The Oscar goes to

OSCAR ödül töreni, kırmızı halı, kim ne giymiş, son yıllarda Oscar törenlerine damga vuran selfieler, yılın en iyi erkek ya da kadın oyuncu ödülü, yabancı dilde en iyi film ödülü, tıklanma rekorları, milyar dolarlık reklamlar, kim kaç kere Oscar aldı tartışmaları, “Bi kere o Oscarlı oyuncu tamam mııı!” polemikleri sabaha kadar birçok ülkede canlı yayın olarak verilen Oscar töreni.

Kim bu Oscar? Neden en iyi sinema filmleri hep Amerika’dan? Ülkemizde en çok sevilen Hintli yönetmen olan Amir Khan’nın nesi eksik? Bizim yönetmenler ne iş yapar? Sinema sektörü gerçek hayat sektöründen nasıl daha çok ses getirir? Aklımda deli sorular?

Her yıl yenilenen heyecan furyası ve Amerikan popüler kültürünün başka ülke kültürlerine çaktırmadan özendire bezendire enjeksiyonu!!!

İlk defa bundan 88 yıl önce dağıtılmaya başlayan Oscar heykelcikleri ödül töreninde olay o kadar ileri gitti ki haberlerde kendimi ödül töreninden sonra aktör ve aktrislerin neler yiyeceğini izlerken buldum. Wolfgang Puck’ın hazırladığı menüde Kuzey Amerika Istakozu bile var.

Godfather filmindeki rolüyle kalplerimizin babası Marlon Brando en iyi erkek oyuncu ödülünü reddettiği, Katharine Hepburn 4 kez ödül alarak rekor kırdığı, Jack Nicholson 12 kez aday gösterildiği, yeşil dev Shrek’in bile ödül aldığı Oscar törenleri gelecek yıllarda da kitlesel heyecan uyandırmaya devam edecektir.

Sinema sektörü Oscar’ları bu kadar şaşaalı dağıtılırken bir de gerçek hayat sektörü Oscarları var.

En misafirperver ülke ödülü; Tüm Avrupa kapılarını kapatırken ölümden kaçan Suriyelilere kucak açan ülke, The Oscar Goes To TÜRKİYE.

En merhametli balıkçı ödülü; Suda ölüm kalım savaşı veren mültecileri kurtaran The Oscar Goes To; Recep Evran, Cenap Gümran.

En gelecek vaat eden genç ödülü; yaralı köpeği Devlet Hastanesi’ne götürerek Acil Serviste tedavi ettirmek isteyen The Oscar Goes To; Ömer Faruk Yıldırım.

En güzel 90+ gol atan futbolcu ödülü; Granada maçına Macar kameramanın babasına tekme atarak düşürdüğü Zied ile çıkan The Oscar Goes To; Cristiano Ronaldo.

En anne hayvan ödülü; Çöpte bulduğu bebeğin hayatını kurtaran The Oscar Goes To; Köpek.

En siper kahraman ödülü; Şırnak’ın Cizre ilçesinde bölücü terör örgütü PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada yaralanan Özel Harekât Polisi’nin üzerine yatarak siper olan The Oscar Goes To; Kahraman Asker.

En lokmasını paylaşan ödülü; Okul harçlığı olan 1 lirayı Sur’daki terör mağduru ailelere gönderen; The Oscar Goes To; 1. sınıf öğrencisi Ebru Keskiner...

İşte gerçek hayat Oscarları böyle...

Belki hiç Kuzey Amerika Istakozu yiyemeyecekler, yürüyecek kırmızı halıları olmayacak belki de ama kafalarını koyduklarında rahat uyuyacak bir yastıkları ve rahat vicdanları her zaman onlarla olacak..