TOPLUMLAR zamana baðlý olarak deðiþirler. Deðiþim hýzý o toplumun önderlerinin (siyasiler, sanatkarlar, teologlar) aktiviteleri oranýnda olur. Bazý toplumlar hýzlý bazýlarý yavaþ deðiþir. Toplumda ani ve radikal deðiþimler demokratik kurallar içinde yapýlamaz. Yapmaya kalkýþýlýrsa o toplumda siyasi istikrar kaybolur ve kaosa yol açýlýr. Hýzlý ve radikal deðiþimler dikta rejimlerinde olabilir. Ama bunun bir bedeli vardýr. Bedelsiz olarak bu sonuca ulaþmak mümkün deðildir.
Bu yazýmda Arap baharýndan bahsetmek istiyorum. Bu istek benim Suudi Arabistan’da olmam dolayýsýyla birçok Arapla temas etme imkanýndan doðdu herhalde...
Malum, Arap baharý Tunus’ta baþladý. O toplum, kýsmen deðiþime hazýrdý. Batýlý anlamda bir demokrasi kurulamamasýna raðmen insanlarýn fikir ve düþünce özgürlüðü konusunda epey yol alýnmýþ görülüyor. Ama alýnacak çok yol daha var.
Libya’da Muammer Kaddafi, diktatörlüðünün verdiði güçle ruh saðlýðýný bozmuþtu. Orada halkýnýn aman aman demokrasi diye bir derdi yoktu. Lidere övgü yaðdýrdýðýn surece gelirin de var, eðitim, saðlýk hizmetleri de vardý. Olmayan þey fikir özgürlüðüydü... Bu konuda halkýn büyük bir talebi yoktu. Bingazi’de ayrýlýkçý olaylarýn kökeninde, Kaddafi’nin küçücük aþiretinin yýllarca yönetimi elinde bulundurmasý vardý. Bingazi’deki aþiret devleti ben yönetmeliyim iddiasýndaydý. Aslýnda bu iddia onlar, Batýlý ülkelerce empoze edilmiþti. ‘Orada petrol vardý, o bölgede bir kargaþa yaþanýrsa bize de pay düþer’ düþüncesi Batý’da yaygýndý. Libya’da aþiret kavgalarýnýn sona erdirilip can güvenliðinin saðlanmasý bana çok uzak.
Petrolun bol olduðu bir bölge olan Irak örneði vardý. ‘Saddam alýnýrsa orada istikrar saðlamak zor’ düþüncesinde olan Batýlýlar, Irak’a demokrasi götürme kisvesi altýnda müdahalede bulundu. Saddam gitti ama Irak halký büyük bir bedel ödemekte. Saddam döneminde insanlarýn eksikleri, düþünce ve düþüncelerini yayma özgürlükleri yoktu. Saddam’a methiye düzmek iþlerin yolunda gitmesini saðlýyordu. Ýnsanlarýn can güvenliði vardý, karýnlarý da toktu, baþkaca önemli bir istekleri de yoktu. Irak devletinin çok dinli, çok milletli yapay bir devlet olduðunu bilen Batýlýlar, Saddam’ý devirerek ülkeyi büyük bir kaosa sürüklediler. Onlarý bu kaostan ancak bir baþka Saddam çýkarabilir. Onun ayak seslerini duyar gibiyiz. Irak halkýnda demokrasi talebi yani deðiþim isteði olsaydý, deðiþim bu kadar büyük bedel gerektirmezdi.
Suriye de yapay bir ülke, orada da bir sülalenin yýllar boyu egemen olmasýnýn dýþýnda önemli demokratik istekler yoktu. Toplum deðiþime hazýr olmadýðý için ödenecek bedel cok büyük olacaða benziyor. Suriye’deki olaylar Ýnþaallah mezhep catýþmasýna dönüþtürülmez...