Bir infialin yol açtýðýný yahut toplumdaki kimi hassasiyetlerin sevk ettiðini zannettiðimiz olaylarýn ekseriyetinde mühendislik vardýr. Planlayýcýlar, azmettiriciler, tetikçiler, oyuncular vs... Demokrat Parti döneminde Atatürk heykelini yýkmaya teþebbüs eden Ticaniler ve arkasýndan gelen Atatürk'ü Koruma Kanunu, 28 Þubat döneminde hiç yoktan Ýstanbul sokaklarýnda uzun bastonlu, belik belik saçlý, sarýklý, þalvarlý erkeklerin görülmeye baþlanmasý, Fadime Þahin düzmecesi, "erkek hasta bakmayan yobaz baþörtülü doktor" asparagaslarý ve her dönemin "Oruç tutmayanlarý dövdüler", "Þortlu kadýna saldýrdýlar" haberleri...
Son günlerin Maçka Parký'nda þortlu kýza saldýrý ve Urfa'da Atatürk heykeline orakla saldýrý haberlerine bakýp iþkillenmemek elde deðil. "Þortlu kýz" haberleri artýk jenerik oldu malum. Otobüste, minibüste, metroda, þimdi de parkta... Ýki kiþiden birinin þortlu olduðu Niþantaþý'nýn dibindeki Maçka Parký'nda bir özel güvenlikçi, þort giyen bir kýzý uyarmýþ. Olay büyümüþ, polis falan çaðýrmýþlar.
Suriyeli Emani tecavüze uðrayýp çocuðuyla birlikte vahþice öldürüldüðünde kýlý kýpýrdamayan kadýn dernekleri koro halinde "kýyafetime karýþma" nakaratýný tekrara baþlamýþ.
Heykel saldýrganý ise baþka bir alem; prodüksiyon iyi, sakal, þalvar, her þey yerli yerinde. Kamera açýsý için de epey çaba sarfedilmiþ. Tekbir ihmal etmiþ bir tek. Belki de artýk çok demode olduðunu düþündüðünden tekbir getirilmemiþtir. Ya da diðer göstergeler adresi tarif için yeterli diye düþünmüþ olabilirler.
Belediye gibi müftülüklere de nikah kýyma yetkisi verilmesine karþý gösterilen "laikçi" tepkiyi de bir kenara not edelim.
Türkiye'nin kadim fay hattý üzerinde yeniden mühendislik çalýþmalarý yapýlmaya baþlandýðý çok belli.
***
Türkiye'nin ne günlerden geçip bugünlere geldiðini anlamak; düþünce, ifade ve basýn hürriyeti, kýlýk kýyafet serbestisi, kadýn haklarý vs. kavramlarýný elinde silah gibi saða sola sallayanlarýn gerçek yüzlerini, samimi fikirlerini ve hayallerindeki Türkiye'yi tanýmak için bir kaç örnek yeterli olacaktýr:
"1937'de Gaziantep’te 50'lerinde bir kadýnýn kendi evinde gizlice eski usul Arap
harfleri ile çocuk okuttuðu haber alýnmýþ ve suçüstü yakalanarak, aramada
ele geçen kitaplarla birlikte mahkemeye sevk edilmiþtir. Ele geçen kitaplar ve eþyalar ise þunlardýr: 3 adet Mevlüt, 5 Tebareke cüzü, 25 Amme cüzü, 1 Kadesemiallah, 7 Kur’an-ý Kerim, 10 Elif Cüz’ü, 2 Minder, 1 sýra, 1 sopa."
Emniyet Genel Müdürlüðü Arþivlerinde kayýtlýdýr bu olay.
18 yýl süren yasak boyunca (Türkçe Ezan zorunluluðu da denilebilirdi belki ama ezan tek olduðu ve Türkçe okunan þey ezan olmadýðý için ezan yasaðý demek daha doðru.) ezanýn Türkçe olarak yükse sesle okutulmasýndan sonra Arapçasýnýn da alçak sesle okutulduðu gerekçesiyle çok sayýda iþlem yapýlmýþtýr. Bununla ilgili bir raporda ezanýn görevli olmayanlara, çocuklara, akli dengesi tam olmayan kiþilere okutulmak suretiyle kaçamak yollara baþvurulduðunun tespit edildiði vurgulanmýþtýr.
Peygamberimizin hayatýyla ilgili kitap yazmanýn, Kuran'ý Kerim'i okumayý öðretmenin, öðrenmenin, Ezan okumanýn, çarþaf giymenin, peçe takmanýn, baþ örtmenin yasak olduðu günlerden geçerek geldik bugünlere.
***
Türkiye'nin "gavurlaþmasý" için ne gerekiyorsa yaptýlar.
Türkiye'yi Fransa gibi dinin tümden dýþlandýðý, toplumun giderek ateistleþtiði bir ülke haline getirmek istediler. Batý'nýn Türkiye'de kullandýðý tüm aktörlerin dini kisveli olsalar dahi asýl amacýnýn Ýslam'ýn toplumda geriletilmesi ve Müslümanlarýn itibarsýzlaþtýrýlmasý olduðu ortada. Uluslararasý düzenin Ýslam'la mücadele etrafýnda þekillendiði de.
FETÖ ve PKK'nýn bu kadar korunup kollanmasýnýn sebebi de ayný.
Hamaset deðil, komplo teorisi hiç deðil, Haç ve Hilal'in savaþý bu.
Bu savaþýn içimizdeki Haçlýlarý bugüne kadar kazandý ya da kazandýðýný sandý.
Ama artýk yemezler...