Ýlk yarýnýn önemli bir bölümünü kapsayan süre içinde, Beþiktaþ'ýn topla oynama süresi 70'e 30 gibi büyük aralýklýydý. Ama topa sahip olmakla, topun sahibi olmak arasýnda fark var. Ayaðýndaki topu ödünç alýnmýþ gibi iðreti kullanýrsan, topun sende kalmasýnýn fazla bir önemi olmaz.
Nitekim Trabzonspor; havanda su döven rakibi karþýsýnda pek zor anlar yaþamadý. Olcay'ýn þutu dýþýnda; Beþiktaþ'ýn ilk yarýda üretebildiði tehlike sayýsý, olmasý gerektiði kadar oluþamadý. Göstermelik hareketlilik, fos çýkma emareleri gösterdiðinde; Trabzon devreye girdi. Topla az oynamasýna raðmen öz oynadý. Etkin oldular. Ama onlar da Erkan Zengin'in þutu dýþýnda gol olabilecek giriþimde bulunamadý. Sebebi ise, iki tarafýn da birbirinden çekinmesiydi... Bu çekinge, yapmalarý gerekeni layýkýyla yapmalarýna pranga vurdu.
***
Neyse ki ikinci yarý, çok daha efektif baþladý. Gökhan Töre'nin topu geliþine vurmamasýndan kaynaklanan zaman kaybý, güzelim pozisyonu güme götürdü. Ama hemen ardýndan karþýlýklý goller geldi. Quaresma'nýn orta yaptýðý topun aðlara gitmesi, gecenin en ilginç aný oldu. Portekizli oyuncu, gol attýðý ana kadar bence kötü oynuyordu. Ayný kulvarda oynadýðý Motta'yý desteksiz býraktý. Kýrmýzý kartýyla da takýmýný eksiltti. Attýðý gol onu temize çýkarmaz.
Oðuzhan, Mersin maçýndaki yaratýcý gücünden epey uzaktý. Geçen hafta fazla gaz vermiþtik. O gaz bu hafta biber gazýna dönüþtü. Gökhan Töre de, kopuk kopuktu... Cenk Tosun maçýn baþlarýnda gereksiz bir sinirlilik içindeydi.. Bu tavrý, sonraki oyununu olumsuz etkiledi. Beþiktaþ 5 attý Mersin'e, ama bu hafta iþler tersine...