The Economist þimdi de kafayý Ramazan ayýna takmýþ

Ramazan ayýnýn son günlerine yaklaþtýðýmýz þu günlerde, The Economist dergisinde çýkan bir makale Müslümanlarýn ibadetlerinin Batý’da giderek daha fazla rahatsýzlýk yaratmaya baþladýðýnýn belgesi gibi...

Mesai zamanlarýnýn tatil ve izin günlerinin kat be kat altýnda olduðu Avrupa kýtasýnda yayýnlanan The Economist, Ramazan ayýnda oruç tutulmasýnýn ekonomiyi olumsuz etkilediðini öne sürüyor...

Bilim adamlarýna sormuþ yazýyý hazýrlayan “gazeteci”. Detaylý bir araþtýrma olmadýðýný da itiraf ediyor The Economist... Varsayýmlara göre, önyargýlara göre konuþuyor... Verileri sorgulamýyor bile... Tabi ki, “Ramazan’ýn bereketi” diyecek olsanýz, anlamayacak, “yenecek bir þey midir bereket?” diye soracak...

Ya da Batý’daki uzun Noel tatili ya da diðer izin günlerinin yol açtýðý ekonomik duruma takýlmýyor yazýyý yazan “kalem üstadý”. Nasýl olsa, Batý’da kapitalizm týkýr týkýr iþliyor... Hatta kendi ekonomisini de oluþturuyor Batý’nýn kutsal günleri... Ýbadet yerine tüketim kültürünün bir aracý haline dönüþtüðü için, kendi dini ritüellerini sorgulama gereði duymuyorlar...

Neymiþ efendim, Ramazan ayýnda, özellikle de uzun yaz günlerine denk gelen Ramazan’larda çalýþma saatleri kýsalýyormuþ. Müslümanlar iþe geç gelip, erken paydos ediyorlarmýþ.

Avrupa’da genç ve çalýþmayan nüfusun neredeyse küçük bir Avrupa ülkesinin nüfusuna yaklaþmýþ olmasýný hatýrlamýyor bile yazar.

Akademik çalýþma yok ama The  Economist, geçen yýl Quarterly Journal of Economics’te yayýnlanan bir çalýþmaya atýf yapýyor. Geçtiðimiz 60 yýlda ülke verilerini incelemiþler ve özellikle Müslüman ülkelerde uzun oruç tutulmasýnýn ekonomiyi olumsuz etkilediðini ortaya koymuþlar... Müslümanlar Ramazan ayýnda daha az üretken oluyormuþ, dergi öyle diyor.

Müslümanlarýn uzun oruç tuttuklarý zamanlarda daha mutlu olduklarýný söylediklerini de son satýra yazmýþ dergi...

Bilimsel araþtýrma, kendi gerçekleriyle mukayese hak getire... Bilinçaltýnda kendi inancý dýþýndaki kesimleri yük gören bir kafa yapýsý masa baþýna oturmuþ ve ortaya o ucubik tespit çýkmýþ...

Demek ki neymiþ, maneviyatýn bereketi, kapitalizmin kitabýnda yazmazmýþ...

DAEÞ, Ýran-ABD yakýnlaþmasýna da yardýmcý olur mu olur!

CIA Baþkaný John Brennan, geçen hafta ABD’de Dýþ Ýliþkiler Konseyi’nde bir konferans vermiþ. Konferansta yaptýðý açýklamalarýn dökümü, sayfalar tutuyor. Ýstihbarat þeflerinin on-the-record açýklamalar yapmalarý pek alýþýldýk bir durum deðildir. Ancak Brennan her soruyu cevaplamýþ, geçiþtirdiklerini de “sükût ikrardan gelir” modunda onaylamýþ.

Kuzey Kore’den Çin’e, Ýran’dan Brexit’e gündemle ilgili pek çok soruyu yanýtlamýþ ABD’nin bir numaralý ajaný.

Açýklamalarýn bence en ilginci Ýran-ABD yakýnlaþmasýna iliþkindi. DAEÞ ile mücadelede Ýran’ýn Irak ve Suriye cephelerinde oynayabileceði role iliþkin mesajlarý, sýnýr komþularýmýzýn toprak bütünlüðüne iliþkin soru iþaretlerini yanýtlar nitelikte. CIA Baþkaný’nýn ifadeleriyle “Þii Ýran’ýn Sünni DAEÞ’ten rahatsýz olmasý”, Ýran’ýn DAEÞ ile mücadelede önemli bir rol oynamasýna yol açar... Muhtemelen mevcut durumu teorize eden bir cümle... Ve DAEÞ’in Batý’nýn planlarýnda nasýl kolaylaþtýrýcý bir iþlev üstlendiðinin son göstergesi...

Suriye’deki diktatör kalsýn. Çünkü DAEÞ var... PKK/PYD çizgisine bir toprak verelim. Çünkü DAEÞ ile savaþýyor. Ýran ile ABD iþbirliði yapsýn, Çünkü DAEÞ var... Uluslararasý mühendislik harikasý olduðunu bir kez daha ispatlýyor DAEÞ.