‘Hayati Tehlike’ filminin oyuncularý Öznur Serçeler ve Toygan Avanoðlu filmden beklentilerinin çok büyük olduðunu söyledi. Avanoðlu, “Eskiden ‘Olacak O Kadar’a kahkahalarla gülerdik. Türk seyircisi artýk her þeye gülmüyor, algýda seçici” dedi.
Türk sinemasý bazen oyuncu fabrikasý gibi çalýþýyor. Belki isimler çok çabuk yok oluyor ama genç yeteneklerin ümidi bizim de onlardan umudumuz bitmiyor. ‘Hayati Tehlike’ filminin oyuncularý Toygan Avanoðlu ve Öznur Serçeler bu röportajda sinemada ne yapmak istediklerini bilinçli bir þekilde ortaya koydular.
Ýlk önce senaryoyla baþlayalým. Bu filmde olmaya nasýl karar verdiniz?
Toygan Avanoðlu: Bu karakter benim üzerime yazýldý.
Peki siz?
Öznur Serçeler: Aslýnda bir ajan 42 var. Bu karakter için görüþmeye gittim. Görüþürken Linda karakterinin de olabileceðini konuþtuk. Çünkü ikisi de Türkçe’yi Rus aksanýyla konuþuyorlar. Ben denerken, öyle mi olsa böyle mi olsa dendi. En sonunda Linda karakterinde karar kýldýk. Bir de birlikte okuduk, vakit geçirdik. Baktýk güzel bir þey çýkýyor. Bazen partnerler istem dýþý bir þekilde birbirlerini desteklerler. Bazen de istem dýþý bir þekilde birbirlerinin ayaðýna dolanýrlar. Bizim grubumuzun iletiþimi çok güzeldi. Birbirimize destek olduk.
Rollerinizi biraz tanýtabilir misiniz?
T. A.: Karakterin ismi Hayati, soyadý Tehlike. Etli ekmek salonu var. Mütevazi bir hayat sürüyor. Görüþtüðü, anne dediði bir kadýn var. Çocukluk arkadaþý Utku’nun annesi. Hayati Tehlike, yani karakter analizi çok doðal. Çok net bir adam. Gergin, sinirli, zaman zaman çok sakar. Skalasý çok geniþ. Hiçbir þeyi yapamadýðýna inanmayan bir karakter. Bowling topunu atamasa bile topla beraber kendisi atlayýp o lobutlarý devirebilecek kadar hýrslý bir adam.
Karakter bu film için mi oluþturuldu yoksa daha öncesinde var olan veya oynadýðýnýz bir karakteri etraflýca inceleyip yeniden mi oluþturdunuz?
T. A.: Þöyle söylenebilir; mesela Bünyamin diye bir karakter oynamýþtým. Daha sonrasýnda baþka bir projede o karaktere benzer bir adam oynamamý istediler. Hayati Tehlike de bunlarýn dayý çocuðu, amca çocuðu olabilir. Birebir benzerlikleri kesinlikle yok ama bu üç adam bir masada otursalar saatlerce muhabbet edebilecek nitelikte adamlar. Ortak yönleri çok.
Ö. S.: Benim karakterimin þöyle belirgin özellikleri var; Bir Rus mafyasýnýn kýzý. Dolayýsýyla her istediðini elde ederek büyümüþ. Zenginlik içinde etrafýnda korumalarla büyümüþ biraz da þýmarýk. Türkiye’ye geliyor, Türkiye’ye aþýk oluyor ve sonrasýnda birazcýk Türkçe öðrenip Türkiye’de yaþamaya baþlýyor. Aslýnda Linda’ya ulaþmak öyle çok çok kolay deðil ama Hayati kendine olan güveni olsun, bazý yaþanan þeyler olsun Linda’ya bir þekilde yaklaþýyor. Linda’nýn da Türklere zaafý olduðu için kaynaþýyorlar. Aslýnda hesapta olmayan bir þey. Hayati karakteri Linda’nýn yanýna yaklaþabilecek bir karakter deðil.
Bir yabancýyý canlandýrmanýn avantajlarý ve dezavantajlarý var mý?
Ö. S.: Bir Rus kýzýný oynarken bir Rus gibi görünmek gerekiyor. Oyunculuk niteliði bakýmýndan, yani o aksanla konuþabilmek, Rus kültürüne aþina olmak gerekiyor. Ama Türkiye’deki oyuncular arasýnda ben bunu dezavantaj deðil bir renk olarak görüyorum. Bu oyuncularýn iyi deðerlendirildiði projeler de oluyor iyi deðerlendirilmediði projeler de oluyor. Mesela Muðla’da yaþayan bir köy aðasýnýn kýzý da olabilirim. Çünkü onlarda da bir renklilik var. Algý farklý çalýþýyor. Dezavantajý bu oluyor.
Filme nasýl hazýrlandýnýz?
Ö. S.: Þimdi zaten Toygan sporcu olduðu ve tenis bildiði için onun açýsýndan çok zor olmadý. Ama biz hiç bilmiyorduk. Gittik iki-üç gün tenis çalýþtýk. En baþta Toygan çalýþtýrdý sonra baktý olmayacak “Kýzým ben seninle uðraþamam” dedi. Bir hoca tuttular bana. Rus aksanýný tutarak oynamak lazým. Bazen kaçabiliyordu aksan. Onlarý kendi baþýma çalýþtým. Yeri geldi yönetmenimizleyeri geldi Baykut abiyle. Tenistir, oktur... Bu tarz þeyleri bir iki hafta çalýþtýk.
Son iki haftada mafya komedisi denilebilecek dört tane film girmiþ vizyona. Bu biraz sýkýntý oluþturmuyor mu?
T. A.: Türk seyircisinin bence artýk algýda seçiciliði çok yükseldi. Türler arttýðý için. Eskiden mesela ‘Olacak O Kadar’ vardý. Ýzlerdik, kahkahalarla gülerdik. Artýk birçok farklý þey var. Yine iyi olan kazansýna geliyor. Herkese tabii kendi çocuðu en güzelidir. Baþkalarýnýn evlatlarý için de kötü düþünmezler ama kendisininki daha bir güzel gelir. Sinemada da bizim için böyle. Bunlar bizim bebeklerimiz. Uzun lafýn kýsasý, iyi olan kazansýna getireceðim. Hiçbir sýkýntýsý olduðuna inanmýyorum.
Sizin yer aldýðýnýz projelere baktýðýmýz zaman melodram var, korku var, komedi var... Bunlarýn hangisi sizi daha çok tatmin ediyor?
Ö. S.: Ben romantik komedi oynamayý seviyorum. Komediler baþka bir ritim baþka bir þey gerektiriyor. Gerçekten becerdiðinizde çok keyif aldýrýyor. Komedinin nasýl yazýldýðý, nasýl çekildiði de çok önemli. Daha geçen gün bunu düþündük. Romantik komedi en çok sevdiðim tür diyebilirim.
“Türk seyircisinin algýda seçiciliði çok yükseldi. Eskiden ‘Olacak O Kadar’ vardý. Artýk birçok farklý þey var.”
SANATTA MÝSYONUM GÜLDÜRMEK
Yesilçam’da yýldýz sistemi vardý. Yýldýz sisteminde de oyuncular bir karakter oluþtururlar ve o karaktere yakýn karakterler oynarlar. Fakat sizin seçtiðiniz yol, çok daha farklý. Farklý karakterlerde, farklý türlerde oynayabiliyorsunuz?
Öznur Serçeler: Kendimi tatmin etmek açýsýndan düþünseydim evet, farklý türleri denemek derdim. Ancak yýldýz olmak, sanat camiasýnda bir nokta olmak, izleyicinin güvenini boþa çýkartmamak konusunda, yýldýz olmak derdim.
Toygan Avanoðlu: Öncesinde bu iþin sadece halkýn mutluluðu için yapýldýðýna inanýyorum. Hani gidip oynayýp “Oh çok güzel oynadým, aman ne güzel oynadým” deðil yani. Þu anda sokakta mesela beni görünce gülüyor insanlar. Þimdi ben çýkýp sert bir adam oynasam, kötü karakter oynasam o insanlarý hayal kýrýklýðýna uðratacaðým. Beklenti o deðil çünkü. Bir de þimdi günümüz Türkiye’sinde bayaðý sýkýntýlý dönem yaþýyoruz. Ben kendime misyon olarak baktým. Komedi, güldürmeyi misyonum olarak aldým. Filmimizin içinde de benim aðladýðým bir sahne var mesela. Bana deniyor yani “Ya arkadaþ sen hep þiveli tek tip adamý oynuyorsun” diye.Yahu insanlar bundan memnunsa ben neyin macerasýna gireyim ki? Ne gerek var. Oyuncu her rolü oynamalýdýr fikrine inanmýyorum. Oyuncu kendini ispat etmek durumundadýr fikrine de inanmýyorum. Bizim gittiðimiz yolun doðru olduðuna inanýyorum þu anda.