyleyen, haksızlık yapan, hakaret edip iftira atan başörtülü hanım İslam’ın tesettür ahlakına ve bilincine aykırı hareket ediyor demektir.

***

Tıpkı namaz kıldığı halde kötülüklerden el çekmeyen birinin namazın bilincine varamamış olması gibidir.

Kuran namazın insanı kötülüklerden alıkoyacağını söyler. Hem namaz kılıp hem kötülük işleyenler aslında namazı dosdoğru kılmayanlardır.

Yunus boşuna demiyor, ’Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil.’

Başörtüsü de öyle.

Şekilden önce o bilincin yer etmesi gerekir.

***

Başörtüsü fenalıklarının kalkanı haline gelmemelidir.

Başörtüsü menfaat celbinin aleti olmamalıdır.

Başörtüsünde şekilcilik değil tesettür bilinci esas olmalıdır.

Özellikle 28 Şubat sürecinde başörtüsü üzerinden yürütülen İslam düşmanlığına karşı direnen başörtülüler o gün sadece başörtüsünü değil başörtüsü bilincini veren İslam’ı savunmak gibi anlamlı bir mücadele verdiler.

Doğru olan o kahramanların tavrı ve bilincidir.

Bugün kimilerinde gördüğümüz şekilcilikten ibaret dindarlık değil.