Teþhîr-i silâh

Bu söz eski dilde “silâh gösterme/teþhîr etme” anlamýna gelir ki Türkiye’nin þu sýra yapdýðý da aynen budur. 

Silah göstermek ile silah kullanmak tabii ayný þey deðildir.

Doðrudan yahut dolaylý olarak ilgisi bulunan herkese ‘Aklýnýzý baþýnýza toplayýn ve bana bulaþmayýn; aksi takdirde günah benden gider!’ anlamýna gelir.

Öte yandan Bert Brecht’in ünlü bir mýsraý var ki o da þöyle “Eðer sen savaþa gitmezsen savaþ sana gelir.”

“Si vis pacem, para bellum!” (Barýþý istiyorsan savaþa hazýr bulun!) demiþ eski Romalýlar.

Birkaç gün önce bu sözün Ziyâ Paþa tarafýndan aruz vezniyle “Hazýr ol cenge eðer ister isen sûlh ü salâh!” þeklinde Türkçeye aktarýldýðýný da anlatmýþdým.

Görüldüðü üzere þu kahrolasýca savaþ konusunda “Herkesin maksûdu bir ammâ rivâyât muhtelif.”

Bu vesileyle bütün meslekdaþlarýmdan mahviyyane bir istirhamým var:

Lütfen bir alýntý yaparken, þâyet emin deðilseniz, zahmet edip sözün aslýna bakýn ki sonra ortaya, maalesef hemen her seferinde yapýldýðý üzere, garib ve çirkin lakýrdýlar çýkmasýn!

Elbet kendinden pek de emîn olmamak için bilginin de belirli bir derecesine ulaþmýþ olmak þartdýr.

Unutmayalým ki sâdece câhiller kendilerinden kesinlikle emin olabilirler! Bir citation’un aslýný açýp bulmak, hele hele internet çaðýnda, öyle pek çoðunuzun sandýðý kadar zor ve meþakkatli deðildir.

Ben bile becerdikden sonra sizler haydi haydi kývýrýrsýnýz!

Hadi, bir gayret...

Yazarken lütfen TINA ve TATA unsurlarýný gözönünde bulundurunuz ve elinizden geldiði kadar TATA’yý tercih ediniz!

Bunlarýn açýlýmlarýný öðrenmek istiyor iseniz de baþvuracaðýnýz ilk adres Nöbetçi Ukalâ Dümbeleði Yaðmur Atsýz’ýnki olsun!

TINA (there is no alternative) demek oluyor TATA ise (there is thousends of alternatives) manasýna geliyor. Alternatif yok ve binlerce alternatif var gibisine...

Biz bu sakalý deðirmende aðartmadýk, monþer...

Ýmdiii, Kürdlerin Kobâni, Arablarýnsa Aynu-l-Arab (Arabgözü anlamýna gelir, bizim Cilvegözü gibi; bazý gazetelerde yeraldýðý üzere “Arab Pýnarý” deðil.) dedikleri ve sýnýrýmýzýn yaklaþýk 900 metre ilerisinde bulunan bu Suriye kenti IÞÝD barbarlarýnýn eline geçerse ne olur?

Ýlkönce burada yine fecî bir insanlýk trajedisi yaþanýr ve içim daralarak yazýyorum, yine binlerce, hatta onbinlerce mâsum insan; kadýn-erkek, genç-ihtiyar alçakça, þerefsizce katledilir ve bunlarý yapanlar; utanmadan arlanmadan Ýslamiyet nâmýný bir kere daha kirletirler. 

Bu, meselenin beþeri yaný.

Politik olarak ise evvelemirde Moskova, Tahran ve Pekin’de birtakým vicdansýzlar ellerini uðuþturarak birbirlerini tebrîk ederler.

Washington, Londra, Paris ve Brüksel’de ise sahte gözyaþlarý dökülür.

Ben þu “timsah gözyaþlarý” deyimini sevmem; çünki  hayvanlara saygým vardýr.

Neden derseniz...

“Bir hayvaný sevmekle baþlar herþey;

Hayvanlar yalan söylemez;

Ýnsanlara hiç özenmediler;

Ne tez ne antitez ne sentez.

 

Bir hayvaný sevmekle baþlar herþey;

O yüzden yamyamlar bizden ileri.

Hayvanlar yalan söylemez;

Ýþte ondan öylesine güzeldir gözleri.”

(Devamý bir sonraki yazýya)