Pazartesi sabahý, dün, ekranlarda, galiba CNN’de, CHP Ýstanbul Milletvekili Sayýn Akif Hamzaçebi’yi izliyorum, Sayýn Hamzaçebi TBMM’den yeni geçen ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn imzaladýðý torba yasanýn bazý maddelerini Anayasa Mankemesi’ne taþýyor.
Aklýmda üç konu kalýyor, üst düzey kamu çalýþanlarýnýn görevlerinden alýnmasý ya da baþka yerlere tayinleri durumunda idari yargýnýn yetkilerinin, en azýndan zaman açýsýndan, kýsýtlanmasý, özelleþtirmelere karþý idari yargýyý kýsmen de olsa devre dýþý býrakma ve internet (haberleþme) özgürlüðü konusunda Türkiye Ýletiþim Baþkanlýðý’na (TÝB) yargý kararlarýna dayanmadan tanýnan yetkiler.
Tüm bu konularda, en genel çizgileriyle, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne baþvurusu haklý gibi duruyor, hukukçu deðilim, kesin konuþamam ama sezgilerim bu yönde.
ANCAK, meselenin maalesef ancak’larý da var.
Sayýn Hamzaçebi’yi ekranlarda izlerken, aklýma bir konu takýlýyor, galiba yirmi sene öncesine kadar giden bir konu.
CHP bugün 2014, torba yasayý Anayasa Mahkemesi’ne taþýyor, çok açýdan haklý görülebilir, hukuk devletinin temel ve vazgeçilemez bir ilkesi idarenin her tasarrufunun yargý denetimine açýk olmasýdýr; bu satýrlarýn yazarý, hatýrlarsak, senelerce YAÞ kararlarýnýn yargý denetimine açýlmasýný þiddetle savunmuþ biridir.
Ancak, 80’lerin sonu, 90’larýn baþý, Türkiye’de özelleþtirme rüzgarlarý esiyor, bu ortamda da çimento fabrikalarý özelleþtiriliyor, bir fransýz þirketine satýlýyorlar, o tarihlerde birileri de idari yargýda dava açýyor ve Danýþtay da özelleþtirmenin durdurulmasý kararýný veriyor.
Devletin çimento üretmesinde Danýþtay nasýl bir kamu yararý görmüþ, anlamak mümkün deðil ama madem yüksek yargý böyle bir karar vermiþ, Anayasanýn 138. maddesinin son paragrafýnýn amir hükmü, idare uymak zorunda.
O tarihlerde de görevde 49. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti var, 7. Demirel Hükümeti, bir DYP-SHP koalisyonu, 1991-1993 arasý.
Demirel Baþbakan, rahmetli Erdal Ýnönü Baþbakan Yardýmcýsý, Kabine’de SHP’den çok sayýda bakan var, aklýmda kalanlar Türkan Akyol, (Devlet Bakaný Seyfi Oktay (Adalet), Hikmet Çetin (Dýþiþleri), Onur Kumbaracýbaþý (Bayýndýrlýk), Tahir Köse (Sanayi ve Ticaret), Mehmet Moðultay (Çalýþma ve Sosyal Güvenlik), Fikri Saðlar (Kültür), Abdülkadir Ateþ (Turizm).
Danýþtay kararý önlerinde, Anayasanýn 138. Maddesine göre geciktirmeden uygulamak zorundalar ve ama 49. Hükümet bir gizli Bakanlar Kurulu kararý üretiyor ve Danýþtay’ýn bu kararýnýn milli menfaatler, uluslararasý iliþkiler açýsýndan uygulan(a)mayacaðýný karara baðlýyor, bu kararý boþuna Resmi Gazetede aramayýn, bulamazsýnýz, gizli, ama bizim bürokrasi malum, birileri bana resmi, imzalý metni ulaþtýrýyor o tarihte.
Þimdi CHP, SHP ile kan, akrabalýk baðlarý malum, özelleþtirme kararlarýný yargý denetiminden çýkarmak isteyen bir yasayý Anayasa Mahkemesi’ne götürüyor, bu kararda imzasý bulunan ve bugün CHP’de karar organlarýnda görev alan isimler tanýyorum.
Tekraren ifade ediyorum, doðrusu, idarenin her kararýnýn, eksiksiz, yargý denetimine sonuna kadar açýk olmasýdýr ama bu ilkeyi benimserseniz zaman içinde tutarlý da olmak zorundasýnýz.
Torba yasada, özellikle üst düzey kamu çalýþanlarýnýn görevden el çektirilmeleri, baþka yerlere tayinleri durumunda idare yargýya baþvurmada kararlarýn uygulanmasýna büyük sýnýrlamalar getiren madde Anayasanýn 138. Maddesi, benim gibi hukukçu olmayan biri bile görebiliyor, son paragrafýna açýk aykýrý gibi.
Ancak, benim anlamakta zorlandýðým konu, yargý kararlarýna direnmekte gördüðüm akrabalýklar, üstelik çok farklý siyasi aileler arasýnda.
Yukarýda örnek verdiðim ve DYP-SHP tarafýndan uygulanmasý engellenen Danýþtay kararý kanýmca yanlýþ, çok devletçi, anlamsýz bir kamu yararý anlayýþýna dayalý bir karar ama madem ki bir yargý kararý var, kötü de olsa hukuk devletinde uygulanmak zorunda.
Bu tür sýkýntýlarý aþmak istiyorsak, hukuk fakültelerindeki hukuk eðitiminden baþlayarak, hukuk ideolojimizi, yargýyý gözden geçirmek, kimse kusura bakmasýn, yeniden dizayn etmek zorundayýz.