Tıbbi fobiler

HASTANE KABUSLARINDAN KURTULMAK MÜMKÜN

Dişçi fobisi ya da kan korkusu aslında tüm tıbbi fobilerin çözümü, bunlara neden olan etkenleri ortaya çıkarmakta gizli.

Fobilerin herhangi bir nesne veya olguyla karşılaşıldığında yaşanan korku ve panik durumu olduğunu biliyoruz. Bu korkular tıbbi işlemlere ve sağlıkçılara karşı da oluşuyor. En sık rastlanan tıbbi fobileri şöyle sıralayabiliriz.

-Dişçi fobisi: Dişçi korkusu olan kimseler ya sürekli dişleri ve diş hekimleriyle ilgili düşünürler veya bu tip konuları düşünmekten aşırı düzeyde kaçınırlar. Diş hekimine gittiklerinde koltukta saatlerce bir başkasının kontrolü altında, bir şey yapamadan beklemekten ve ağrı yaşayacaklarını düşünmekten dolayı korkar ve kaçınırlar. Yapılan araştırmalara göre, dişçi korkusu olan kimselerin yüzde 20'sinin aynı zamanda başka bir psikiyatrik rahatsızlığının olduğu saptanmıştır. Bu psikiyatrik rahatsızlıklar; yaygın kaygı bozukluğu, agorafobi (kapalı yer korkusu: kişinin endişe duyup kaçamayacağı bir yerde bulunması), depresyon ve emetofobi (kişinin istifra etmekten korkması)’dır. Dişçi fobisi tecrübesiz diş hekimlerine gidildiğinde yaşanan olumsuz deneyimler veya çocuklukta yaşanan diş dışı yoğun ağrı ve acı yaşanan olaylar nedeniyle gelişebilir.

-Beyaz önlük tansiyonu: Bazı insanların doktor gördüklerinde tansiyonları fırlar. Tansiyon 200'lere ulaşabilir, kalp çok hızlanır ve yerinden çıkacakmış gibi olur. Bunun sebebi kişinin doktoru gördüğünde kendisinde bir hastalığın olabileceği endişesini yaşamasıdır. Doktoru görmek hastalık korkusunu, hastalık korkusu da kaygıyı tetikler. Çok genç ve sporcu bir danışanım herhangi bir sağlık sorunu olmadığı halde doktor görünce veya tansiyonu ölçülecek olsa aşırı heyecanlanıyordu. Hakikaten tansiyonu ölçüldüğünde 180'e çıkıyor, nabzı da oldukça hızlanıyordu. Bu kişiler ya dişçi fobisinde olduğu gibi kendileri veya ailesinden birisinin yaşadığı olumsuz bir tıbbi deneyim yaşamış oluyorlar ya da bilinçaltında ölüm korkusu, yok olma korkusu, çaresizlik, yetersizlik ve güçsüzlük gibi düşünceler yaşıyorlar.

-İğne (Aşı) fobisi: İğne fobisi, toplumun yüzde 10'unu etkileyen bir korkudur. İğne korkusunun çoğunlukla kişilerin ilk iğne olduklarında verdikleri tepki ile gelişmiş olabileceği düşünülmektedir. Ancak özellikle çocukluk çağında yaşanan bazı travmatik olaylar kendisini “iğne fobisiyle” ifade edebilmektedir. Kişinin, iğne yapılırken aşırı korkudan dolayı kan basıncı düşer ve kısa bir bilinç kaybı oluşur. Böyle bir deneyim yaşayan kişi gelecek zamanlarda iğne olmayı tamamen reddeder. İğne fobisi çocuklar arasında çok yaygın bir korku türüdür. Bu fobinin en büyük nedenlerinden biri de iğnenin can yakıcı olması ve ailelerin her türlü istenmeyen davranışta çocuğu iğne ile korkutmalarıdır.

-Kan korkusu: Kişinin kan gördüğü anda bayılması, ameliyatlardan tiksinmesi, iğnelerden hoşlanmaması olarak tanımlanır. Kişi aynı zamanda kanı çağrıştıracak etmenlerden de kaçınır hatta bir bıçak, bir iğne gördüğü zaman bile bayılabilir ya da bayılacakmış gibi olur. Kan korkusu geçmişte yaşanan travmalardan da doğabilir. Kişinin küçük yaşlarda kazalara, kayıplara maruz kalması, çok fazla kan görmesi, eline yüzüne kan bulaşması gibi etmenler de bu korkuya sebebiyet verebilmektedir.

HEPSİNİN TEDAVİSİ VAR

Hangi fobi türü olursa olsun temel yaklaşım, sebepleri ortaya koyup onlara karşı duyarsızlaştırmak olmalıdır. EMDR yöntemiyle bazı fobileri 2-3 seansta ortadan kaldırabiliyoruz. Çocukluğunda yaşanan travmalara bağlı fobilerde ise bu süreç biraz daha uzun olabilir, ama çözüm neredeyse yüzde 100. Fobiler kişiliğin bir parçası ve bireyin kaderi değildir. Yarattıkları sınırlandırmalar ve mağduriyetler yaşam kalitesini son derece azaltmaktadır. O yüzden bir an önce yardım almak ve tıbbın sunduğu imkanlardan istifade etmek gerekir.