Týpký 28 Þubat çetesi gibi

Taksim Gezi Parký’nda aðaç kesilmesine tepki olarak masumca baþlayan protestolar, 28 Þubat’ta kurulan ‘darbe çetesi’nin besili ortaklarýnýn rezidanslarýndan yavaþ yavaþ çýkarak eylemcilere karýþmasýyla birlikte farklý bir boyuta taþýndý.

Uzun zamandýr bugünleri bekliyorlardý. Cuntacý dostlarýný, devlet içinde örgütlenen Ergenekoncu karanlýk abilerini kaybetmiþlerdi. Ama hiç yok olmadýlar ve hiç vazgeçmediler. Sadece, yeni duruma göre vaziyet aldýlar.

Bu arada, devletten en büyük ihaleleri onlar aldýlar, servetlerine hiçbir dönemde olmadýðý kadar servet kattýlar.

Ama haklarýný yememek lazým çok ustaca taktikler uyguladýlar, önce Baþbakanýn uçaðýna binebilmek için taklalar attýlar ve en büyük yalakalýðý onlar yaptýlar.

Sahibi bulunduklarý medya kuruluþlarýnda çalýþan yazarlarý, gazetecileri iþten atýp fýsýltý yoluyla Baþbakan Erdoðan’ýn attýrdýðýný yayarak ellerinin kiriyle köþelerine çekildiler.

Kim bunlar diye sormayýn, siz onlarý tanýyorsunuz...

Otursanýz, sayýlarý onu geçmeyen iþ dünyasýnýn belli baþlý isimlerini, gazetecilerini, banka beslemesi sanatçýlarýný bir çýrpýda sayarsýnýz. Özü itibariyle, hiçbir zaman 28 Þubat ruhundan ayrýlmadýlar.

Özellikleri hep aynýydý, iktidar trenine binerken de inerken de aslýnda hep ayný ‘eski Türkiye’ þarkýsýný söylediler.

Kürt sorununun çözümünü hiç istemediler, Kürtlerin siyasal ve sosyal görünürlüðünden hep rahatsýz oldular ama istiyormuþ gibi yaptýlar...

Baþörtülülerin sosyal hayatta rol almasýna, devlette çalýþmasýna hep karþý çýktýlar, hatta sokakta dolaþmasýndan bile rahatsýz oldular. Þimdi de, Taksim eylemine katýlan iyi niyetli insanlarýn arasýna karýþarak yine baþörtülüleri taciz ediyorlar.

28 Þubat’ta dindarlarýn siyasal ve sosyal alandaki görünürlüðüne karþý þeytanýn bile aklýna gelmeyen operasyonlar yaptýlar. Þimdi de AK Parti’nin yükseliþi, imam-hatip okullarýna talebin artmasý gibi geliþmelerden rahatsýzlýk duyuyorlar.

***

Ýdeolojik konforlarý her bozulduðunda, askeri darbe seçeneðinin hep yedekte durmasýný istediler, þimdi de ayný þeyi dillendiriyorlar.

Hemen hepsi, Ergenekon, Balyoz, Andýç gibi davalarýn görülmesine hep karþý çýktýlar, Silivri’de Ergenekon nöbeti tuttular. 27 Mayýs’ta idamlarý alkýþlarken de, 28 Þubat’ta millete karþý psikolojik operasyonlar yürütürken de, cumhuriyet mitinglerinde ‘darbe çaðrýsý’ yaparken de ayný faþizan giriþimin ortaklarýydýlar.

Þimdi de attýklarý tweet’lerle, 27 Mayýs ruhuna atýfta bulunarak Tayyip Erdoðan’a karþý ayný karanlýk öfkeyi kusuyorlar. Aslýnda Tayyip Erdoðan’a yönelik tepkileri ontolojik... Üslubundan çok varlýðýna karþý çýkýyorlar.

Türkiye’nin ekonomik olarak büyümesi ve milli gelirin artmasýyla birlikte dünyada marka deðerinin yükselmesini önemsemiyorlar. Ama bu büyümeden en büyük payý onlar alýyorlar.

Þimdi, Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’la görüþerek talep listelerini sunan Taksim Dayanýþma üyeleri, “Üçüncü köprü yapýlmasýn, üçüncü havalimaný yapýlmasýn, Kanal Ýstanbul projesinden vazgeçilsin, Taksim için referandum yapýlmasýn” buyurmuþlar... Sanýrsýnýz ki, beyler cunta bildirisi okuyorlar.

Ýþte, Tayyip Erdoðan’dan rahatsýz olan faþist zihniyetin fotoðrafý bu. Taksim’de masum kalabalýðýn arasýna karýþan, Ýþçi Partisi de, TKP de, ÖDP de, CHP de aynen böyle düþünüyor. Nitekim, dün Silivri’deki savunmasýna “Her yer Taksim” sözleriyle baþlayan Doðu Perinçek, “Ýki sene içinde bu hükümet yýkýlacak” diyerek Taksim’de hedeflenen gerçek niyeti çok açýk bir þekilde ortaya koydu.