Ýlk kez Türkiye’de halk cumhurbaþkanýnýn kim olacaðýna karar verme olanaðýný buldu, bundan böyle de devletin en üst makamýnda kimin oturacaðýna karar vermeye devam edecek. Bu, demokrasinin geliþmesi ve kurumsal düzenlemelerinin yapýlmasý için son derece önemli ve zorunlu bir baþlangýç.
Bugün kiþiler üzerinden yürüyen bir süreç söz konusu oldu; iyi ki de öyle oldu. Toplumdan defalarca onay almýþ, aldýðý onayý hizmet olarak geri vermiþ etkili bir isim bu süreci baþlatmasaydý, yani cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesi sürecini baþlatmasaydý, muhtemelen siyasal yapýnýn deðiþmesi aþamasýna geçilemeyecekti.
Siyasal sistemin deðiþmesini zorunlu kýlan durum ise gayet açýk. Cumhurbaþkanýný doðrudan halk seçiyor, dolaylý olarak hükümetin baþýný da. Toplumdan alýnan yetkilerin hangi kurumlar aracýlýðýyla ve ne þekilde kullanýlacaðý ise açýk deðil; zira eldeki anayasa hiç de böyle bir deðiþim hesaplanarak kaleme alýnmamýþ. Bir çok yeri deðiþtirilmiþ olsa bile, anayasanýn öngördüðü bir dizi yapý ve kurum ile ruhu, deðil yeni sisteme demokratik her hangi bir sisteme bile uygun düþmüyor. Madem ki Meclis’te kurulan Anayasa komisyonu yeni bir sistem kuramadý ve madem ki artýk mýzrak çuvala sýðmýyor, süreç cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesiyle zorunlu olarak baþlayacak ve toplum tam da buna onay verdi.
Deðiþim ve ekonomik istikrar
Seçmenlerin ýsrarla Sayýn Erdoðan’a oy veriyor olmasý, toplumun yaþadýðý deðiþimi kurumsal yapýlara uyarlayabilecek en makul kiþinin o olduðunu düþünmesinden. Türkiye’de, her seçimin kendi özel dinamikleri olsa bile, bazý genel davranýþ biçimlerini ortaya koyduðuna þüphe bulunmuyor.
Bunlardan ilki, bu toplumun statükonun korunmasýndan yana eðilimlerden haz etmediði. Ýkincisi, hemen her kesim seçimin ertesi günü uyandýðýnda aþ ve iþ koþullarýnýn zarar görüp görmeyeceðini hesaplayarak oy kullanýyor olmasý. Yani seçmenin hayatýnda özel bozulmalar yoksa, siyasal tercihini deðiþtirme riskine girmiyor. Muhalefet partilerinin vaatleri, seçmen davranýþlarýný fazla deðiþtirmiyor, insanlar muhalefete oy verirken bile bunu iktidara bakarak yapýyorlar. Diðer bir ifadeyle oylar muhalefet daha iyi olduðu zaman deðil, iktidar ülkeyi kötüye götürdüðünde yön deðiþtiriyor.
Bugün Türkiye’de seçmenlerin oy davranýþlarýný deðiþtirmelerine yol açacak radikal bir neden bulunmadýðý gibi, muhalefete daha fazla bel baðlamak için de önemli ve gerçek gerekçeler yok. Seçim sonuçlarý da zaten tam bu durumu ortaya koyuyor.
Deðiþim ve toplumsal istikrar
Seçmen davranýþlarýna bakýldýðýnda toplumun sadece ekonomik istikrarý deðil, ayný zamanda toplumsal huzuru da aradýðý söylenebilir. Kampanya dönemlerinde ayrýþtýrýcý söylemler puan getiriyor gibi gözükse bile, aslýnda toplum bu ayrýþmayý yumuþatma olasýlýðý en fazla olan lehinde oy kullanýyor.
Seçim sürecinde toplumsal huzura karþýlýk gelen konu Çözüm Süreci oldu ve toplum bir yandan Sayýn Erdoðan’a öte yandan Sayýn Demirtaþ’a oy vererek süreci götüren iki tarafa da onay vermiþ oldu.
Türkiye’nin en temel sorunlarýndan birisinin ne olduðunun toplum tarafýndan gayet iyi bilindiði bir kez daha kanýtlandý. Toplumun bildiði, hissettiði ve yaþadýklarýný siyasetinin merkezine koyan iki aday da bu süreçten baþarýlý çýktý.
Seçmenler, siyasal, toplumsal ve ekonomik huzur arayýþlarý çerçevesinde hemen tüm siyasilere ve partilere bir de yol haritasý sundular. Dar alana sýkýþmýþ davranýþlarýn, sadece belirli kesimleri dikkate alan politikalarýn, merceði sadece kendi çevresine tutanlarýn bundan böyle daha az destekleneceklerini ima eden bir yol haritasý.