Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

TIR’dan Cenevre’ye paralel iliþkiler

-Montrö-

Suriye’ye giden TIR’larý anlaþýlmasý güç bir adanmýþlýkla durdurmaya çalýþan savcý-jandarma vs. takýmý ile onlara ne pahasýna olursa olsun operasyon yapmalarý emrini verenler ortaya çýkan son görüntülerden sonra biraz ürperme ve utanç hissetmiyorlarsa onlar için insanlýk ölmüþ demektir. Tarih bir grubu bundan daha utanç verici bir halde yakalayamazdý. 

Ortada soykýrým boyutuna varan bir katliam zinciri var. Ve siz Ýsrail’den ABD’ye kadar bütün Türkiye düþmanlarýný sevindirebilmek için Baþbakan’a kural tanýmaz bir fedakarlýkla dava açma yolunda olup biteni umursamýyorsunuz. Rusya, Ýran ya da Ýsrail’den bir savcýnýn aklýna getirip cesaret edemediði þeyi Türkiye’de yapmayý deniyorsunuz.

Gerçeklerin ortaya çýkmak gibi kötü bir huyu vardýr. Çok geçmez, aramýzdan bazýlarýnýn nasýl olup da Esad’ýn moralini yükseltecek böylesine utanýlasý bir iþe giriþtiklerini anlarýz. Çok geçmez... Çünkü, tarihin de Türkiye’nin de temposu hiç olmadýðý kadar hýzlý seyrediyor. Ýnsanlarýn merak etmek için bile ayýracaklarý fazla vakit yok. Kim ne yapmak istiyor, niye istiyor; kim paralel kim sabit bunu anlamak için herkes sabýrsýzlýkla bekliyor.

2014 yýlýnda bu ülkede Suriyeli muhaliflere giden yardým TIR’larýný durdurarak, aratarak, kayda geçirterek kim, neden Türkiye Baþbakaný’nýn baþýna bir bela açmak istiyor; insanlar bunu bir an önce öðrenmeyi arzularlar.

Ýsviçre’nin Montrö þehrindeyiz. Hem büyük beklentilerin hem de umutsuz bakýþlarýn odaðýnda olan Cenevre-2 sürecinin bir anlamda hazýrlýk turlarýný izliyoruz. Asýl toplantýlar; yani müzakere yarýndan sonra baþlayacak.

Baþý dik bir ülkenin vatandaþý olmak

Bugün Cenevre ve Montrö’de bulunan ülkeler ve taraflar içinde en çok Suriyeli muhaliflerin Suriye Ulusal Koalisyonu’nu oluþturan yani sahada ölümüne mücadele veren gruplarsa onlardan sonra Türkiye gelir. Ankara, Suriye halkýnýn yerden göðe kadar haklý davasýna destek verirken belki büyük riskler aldý; hatta sadece dýþarýdan deðil içeriden de ihanet derecesinde saldýrýlara uðradý ama tarih önünde bu ülke insanlarýný baþýný dik tutturdu. Erdoðan, Davutoðlu ve bütün hükümet kolay yolu seçebilir ve özellikle ABD ve Ýslam dünyasýnýn baþýný kuma gömdüðü ortamda daha az riskle kendini kaybettirebilirdi. Böyle bir durumda dünya; son katliam görüntülerinin birkaç kat daha fazlasýný görür ve Türkiye’ye de sadece utanç kalýrdý.

O görüntüler, fotoðraflar ve sistematik iþkence tutanaklarýndan sonra insan, Türkiye hükümeti iç ve dýþ kamuoyunu daha fazla uyarmalýydý diye düþünüyor. Sýnýrýmýzdaki dram tahminlerimizin ötesinde büyük ve yürek parçalayýcý...

Dolayýsýyla Cenevre-2 eðer bir fonksiyon yüklenmek istenirse tarihi önemde deðerli bir toplantý ama eðer eskisi gibi laf kalabalýðýyla geçiþtirilecekse insanlýk ailesi adýna yeni bir utanç sayfasýndan ibaret kalmaya namzet. Herkes biliyor ki bir fonksiyon aranýyorsa bunun için sadece Türkiye ve biraz da Katar yetmiyor. ABD’nin; Suriye konusunda benzersiz bir hayalkýrýklýðýnýn adý olan Obama yönetiminin kollarý sývamasý gerekiyor. Bugüne kadar Rusya’ya teslim ettiði alana geri dönmesi ve bir ölüm makinesine dönüþen Esad’ý hiç olmazsa yavaþlatmasý için vakit kaybetmemesi de gerekiyor.

Birbirine eþit iki taraf var, üçüncü de yok

Cenevre-2 süreci her þeye raðmen bir aþama bunu da söyleyelim. Neden?

Çünkü artýk sadece birbirine eþit iki taraf var. Esad yönetimi ve muhalifler ve üçüncü taraf da yok. Belki geç olacak, ölümlü ve kanlý olacak ama Suriye’nin kaderini artýk bu iki gücün kararý belirleyecek. Esad veya destekçileri tek baþlarýna deðil. En önemlisi de Suriye muhalefeti bu toplantýya parça parça bütün gruplar ayrý getirilmek istenmesine raðmen tek bir çatý altýnda gelmeyi baþararak büyük bir riski bertaraf etti.

Meþruiyetini ve Suriye’yi temsil kabiliyetini kabul ettirdi.

El Kaide türevi, IÞÝD gibi unsurlar da diplomatik sürecin dýþýnda. Esad yönetiminin legal Suriye muhalefetini köþeye sýkýþtýrmak için El Kaide’nin önünü açma politikasý da bu gerçeði deðiþtirmeye yetmiyor. Esad’ýn Halep gibi þehirleri havadan bombalayýp Özgür Suriye Ordusu’nu uzaklaþtýrdýðý þehirlere IÞÝD’in girmesi ve orada güven içinde almasý bu politikanýn açýk bir tezahürü... Ayný El Kaide’nin kolu olan IÞÝD, Esad’ýn yaptýðý katliamýn resimlerini yayýnlayan Anadolu Ajansý’nýn bürosunu basýyor. Esad deðil, El Kaide basýyor, buraya dikkat!

Garip paralellikler...

Nitekim, El Kaide’yle bir aydýr bizzat Özgür Suriye Ordusu savaþýyor, Esad rejimi deðil.

PYD isterse Cenevre-2’ye katýlabilir!

Cenevre sürecinde bir önemli tartýþma konusu da Türkiye’yi Kürtler üzerinden ilgilendiren PYD’nin temsil meselesi. Türkiye, baþtan beri PYD’nin ve Salih Müslim’in süreçte rol almasýný istedi ve hatta bu amaçla Müslim Türkiye’ye davet edildi. Ancak, Türkiye süreçte imkan tanýdýkça PYD, Esad’a yaklaþtý. Hatta PYD, geçtiðimiz yaz ABD’nin kimyasal silah kullanmasýna raðmen Suriye’ye askeri harekat yapmayacaðý anlaþýlýnca iyiden iyiye Þam’a paralel hale geldi.

Bu þartlar altýnda PYD’nin Cenevre-2’de muhalif koalisyon çatýsý altýnda temsil edilmesi imkansýzlaþtý. Ýçeride, BDP’liler kýzýyor ama Türkiye istese bile bunu saðlayamazdý. O kadar ki Montrö’de görüþmelere hazýrlanan Suriye muhalefeti þunu söylüyor:

“PYD Cenevre-2 sürecine tabii ki katýlabilir ama Esad’ýn masasýnda... Çünkü, onunla birlikte hareket ediyor.”