Sývý yað ve katý yaðý biliyoruz. Peki son zamanlarda sýkça duyduðumuz trans yaðýn sadece zararlý olduðunu kabul ediyoruz. Trans yað en tekli veya çoklu doymamýþ yaðlardýr. 2010 yýlýnda Aterosklerosiz dergisinde yayýnlanan raporda Trans yað asitleri ve saðlýk açýsýndan risk etmenleri yayýnlandý. Dahasý Harvard Týp Fakültesi’nden Halk Saðlýðý Anabilim Dalýndan Dr. Dariush Mozaffarian endüstriyel ürünlerin yapýmý aþamasýnda kendiliðinden oluþan trans yað asitlerinin kalp hastalýklarý için önemli bir risk olduðunu hatta diyabet ve aniden kardiyak sisteme baðlý ölümlerin de sorumlusu olabileceðini bildirdi. Çalýþmalar ise trans yaðlarýn sadece kalp ve damar hastalýklarýna yol açmakla kalmayýp hücre zarýna da zarar verdiðini, kanser ve alerji için ciddi risk olduðunu ortaya koydu.
Tereyaðýndaki büyük tehlike
Trans yað asitlerinden zengin beslenmek LDL kötü huylu kolesterolü arttýrýp HDL-C dediðimiz iyi huylu kolesterolü azaltýr. Karýn bölgesindeki yaðlanmayý tetikleyerek insülin direnci için de riskini artýrýr. Trans yað asitleri çok geniþ yelpazede bir suçlu besin profili göze çarpýyor. Tereyaðý en önemli trans yað asidi kaynaðýdýr. Dünyada hemen tüm ülkelerde etiketlerde hazýr paket ürünlerin trans yað asidinin yüzde 1’in altýnda olmasý ve trans yað içermediðinin de belgelenmesi gerekir. Tavuðun derisi ve jelimsi olan yaðlarý, kýrmýzý etin beyaz görünen yað formu, balýkta derisi ciddi trans yað asidi içermektedir. Yüksek yað içeren besinler hazýr gofret, hazýr kek, kurabiyelerdir. Sebzelerin ve etlerin yaðda kýzartýlmasý ile kendiliðinden trans yað asitlerinin kendiliðinden oluþacaðý unutulmamalýdýr.
