Toprak bütünlüðüne saygý, öyle mi?

Deniz Baykal “Barýþ Pýnarý harekâtý”ný destekliyor... Kemal Kýlýçdaroðlu da görünüþte destekliyor ama bir taraftan da içi kan aðlýyor... 

Kendi sözüdür: “Ýçim kan aðlýyor.”

Ekrem Müdafa ise “barýþ” istiyor. 

Kimle kim arasýnda barýþ? 

Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, bir çapulcular sürüsü olan PKK/YPG arasýnda barýþ mý? 

Diyarbakýr’a yaptýðý ziyarette de buna benzer laflar etmiþti. Barýþ filan diye atýp tutmuþtu. 

Sonra da kayyým atanan belediyelerin belediye baþkanlarýný yanýna alýp, poz poz fotoðraf çektirmiþti. 

Kendince þu mesajý vermiþti: 

Biz iktidar olursak, belediyeleri kafanýza göre yönetebilirsiniz. Bizim iktidarýmýzda kayyým-mayyým yok. Hatta isterseniz, çözüm süreci bile baþlatabiliriz.

Peki, belediye baþkanlarýnýn verilen görev çerçevesinde kalmalarý ve “hadlerini aþmamalarý” gerektiðini söyleyen Kemal Kýlýçdaroðlu bu duruma ne diyor? 

Ekrem Ýmamoðlu, resmen ve alenen “Cumhurbaþkaný adayý” edalarýyla saðda solda dolaþýyor, ilginç yurt gezileri düzenliyor, misafirlerini “baþkan” edasýyla aðýrlýyor. 

Mesela Yunanistan eski Baþbakaný Papandreu’yu çok seviyor ve onu aðýrlamaktan haz duyuyor. Bu dostluðun ya da yakýnlýðýn esbabý nedir? 

Hep böyle mi devam edecek? 

Ýmamoðlu bir tür ilan edilmemiþ Cumhurbaþkaný adayý olarak ülkeyi dolaþacak, Kýlýçdaroðlu da onun arkasýný mý toparlayacak? 

Barýþ Pýnarý harekâtýndan dolayý içi kan aðlayan Kemal Kýlýçdaroðlu dün grupta konuþtu. 

Kendisine yakýþýr þeyler söyledi. 

Mesela þunlarý söyledi: “Suriye’de yaralanan teröristleri Türkiye’ye getirdiler gizli gizli  tedavi ettirip sonra Suriye’ye gönderdiler. Doðru söyleyeni dokuz köyden kovmak deðil dokuz köyde karþýlamak gerekir. Maceracý bir dýþ politikadan uzak durmak gerekir. Macerayý odak noktasý seçen bir dýþ politikanýn Türkiye’yi nerelere soktuðunu örnekleriyle görebiliriz. 3 milyon 600 bir Suriyeli Türkiye’de. 40 milyon TL harcadýk onlar için. Ben baþka bir hükümetin toprak bütünlüðüne saygý göstermezsem düþman kazanýrým.”

CHP’lilerin temellük ettiði bir alýþkanlýk var. 

Bu alýþkanlýk, Ekrem Müdafa’yla birlikte zirve yaptý. 

Mütemadiyen “yalan” söylüyorlar. 

Peynir etmek gibi yalan söylüyorlar. 

Kendisine, yýllardýr, hangi “teröristlerin” Türkiye’de tedavi ettirilip yeniden Suriye’ye gönderildiði soruluyor (en az yüz kere sorulmuþtur) ama hâlâ doðru dürüst cevap veremiyor. 

Bir de þu: 

Kýlýçdaroðlu, Barýþ Pýnarý harekâtýný, “baþka bir hükümetin toprak bütünlüðüne saygýsýzlýk” olarak yorumluyor. 

Suriye, yýllardýr, üç ülkenin iþgali altýnda: 

Rusya, Ýran, Amerika... (Bu üç ülkenin Suriye’de üsleri ve kontrol noktalarý bulunuyor.) 

Üstelik Amerika, silahlandýrdýðý bir terör örgütü eliyle, Suriye’nin üçte birini “bütün”den koparmýþ durumda. 

Siz bugüne kadar Kemal Kýlýçdaroðlu’nun aðzýndan, bu üç ülke ve Amerika’nýn silahlandýrdýðý terör örgütü hakkýnda bir itiraz cümlesi duydunuz mu? 

Duyamazsýnýz. 

Kýlýçdaroðlu’na göre, Suriye’de tek “iþgalci” var... 

O da, bölgeyi terörden arýndýrmak isteyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti.