The end...

Kurt Seyit ve Şura 3 bölüm sonra final diyecekmiş. Yaralı bir atın acılarına son vermek gibi bir karar bu. Bir yandan üzülüyor diğer yandan da doğru kararı verdiğini biliyorsun. Un, yağ, şeker var ama helva olmadı, daha doğrusu neden tutmadı bu dizi acaba? Dizilerle ilgili seyircinin beklenti çıtasının çok yüksek tutulmasını doğru bulmayanlardanım ben. Kurt Seyit ve Şura daha yayına başlamadan çok fazla konuşuldu, beklenti çıtası yükseldikçe yükseldi, ortaya çıkan sonuç seyircinin beklentilerini karşılamadı. 

İkinci önemli sebep dizinin ilk bölümlerinde mekan ve star isimler üzerinden yürüme çabasıydı. Tablo gibi görüntüler ve yakışıklı bir adam, reyting almak için yeterli olmuyor hele de figürasyon özensiz olursa. Esmer Ruslar ve sarı saçlı-mavi gözlü Türk kombinasyonu haliyle olmadı. 

Garip olan hikaye İstanbul’a taşındıktan sonra dizi kendisini topladı ama geç kalındı bir kere ve seyirci diziden kopup başka işlere gitti, o işler de hata yapmayınca dizi tekrar yükselemedi. Başka diziler yayına girdiğinde de defalarca yazdım bir dizinin en zor bölümü ikinci bölümüdür. İlk bölüm merakla gider bir şekilde de ikinci bölüm dizinin kaderini belirleyen bölümdür.

Kurt Seyit Ve Şura aslında ikinci bölümle kaybetti sonrası patinaj yapmakla sınırlı kaldı. Star Tv Yönetimi, bir diziye tanınabilecek en fazla şansı tanıdı Kurt Seyit ve Şura’ya, hemen her yolu da denedi. Bazen olmayınca olmaz ya, Kurt Seyit ve Şura televizyon tarihimize böyle geçecek işte...

Doğru irtifa kaybederken...

Eskiden gazetecilikte double check kuralı vardı, bir haber yayına verilmeden önce iki farklı kaynaktan doğrulatılırdı. O eskide kaldı sonra tek kaynaktan doğrulatma süreci başladı ama o da hükmünü yitirdi. Şimdi sosyal medyada gördüğünü ya da kaynak olmayacak kaynaktan duyduğunu haber diye verme devri başladı. Hatırlayın Gaziantep’te yaşanan terör saldırısının ardından olmayan ikinci bombanın patladığını iddia etmişti televizyonlar, haberin kaynağı da sosyal medyaydı.

Uydurma haberler yaptırımsız kaldıkça ve işin içine siyasi hesaplar da girince habercilik bambaşka bir alana evrildi. Hem maden kazası hem de Kobani ve Mürşitpınar sınır kapısı çevresinden yapılan haberlere bir bakın.

Yalanan bini bir para demenin bile pahalı olacağı ne çok haber ve zaman zaman kasten yapılıyor. Eskiden muhabirler hata yapar, editörler ve şefler düzeltirdi, kurumsal çarpıtma haberlerde, bakış açısı ve talep yönetimlerden geliyor, muhabirlerin geçtikleri bilgiler de bunlara alet ediliyor. Gazeteci tarafsız değildir, her insan gibi onun da inandıkları vardır.

Ancak gazeteci taraf olmasına karşın bir konuda haber yaparken objektif ve evrensel ölçütleri kullanarak haber yapmalıdır. Doğru irtifa kaybediyor şu sıralar. Ve en kötüsü bilmeden değil bilerek ve siyasi hesaplarla ortaya çıkıyor çarpıtmalar, uydurmalar....