Tezkerenin iki hedefi

Görülen o ki Meclis’te kabul edilen tezkerenin esas itibarýyla iki ana hedefi var: Ýlki IÞÝD’e karþý gerçekleþtirilecek uluslararasý müdahaleye bir þekilde destek vermek. Ýkincisi ise IÞÝD’den boþalacak alanda PKK’nýn mevzi kazanmasýna engel olmak. Her iki hedefin de bazý yan etkileri olabilir. Dolayýsýyla her ikisine de karþý çýkanlar olmasý doðal. 

Sözgelimi IÞÝD’le mücadele adý altýnda Suriye’deki bütün Ýslami gruplarýn ayný torbaya konarak bertaraf edilmek istendiðine iliþkin kuþkular dolayýsýyla bu operasyona karþý olanlar var. Diðer yandan tek hedef IÞÝD bile olsa Türkiye’nin batýlý güçlerle birlikte bir askeri operasyona katýlmasýnýn bu bölgedeki imajýmýz ve itibarýmýz üzerinde tamiri zor yaralar açmasýndan endiþe edenler var. Ben de bu görüþteyim. Defalarca yazdým bunu. IÞÝD’in silahla tasfiyesinin mümkün olmadýðýný da ilave ederek... Zira hem bölgedeki adaletsiz siyasi yapý yüzünden hem de yaygýn zihniyet bakýmýndan toplumdaki aþýrýlýk yanlýsý eðilimlerin zorla bastýrýlamayacaðý muhakkak.

Tezkerenin iki ana hedefinden biri PKK demiþtim... Konunun PKK’yý ilgilendiren boyutuna itiraz edenler de var tabii. Hatta Türkiye’deki siyasi Kürt hareketi “PKK’ya dokunmayýn, süreci bitiririz yoksa” diye bir hýþým ayaða kalkmýþ durumda.

Þimdi... Herkesin bu konuda kendine göre bir görüþünün ve politik tutumunun olmasý normal tabii. Ama bir parça tutarlýlýk da aranmasý lazým. Hem aydýnlarda hem siyasetçilerde... Sözgelimi ana muhalefet partimiz kendi siyasi duruþunu iktidar partisinin pozisyonuna göre belirleme kolaycýlýðýný bir türlü terk edemediðinden neredeyse hiçbir konuda özgün bir politik duruþ ortaya koyamýyor. Ýktidarýn beyaz dediðine siyah demek dýþýnda politik refleksi yok.

Tezkere konusunda da ayný alýþkanlýðýný sürdürdüðünü gördük. CHP yönetimi bir süre öncesine kadar hükümeti IÞÝD konusunda pasif olmakla hatta bu kanlý örgüte örtülü destek vermekle suçluyordu. Hükümetin Cidde’de düzenlenen toplantýnýn sonuç bildirgesini imzalamamýþ olmasý ve örgütün elindeki 49 vatandaþýmýzýn durumunu ileri sürerek ABD öncülüðünde kotarýlmak istenen koalisyona destek konusunu aðýrdan alýyor görünmesi galiba CHP’yi yanýlttý. Ýyi de akýl var, mantýk var!

Kaldý ki Amerikalýlar bile Türkiye’nin þartlarýný anlýyoruz diyerek Ankara’yý IÞÝD destekçiliðiyle suçlamamýþken ana muhalefet partisinin Türkiye’nin diplomatik kozlarýnýn muhafazasý hatýrýna ayný anlayýþý göstermeyiþi sorgulanmalý. Bunu iyi niyetle yapmýþlarsa CHP’nin durumu daha da vahim demektir. Çünkü ABD baþta olmak üzere bütün batý dünyasýnýn ve Suudiler’den Katar’a kadar bölgedeki Arap rejimlerinin tamamýný karþýmýza alarak IÞÝD’in safýnda yer almayý seçeceðimize ihtimal vermek için dünyadan büsbütün habersiz olmak gerekir. Türkiye’nin ana muhalefet partisini yönetenlere bunu yakýþtýrmak istemem.

Galiba problem öngörüsüzlük problemi... Kýlýçdaroðlu’nun daha birkaç hafta önce hükümete seslenerek “IÞÝD’e karþý batý devletlerinin yanýnda mücadele etmenize destek veririz” demiþken þimdi daha önce söylediklerinin tam aksi yönde tavýr almasý her þeyden önce siyasi öngörüsüzlük yüzünden... Siyaseti kýsa vadeli, hatta günlük tepkilere endekslemenin doðal sonucu...

Gelelim HDP’ye... Siyasi Kürt hareketinin temsilcisi olan bu partinin de siyaset üretebilme kabiliyeti bakýmýndan CHP’den fazla farký olmadýðýný IÞÝD meselesinde gördük. HDP sözcüleri de Türkiye’nin IÞÝD’e karþý tutumuna dair birbiriyle çeliþen açýklamalar yapýp duruyorlar. Bir hafta önce “açýn sýnýr kapýlarýný, Kobaniye gidelim” diye kameralarýn önünde sýnýrdaki tellere hücum ediyorlardý. (Suriye sýnýrýnýn her yerinde tel yok bildiðim kadarýyla.) Ellerine taþ, sopa tutuþturup güya IÞÝD’le savaþmaya gönderecekleri çocuklarý sýnýrdan geçirmiyor diye askere taþ atýyorlardý.

Sonra fikir deðiþtirdiler, sýnýrý geçmek yerine sýnýrý korumaktan bahsetmeye baþladýlar. Hatta “sýnýrý hep birlikte koruyalým” diye açýklamalar yaptýlar. Orada da kalmadýlar, geçen gün bir sýnýr kapýsýnda asker veya polis olmadýðýný fark eden BDP milletvekilleri burada sabaha kadar nöbet tuttular!

Öte yandan HDP sözcüleri kýsa zaman öncesine kadar “Rojava’da IÞÝD katliam yapýyor. Türkiye neden müdahale etmiyor” diyorlardý. Tezkere hazýrlandýðý duyulunca “Türkiye Rojavayý iþgal edecek” demeye baþladýlar.

Bakalým tezkere sonrasý süreçte daha nelerle karþýlaþacaðýz...